4/10| heartless, ugly girl, old woman and cat

1.2K 153 23
                                    

"Bugün güneş ne kadar da parlak, değil mi Milena?" diyen yaşlı kadının buruşuk yüzünde bir tebessüm doğdu. "Güneş çok güzel."

"Evet, büyükanne." dedi Milena huzursuz bir sesle. Kalp Söken, öğle vaktinde çınar ağacının önünde olmalarını söylemişti. Milena ve büyükannesi tam vaktinde burada olmalarına rağmen şeytan hala ortalıklarda görünmüyordu.

Fikrini değiştirmiş olabilirdi. Eğer öyle olduysa Milena büyük bir hayal kırıklığına uğrardı çünkü her ne kadar onu korkutucu bulsa da kendisine büyük bir umut vermişti. Sadece şarkı söyleyip, temizlik ve yemek yapıp şu anki hayatından çok daha iyi bir hayat yaşayacaktı. Üstelik büyükannesiyle birlikte.

"Sevgilin güneşten geliyor olmalı." dedi büyükanne ve kendi kendine gülüp bir iç çekti.

"Birazdan geleceğine eminim. Yorulduğunu biliyorum ama biraz daha beklememiz lazım."

Büyükanne onu duymayıp ayaklarına dolanan kedi için şimdi uydurduğu bir şarkıyı söylemeye başladı. Tam o sırada beyaz bir atın sürdüğü araba önlerinde durdu. Araba kısa boylu bir insanın sığacağı büyüklükte, koyu mor, altın işlemeler ve mücevherlerle süslüydü. Kapı açıldığında şeytan yüzündeki tebessümle aşağı indi.

"Üzgünüm, biraz geciktim." dedi tüm cazibesini kullanarak.

Milena sadece gülümsemekle yetinmiş fakat büyükannesi "Ah Milena, onca yıl sonra aşkı tekrar buldum." diyerek bir iç çekmişti.

Genç kızın yanakları kızıla boyanırken Zayn ise Milena' nın ayak ucunda duran ahşap bavulu alarak arabanın içine bıraktı.

"İçeri girin."

"Üçümüz nasıl sığacağız?"

Araba çok, çok küçüktü. Sığmalarının imkanı yoktu!

"Bu sıradan bir araba değil. Hadi, büyükanneyi bindirelim."

Büyükannenin buruşuk ellerinden birisini tuttuğunda kadın bir genç kız gibi utanarak gülümsemiş, ardından yavaş ve dikkatli adımlarla arabaya bindirilmişti. Binmeden hemen önce "Lütfen, Kedi' yi alalım Milena." diye mırıldandı. Zavallı kedi, büyükannenin ayaklarında dolanmaya devam ediyor, yalvarır gözlerle onları izliyordu.

"Büyükanne nasıl isterse." Zayn eğilip tek seferde kediyi kucakladı ve arabanın içine bıraktı. Ardından çirkin kıza bakıp bir kez daha gülümsemişti.

"İçeri gir."

Milena kendisine uzatılan zarif elden destek alarak arabanın içine bindiğinde şaşkınlıkla dudakları aralandı. Dışarıdan oldukça küçük görünen bu arabanın içi kocaman bir odaydı. Hatta içeride yanan bir şömine bile vardı ve şöminenin önüne konulmuş rahat koltuklardan birisine oturmuştu. Büyükanne, tüm bu tuhaflıkları sorgulama gereği duymadan kucağındaki kediyi okşuyor ve şarkılar mırıldanıyordu.

Şeytan karşısındaki koltuğa oturup yayıldı. Yüzündeki tebessüm ve tamamen normal görünüşüyle oldukça iyi dururken gözleri için bunlar söylenemezdi. O gözler, yaşam ışığı söndüğü için tamamen boş, cam gibi görünüyordu. Bunun sebebinin lanetten olduğunu anlamak Milena için zor değildi.

Bakışlarını büyükannesinin kucağındaki kediye çevirdi. Gece karası tüylere ve baharda açan bir yaprak kadar parlak yeşil gözlere sahip, oldukça sıskaydı. Büyükannenin okşayışları altında yeşil gözleri gittikçe kapanırken huzurlu mırıltılar çıkarmakla meşguldü.

"Adını ne koymak istersin?"

Büyükanne torununa heyecanla baktı. "Kedi! Ona Kedi diyeceğiz Milena."

the curse of the stolen heart • malikWhere stories live. Discover now