You're PERFECT To Me

"No, you're not going anywhere, young lady

Yarışmayı sunan adam mikrofonu eline aldı. Zarfı açtı.... Aman Tanrım Didim! Harry ile beraber 1 gün geçirmek. Hemen elime Londra'ya bir bilet verdiler. Tekne turu benim için biter. Tekne iskeleye vardı. Hemen uçarcasina yola doğru koştum. Bir taksiye bindim eve vardığında eve girdim ve odama çıktım. Odamdaki bavulu aldım ve doldurdum evden çıktım havaalanı'na geldim iste uçağa bindim ve yol başlar.

8 Saat Sonra (Zaten kız 8 saattir hayvan gibi uyuyordu)

Uçaktan indikten sonra bavuluma aldım ve beni götürmeye gelen siyah minibüse bindim. AMAN TANRIM DİDİM!

"Si-sizin burada ne işiniz var!"

"Tanıştığıma memnun oldum Chelsea çok kibarsın."

"Özür dilerim Louis." Harika! Şimdiden rezil oldum.

"Adın Chelsea. Değil mi?"

"Evet Liam."

"Aç mısın?"

"Hayır Teşekkürler. Sadece ihtiyacım olan tek şey hepinize sarılmak."

"Pekala."

Louis'ten başlayarak hepsine sıkıca sarıldım. En çok ta Niall'a sarıldım. Çünkü o çok çok çok çok tatlı. Zayn'ise Perrie ile konuşuyordu . Neyseki tek istediğim sey sadece harry ile bir gün ve gün başlar ilk ne yapmak istediğimi sordu ben de burları gezmek istedigimi söyledim oda bir şaka yapti ve yatağımdan başlayalım mı dedi bende şakası na olur dedim ve beni bir restoranda götürdü yengeç yedik simdi ne yapmak istediğimi tam sorarken telefonnu çaldı sevgilisi smina arıyodu ve s*rt*kçe konuşmaya

"başladı aşkım bugün müsait misin  

"hayır aşkım "diyip telefonu kapattı.

"Harry sen o s*rt*k gerçekten seviyor musun?"

Bilmiyorum zaten çok aniden

oldu. Ne yapayım Directioner'im sormasam olmazdı.

''O S*RT*K DEĞİ!''

''Ta-tamam."

"Hey... Korkma."

"Babam... ''

"Ne?"

"Babam... babamda böyle söylemişti fakat yinede annemi dövmüştü."

O an hemen çantamı alıp o restoranı terk ettim. Bana yapabileceği en kötü şeyi yapmıştı... Bana geçmişimi hatırlatmıştı.

***************************************************

"HARRY!"

Allah'ım ! Lütfen ölmemiş olsun! Nolur, Nolur! Bir dakika ben nerdeyim? Ve Harry ölmedi mi?

Ahh Kahretsin ! Burası onun evi olmalı. Ve ben bir kabus görmüş olmalıyım. Valizimi alıp eşyalarımı yerleştirmeye başladım. Hey! Tuhaf bakmayın 1 gün doldu. Eşyalarımı yerlestirmeyi -tıkmayı- bitirdikten sonra asağıya indim. Sadece ben indim. O şeyi indiremem. Mutfağa ilerledim ve ıslık çalan ve yemek yapan Harry'e baktım.

"Hey. Yukarıda indirilmeyi bekleyen bir bavul var."

"Neden merdivenden bavul indiriyorum?"

"Emm.... gidiyorum?"

"Neden?"

"1 gün doldu." Sesim soru sorarcasına çıkıyordu. Çünkü.... Beni önemsemeyen birinin beni sorguya çekmesi Imm.... Tuhaf?

"Kim demiş?"

Arghh! sinirleniyorum!

"Yarışmadaki adam!"

"Hayır, küçük hanım hiç bir yere gitmiyorsun.