10. Bölüm/Seni seviyorum

28 0 0
                                    

Kapıdan dışarı çıktılar. Konuşmuyorlardı. Birbirlerinin yüzlerine bakmıyorlardı.

Binanın dışına çıktıklarında Mycroft ve Lestrade'i gördüler. İkisi de sırılsıklamdı. John anlam veremese de Sherlock ne olduğunu biliyordu. Üzerlerinde kırmızı şarap vardı, Moriarty yüzünden. Ardından Mycroft ve Lestrade yanlarına yürüdü.

"Moriarty manyağı bizi kırmızı şarapla boğmaya çalıştı! Her neyse. Bir araba çağırdım. Greg'le beraber gideceğiz, ya siz?"

İkisi de birbirinin yüzüne bakamıyordu. Fakat biri konuşmak zorundaydı.

"T..taksiyle gideceğiz biz." Dedi John. Sesi titremişti.

Mycroft onayladıktan sonra bir taksi çevirdiler ve eve doğru yola koyuldular.

Kısa sürede eve varmışlardı. Fakat ev karanlık, sessiz ve korkutuydu. Saatse gece yarısına gelmek üzereydi.

John eve girdiği gibi odasına gitmek için adımlarını hızlandırdı. Fakat Sherlock konuşmak istiyordu. John'un sessiz kalmasıysa onu bitiriyordu.

"John... konuşmayacak mıyız?.."

John bir an duraklasa da sonra arkasına bakmadan odasına doğru yürümeye devam etti. Sherlock'ta bir süre John'un arkasından baktıktan sonra odasına çekildi. Yatıp kafasını yastığa gömdü be asla Sherlock Holmes'un yapmayacağı bir şey yaptı.

Ağladı.

Evet ağladı. Sherlock Holmes ağladı. En iyi dostunu ve sevdiği adamı kaybettiği için ağladı. Ağlama sesleriyse John'un odasına kadar gidiyordu. Kendini çok kötü hissetti John. Tek gerçek dostu ve sevdiği adamı üzmüştü. Bütün gece Sherlock'un odasından gelen sesleri dinledikten sonra saat 4 civarı uyuyakaldı. Fakat uykusu çok sürememiş, 2 saat sonra uyanmıştı. Aklına ilk gelen şeyse Sherlock'tu.

Evden erken çıkmak için hazırlanmaya başladı John. Sherlock uyanınca onunla konuşmak istemiyordu. Fakat duş alıp hazırlandıktan sonra Sherlock'a bakmak için onun odasına gitti yavaşça. Sessiz olmalıydı ki Sherlock uyanmasın.

Sherlock'un odasına geldiğinde küçük çaplı bir şok yaşadı John. Çünkü Sherlock çok kötü görünüyordu. Dağılmıştı. Çökmüştü. Gözaltları mosmordu. Yastığa sarılıyor ve titriyordu. "Yani Sherlock şimdi 16 yaşındaki bir kız gibi aşk acısı mı çekiyor?" diye düşünmeden edemedi John. Gözlerinin dolduğunu fark etmemişti bile.

Sherlock' un yanına eğildi ve ellerini yumuşacık ve simsiyah olan kıvırcık saçların içine daldırdı. Ardından yüzüne dokundu. Soğuktu. Üşümüştü belki de. Yanaklarındaki gözyaşı izlerini silmek istedi John fakat yapamadı. Ayağa kalktıktan sonra Sherlock'un üstünü örttü ve evden çıkmak için adımlarını hızlandırdı.

John'un ardından uyandı Sherlock. John'u hissetmişti. Dokunuşlarını hissetmişti...

Fakat John şimdi yanında değildi. Bu ona hala acı veriyordu. Bu yüzden kalktı, çekmecesini açtı, içindeki nikotin bantlarını ve enjektörleri çıkarttı. Mutfağa gitti ve hazırladığı karışımları kendine enjekte etti. Ardından nikotin bantlarını yapıştırdı ve transa geçti. John'u düşünüyordu. Bundan sonra ne olacaktı? Arkadaş kalamazlardı. Ya arkadaştan daha fazlası olacaklar, yada çok daha azı... İşte Sherlock'un en çok korktuğu şey buydu. John'u kaybetmek... İntiharına bile yol açabilirdi. Fakat düşünceleri bir kapı kilidi sesiyle bölündü. Hızlıca saate baktığındaysa saat 1'i gösteriyordu. John olamaz diye düşündü ama kapıdan giren John olmuştu.

"J..Jhon!"

"Sherlock, konuşmamız ge- bir dakika o bantlar... SHERLOCK!!!"

"..."

"Sana uyuşturucu almamanı söylemiştim!!!"

"Üzgünüm Jo-"

Sherlock'un sözünün bölünmesinin nedeni yüzüne yediği yumruktu.

"Aptal çıkar şu bantları HEMEN!!!"

"T..Tamam John. Sakin ol."

Sherlock John'un ısrarıyla bantları çıkarttı. O bu durumdan memnun olmasa da John memnun gözüküyordu.

"Bütün eğlencemi bozdun ama!"

"Eğlencene başlatma Sherlock! Konuşmalıyız."

"..."

"Söylemek istediğin bir şey yok mu yani?"

"N..ne söylememi istiyorsun?"

"Gerçekleri Sherlock. Moriarty'nin söylediği şeyin gerçek olup olmadığını öğrenmek istiyorum."

John'un bir anda ciddileşmesi Sherlock'un hoşuna gitmemişti. Fakat sessiz kalmanın bir şeye yaramayacağını biliyordu. Bu yüzden zorla da olsa konuştu.

"...Evet..."

Sherlock uzun süredir içinde tuttuğu nefesini verdi. John'sa bir sonraki hareketi için hazırlanıyordu.

"Aptal." dedi John ve dudaklarını Sherlock'un dudaklarına bastırdı. Onun gözleri sımsıkı kapalıyken, Sherlock'unkiler ardına kadar açıktı. Kısa süre sonra ayrılan ikili birbirlerinin gözlerinin içine baktılar. Sherlock'un gülümsemesiyle beraber, gözlerindeki mutluluğu okumamak imkansızdı.

"John..."

"S..seni seviyorum Sherlock."

"B..bende seni seviyorum John."

John o anda kollarını Sherlock'un boynuna doladı ve ikilinin dudakları tekrar birbirine kapandı. Bu sefer ikisinin gözleri de sımsıkı kapalıydı. Ta ki içeri bir davetsiz misafir dalana kadar.

"TANRIM SONUNDA!!!"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 13, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

GAME IS ON/Johnlock Where stories live. Discover now