5.5

10.6K 759 217
                                    



" Bunu yapmak istediğimize emin miyiz? " Önümdeki iki katlı eve endişeyle bakıyordum. Kimin gazına gelip buraya gelmiştim, inanın bilmiyorum.

" Eminiz. İçimizden biri vazgeçmeden bir an önce girelim hadi. " Ada, kolumdan tutup beni içeriye soktu. Sanırım kalp krizi geçirmek üzereyim.

" Sakin ol güzelim. En fazla korkarız. " Yalın'ın beni sakinleştirme çabası işe yaramıyordu. Doğru düzgün sakinleştiremiyordu bile.

" Beş kişiyiz. " Ada görevli adamla konuşurken bizi umursamadan kendi kafasına göre karar veriyordu. Ben neden buradayım ya rabbim!

" Herhangi birinizin kalp rahatsızlığı var mı? " Adam gözünü tek tek bizim üzerimizde gezdirdiğinde hepimiz başımızı iki yana salladık. Bildiğim kadarıyla hepimiz sağlıklıydık.

'' Oyunda temas olsun mu olmasın mı? '' Ada yine ve yine kendine göre cevap verdi ve temas istediğini söyledi. İçeride sana bir temas edecekler göreceksin. Gerizekalı.

Adam bize birkaç kağıt imzalattı ve başlayacağımız yeri gösterdi. Son kez Yalın'a baktım.

'' İçeride ölürsek, seni sevdiğimi bilmeni istiyorum. '' Yalın şuh bir kahkaha attı ve yanaklarımı sıktı.

'' Altı üstü korku evine giriyoruz güzelim. Ama ben de seni seviyorum. '' Alnıma bir öpücük kondurdu ve oyuna başladık.

Bulunduğumuz oda zifiri karanlıktı. Normal ev odalarına göre oldukça genişti. Etraftan korku filmlerinin arka fonlarındaki gibi iç ürpertici sesler geliyordu. Girmeden önce iki tane el feneri vermişlerdi. Biri Yalın'ın elinde biri Ada'nın elindeydi. Kerim ve Tolga ise aptal aptal etrafa bakıyorlardı. Ben mi? Ben az sonra korkudan Yalın'ın içine gireceğim.

Ada el fenerini duvarlarda gezdirmeye başladığında duvarların üzerindeki örümcekleri görüp tiksinerek gözlerimi kapattım. Çığlık atmamak için bastırdığım dudaklarım acıyordu.

'' Kanka o kadar korkacak bir şey yok be. '' Ada feneri yüzüme tutup bunu söyledikten iki saniye saniye sonra Kerim'in küfrü doldurmuştu kulaklarımı.

'' Hay babanın düşmanlarını sikeyim. Kim elledi benim götümü? '' Tolga aniden kahkaha atmaya başladığında yüzümü buruşturdum. Korkuyordum ben burada, onlar gülüyordu.

'' Bir an önce anahtarı bulup diğer odaya geçelim bence. '' Yalın'ın teklifi üzerine karanlığa az da olsa alışmış gözlerim ile etrafı taradım. Her adımımda gıcırdayan zemin daha da gerilmeme neden oluyordu.

'' Şurada bir adam var galiba. '' Ada'nın sözü ile odanın diğer kapısının olduğu tarafa baktım. Geniş odanın sonunda duran kapının önünde gözleri parlayan bir insan bedeni duruyordu.

'' Yalın. '' Yalın'ın koluna dokunup bana dönmesini sağladığımda iki saniyeliğine yüzümü ona çevirmiştim ama geri kapıya baktığımda orada adam yoktu.

'' Ada, nereye gitti? '' Ada'nın olduğu tarafa döndüğümde çoktan Kerim'in arkasına saklanmış olduğunu görmemle ofladım.

'' Harika. Bizi buraya getiren sensin ama saklanan yine sensin. '' Bunu demem üzerine Yalın'ın elinden feneri aldım ve kapıya doğru tuttum. Ve bunu yapmamla oradaki Frankenstein tipli adamın üzerimize doğru elindeki balta ile koşması bir olmuştu.

Tolga dahil hepimiz büyük bir çığlık attığımızda karşımızdaki adam elindeki balta ile koşmaya devam ediyordu.

'' Anasını satayım ben burada ölmek istemiyorum!! '' Tolga bunu der demez koşmaya başlamıştı. Odanın içinde adamın Tolga'yı kovalamasını izlemeyi bırakıp anahtarı bulmaya çalıştım. Feneri yeniden duvarlarda gezdirdim ve o sırada diğerlerinden daha yamuk bir şekilde duvarda asılı olan tabloya gözüm çarptı. Tolga devamlı küfür etmeye devam ederken tabloya uzandım ve yerinden aldım. Alır almaz elime düşen anahtar ile kahkaha attım.

Y.K | TextingWhere stories live. Discover now