Bölüm 26

1.8K 99 31
                                    

Multi: Toprak.

Ne güz ne günler ister
Bu kalp bir sende titrer
Yak hadi durma
Senin bu küller. 

Güneşin yüzüme vurmasıyla gözlerimi açtığımda etrafıma baktım.  Ares'in dün getirdiği evdeydim ama o yanımda yoktu.  Bacaklarımı yataktan aşağı salladım ve üzerimde  açılan tişörtü düzelttim.  Dün Ares kendi tişörtünü vermişti.  Ayağa kalktığımda bana haddinden fazla büyük gelen tişörte baktım ve adımlarımı banyo olarak düşündüğüm odaya yönelttim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kuruladım ve aşağı indim.  

Mutfaktan gelen seslerle o tarafa yöneldiğimde gördüğüm manzarayla gülümsemeden edememiştim.  Ares yemek yapıyordu. Arkası bana dönük olduğu için büyük bir ihtimalle hala beni fark etmemişti.

'Orda öyle duracağına gel ve sevgiline sarıl güzelim.'   beni nasıl fark ettiğini merak etsemde öncelikli işim bu adama kocaman sarılmak olacaktı.  Yanına yaklaştığımda elindekileri bıraktı ve kollarını belime doladı.

'Nasıl anladın geldiğimi ya.  Gizlice sarılacaktım.'   boynuma bir öpücük kondurdu ve derin bir nefes aldı.

'Senden önce gelen bu kokundan anladım güzelim.'   gülümsedim ve kollarından çıktım. 

'Yardım edeyim mi?'   başını iki yana salladı ve üzerimdeki tişörte baktı.

'Güzelim üzerimde benim tişörtümle bir ömür gezmeni isterim ama şimdi git üstünü giyin. Deniz ve Nehir geliyor. Evde ekmek olmadığı için ona aldırdım.  Dışarı çıkamadım hiç.' dediğinde başımı salladım ve yanağından öpüp odaya çıktım. 

Kıyafetlerimi koyduğum yerden aldım ve üzerimi giyindim. Ares'in tişörtünü de ceketimin yanına koydum bunu giderken götürecektim. 

Merdivenlere yöneldiğimde çalan zille oraya yöneldim.

'Ben bakıyorum.'   kapıyı açtığımda el ele tutuşmuş Nehir ve Deniz'e baktım.

'Hoşbuldum Adin. Açım ve çoktandır Ares'in yaptığı yemekleri yemediğim için heyecanlıyım.'   başımı salladım o içeri girdiğinde Nehir bana sarılmıştı.

'Arya'yla konuştun mu merak ettim onu.'  dediğimde Nehir başını iki yana salladı.

'Yok ulaşamıyorum. Helin'e sordum. Barış Arya'yı eve bırakmış. Büyük ihtimalle uyuyor. Neyse kahvaltıdan sonra okulda görürüz elbet.'  dediğinde başımı salladım ve mutfağa girdik.  Ares kızarttığı patates kızartmasını ve sucuklu yumurtayı masaya koyduğunda Deniz elindeki poşetten bir ekmek çıkardı ve hemen yemeye başladı.  Ares bir tane ensesine vurup oturduğunda bende yanına oturdum.

Kızarttığı patatesten ve sucuklu yumurtadan tabağına biraz aldığımda kaşlarını çatıp bana baktı.

'Bir de çok yemek yiyorum diye geziniyor yaa.'  dediğinde ona baktım.

'Kahvaltı yapmayı sevmiyorum ben.'  tek kaşını kaldırıp baktığında elindeki çatala bir patates batırıp ağzıma uzattı. Patatesi aldım ve gülümsedim. 

'Önündeki tabak ve o meyve suyu bitecek.'   başımı salladım ve tabağımı bitirmeye çalıştım. Çünkü sabah cidden iştahım olmuyordu.

'Ares valla doydum daha fazla yiyemiyorum.'   dediğimde başını salladı.

'Dersin başlamasına yarım saat var hadi gidelim.'  Deniz ayağa kalktığında Ares'e kalkmıştı.

'Sofra nolucak. Siz bekleyin biz Nehir'le hemen toplayalım. Böyle bırakıp gidemeyiz.' 

BANA İKİMİZİ ANLAT Where stories live. Discover now