I - VII.Bölüm

4.8K 351 140
                                    

LYORD KRALLIĞI

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

LYORD KRALLIĞI

Lisiya, 1225

İlkbaharın son günlerinde dünyaya gelen yeni kardeşi için sevinen Catalina, diğer kardeşlerini de yanına alarak annesinin odasının yolunu tutarken, bir yandan da kardeşlerine öğütler veriyordu. "Annemi soru yağmuruna tutmak yok. Kısa bir ziyaret gerçekleştirip sonra çıkacağız, tamam mı?"

En arkada ilerleyen Rafael homurdanırken, onun bir önünde yürüyen Margaret ablasını itaatkar bir edayla onayladı. Yanında yürüyen Arturo ise kapıdan içeri girmeden ablasına dönerek, "Annem iyidir, değil mi?" diye sordu.

"Zor bir doğum olmuş ama ebeler ikisinin de oldukça iyi olduğunu söyledi."

Arturo başıyla ablasını onayladıktan sonra kapıyı açtı ve dört kardeş içeri girip annelerinin yatağının karşısında dizildiler. Marisa Astransa zorlu bir savaştan çıkmış yaralı bir asker gibi yatağında uzanıyordu. Tepesinde toplanan saçları yüzünü daha çok ortaya çıkarıyor ve teninin ne kadar solgun göründüğünü gözler önüne seriyordu. Saatler süren doğum onu bir hayli yormuş olmalıydı. Dudakları kurumuş ve gözleri de kanlanmıştı. Üstelik artık yirmilerinde genç bir kadın değildi. Otuz beş yaşında beşinci çocuğunu dünyaya getiren yorgun bir kadındı. Bütün bunlara rağmen pes etmemiş ve hesaplanandan daha geç dünyaya gelen bebeğini sorunsuz bir şekilde doğurmuştu. Yorgunluğuna ve ağrılarına rağmen gözlerinde anneliğini layığıyla yerine getirmiş olmanın haklı gururu vardı. Dört büyük çocuğuna gülümseyerek bakarken, kollarında tuttuğu minik kızını göstermek için onları yanına çağırdı.

Dört kardeş de annelerinin yatağının etrafında toplanıp kıpkırmızı bir yüze sahip olan ve uyuyan kardeşlerine mutlulukla baktı. İçlerinden Rafael, duygu dolu anı bozarak kıkırdadı. "Yüzü kırmızı bir elmaya benziyor."

"Evet," dedi Marisa, oğluna gülümseyerek. "Birkaç güne kalmaz ten rengi düzelecektir."

"Yanakları da çok tombul," diye devam etti Rafael, sözlerine. Yatağın kenarına oturmuş ve annesinin kucağındaki kardeşine ilgiyle bakıyordu. "Şişko bir kız olacak."

"Nasıl bir görünüşü olursa olsun onu çok seveceğiz, değil mi?"

Rafael başını salladı. "Seveceğiz."

Marisa küçük oğlunun kumral saçlarını sevdikten sonra diğer yanında bekleyen kızlarına çevirdi bakışlarını. "Sizin gibi güzel olacağına eminim."

"O gerçekten çok güzel," dedi Margaret, büyülenmiş gibi kardeşine bakarken. "Onunla ilgilenmek için sabırsızlanıyorum."

"O günler de gelecek."

Catalina ilgiyle onları izlerken, odadan içeri giren babasına çevirdi bakışlarını. Adam Astransa doğum başladığında kalede değildi ve gelir gelmez aldığı haberle buraya geldiği çok açıktı. Üzerinde hala binici kıyafeti vardı ve uzun yolun kiri gözle görülebiliyordu ama her şeye rağmen yüzündeki gülümseme ve gözlerindeki ışık görülmeye değerdi. Karısının kucağından bebeği almadan önce karısının alnına bir öpücük kondurdu ve duygu dolu gözlerle en küçük çocuğunu kucağına aldı. Yanaklarını parmak ucuyla severken, gözlerinden akan yaşlarını da elinin tersiyle sildi. Karısına minnetle bakarken, "Beni dünyanın en mutlu adamı yaptın," dedi sevinçle. "Sen olmasaydın böyle güzel bir ailem olmazdı."

GÜNEŞ VE AY'IN DANSIWhere stories live. Discover now