-Üsküdar çadır kentindeydim. Bizim çadır kente bir saldırı oldu. Khaneyalar herkesi parçalara ayırdı. Enteresan olansa insanların soğukkanlılığıydı. Bazıları kaçmıyordu bile. Sanki orası bizi korumak ve hayatta tutmak için değilde servis tabağına konmuş insanların Khaneya'ya teslim edilmesi için yapılmış gibiydi. 

-Diğer çadır kentlerinde de aynısı oluyordu demek ki.

-Sizde mi çadırkentteydiniz?

-Evet, peki buraya neden geldin?

-Pyroma buraya yönlendirdi. İlk geldiğimde birsürü Khaneya ile savaşmak zorunda kaldım. Pyromanın bana çok yardımı dokundu bu sayede hala hayattayım.

Onur ve Doğa sohbete kendilerini kaptırmışlardı. Çınar ve Ufukta koridorları dolaşıp arkaya ulaştıktan sonra Doğa'nın sesini duydular. Sesin olduğu yöne doğru gidince Doğa'nın yanındaki Onur'u fark ettiler. Koşar adımlarla yanına geldiğinde Çınar,

-Doğa bu da kim ?

-Tanıştırayım adı Onur. Yani 3 numara. 

-Nasıl yani ? Ne kadar süredir buradaydın ?

-4 gündür buradayım. dedi Onur.

-Peki buradan çıkış yolunu biliyor musun ? 

-Evet, sizi buraya ben kilitledim zaten. Hemen ilerideki panodan kapıyı açabilirsiniz. 

Çınar sert bakışlarıyla Onuru adeta dövdü. Onur ellerini yapacak bir şey yok dercesine kaldırdı.

-Kim olduğunuzu bilmiyordum. 

Doğa hem ortalığı biraz yumuşatmak hem de durumun ehemmiyetinden dolayı silahlardan bahsetti.

-Evet o silahları biliyorum ve hepsini toplayıp buraya getirdim. Şu ilerideki rafın en alt kısmında örtünün altına sakladım. Bir tanesi de bende. 

Ufuk silahlara doğru gidip hızlıca örtüyü çekip fırlattı. Sonra silahlardan birini alıp Çınara fırlattı. Daha küçük ve hafif olanları işaret ederek,

-Bunlar hafif silahlar bunlarıda kızlara verelim. 

Her biri ikişer silah alıp arşiv odasından çıkıp girdikleri mekana geri döndüler. Doğa en önden içeriye giriş yaptı hemen arkasında Onur vardı. Kızlar şaşırmıştılar. Onun kim olduğunu merak ediyorlardı. Aralarında en çok Asya merak etmişti ki ilk soran da o oldu zaten. 

-Sen de kimsin? 

Bakışları bütün kıvrımlarını inceliyordu. Çınarda aynı keskinlikte Asyaya bakıyordu. Kıskançlığını anlamamak imkansızdı. Öksürmesiyle de uyarı atışını yapmış oldu. Ama Onur bunun farkında değildi. 

-Benim adım Onur. Sizin ve Pyromanın değişiyle 3 numara. 

Derin bu durumdan en çok hoşnut olandı. 

-Sonunda görevimiz tamamlandı. Sırada ne var Kaptan?

Bakışlarını Doğa'ya çevirdi.

-Sanırım artık Sivri ada'ya gitmemiz gerekiyor. Pyromanın geldiği yerin kaynağı orada. 

-Dur bir dakika Doğa, sen bunun üzerindeki işaretlere baktın mı var mıydı? Ya bu pyromayı çalmışsa ve gerçek 3 numara değilse.

Doğa birkaç saniye düşündü. Çınarın haklı olduğu kanaatine vardığında bakışlarını Onur'a çevirdi.

-Sanırım ne yapman gerektiğini biliyorsun. 

-Evet, soyunmam gerekiyor. 

Asya ağzının kenarından kıkırdadı. Üzerindeki boğazlı kazağı çıkardı masanın üzerine bıraktı. Bembeyaz teni ve fit yapısıyla karanlıkta bile parlayacak bir ışıltısı vardı. Kızların gözleri Onur'un bedeninin her bir köşesini inceliyordu. Onunda omzunda ve sırtında diğerleri gibi işaretler vardı. Doğa Çınar'a onaylarcasına bir bakış attı. 

SIFIRWhere stories live. Discover now