31.Bölüm: Deli Sevda

2.9K 134 38
                                    



Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına.
Daha dün doğmuşuz sanki
Yeni okula başlamışız
Yeni sevmişiz

Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına
Yarın bitecek sanki her şey
Yarın ölecek gibiyiz.

Daha doymamışız yaşamasına
Günlerimiz dün bir, bugün iki
Sakın bir şey bırakma yarına
Yarın yok ki.

                                     Özdemir Asaf



Tahir'in surat ifadesi gittikçe ciddileşirken birden kollarını bana sardı. Tepkisini ölçemiyordum ve bu şekilde yüz hatlarını göremiyordum geri çekilecekken durdurdu.

'Nefes rahat dur"

Sesi çatallamış mıydı? Ne yani ağlıyor muydu? Zorlada olsa geri çekilip sol gözünden damlayan göz yaşını baş parmağım ile sildim.

'Tahir'

'İyi ki rahat dur dedik. Ağlarken gör istemedim.'

'Neden ağlıyorsun?'

'Bir yanım babamın öldüğünü kabullenmenin verdiği ağırlık için ağlıyor, diğer yanım senin gibi bir kadını benim ömrüme veren rabbime şükür için ağlıyor.'

Dudaklarına kısa bir öpücük kondurdum. Bu adam ne de güzel bir adamdı böyle.

'Şimdi sen kızmadın mı?'

'Niye kızayım Nefesim aksine beni çok mutlu ettin.'

Ellerinden arabaya  sürükleyip bindirdim, bende kendi yerime geçtim.

Mezarlığın başındaki çicekçiden bir saksı aldıktan sonra Tahir'in yanında ilerlemeye başlayadım.

'Çok değişmiş'

'Ne?'

'Mezarlık. Yani en son 20 yıl önce gelmiştim cidden değişmiş.'

Beş dakikalık yürümenin ardından görüş açıma bir aile mezarlığı girdi. Beyaz mermerlerle çevrilmiş olan mezarlıkların arasından gözüme o isim takıldı 'Mehmet Kaleli'. Tahir'in avucunda olan elim sıkılında gerildiğini anlayabilmiştim. Baş parmağımla tenini okşadığımda sanki gerginliği birazda olsa yok olmuştu.

'Tahir istersen'

'Hadi Nefesim babam geliniyle tanışsın'

Gülümsedim. Mezarlığın başına geldiğimizde Tahir'in elini bırakıp görevliden aldığımız kürekle saksı için yer hazırlamaya başladım. Tahir arada beni izliyor ve babasıyla konuşuyordu.

Saksıdan çıkardığım fidanı açtığım çukura yerleştirip özgürlüğüne bıraktıktan sonra toprağını ıslattım.
Tahir'de babasının mezar taşını yıkamıştı o sırada.

'Ellerine sağlık çok güzel oldu.'

Fidanı işaret ederek konuşmuştu, gülümsedim. Yanına gidip kollarımı koluna dolayıp kafamı omzuna yasladım.

'Ağaca beşikten mezara kadar muhtaçız. Mehmet babada baş ucunda diktiğimiz fidan ile huzur içinde yatsın.'

Tahir'in içtenlikle gülümseyen surat ifadesi içimi sıcacık etmişti.

'Ben buldum'

'Neyi?'

'Yıllardır nasıl bir iyilik yaptımda rabbim seni çıkardı karşıma diye düşünüp duruyordum.'

Yıllar Sonra Gelen UmudumWhere stories live. Discover now