6. Bölüm| "Anı Yaşamak"

Start from the beginning
                                    

"Tamam Kerem. Madem sen eski halindende daha fazla playboy olacaksın ne diye kapatırsın telefonlarını? Playboylarında bir telefonları var ve onlara ulaşılabiliniyor."

"Can beynimi sikmeyi bırak."

"Tam olarak 3 saattir seni arıyorum ben. Bakmadığım yer kalmadı. Mekandaki adi heriflerin sonradan aklına geliyor senin burdan bir kızla ayrılmış olman. Buldum ordan adresini."

"İyi halt ettin Can."

"Hadi gidiyoruz abicim. Tanımadığın kızların evinde pek takılmazsın sen."

"Bunda-"

"Başlattırma bundan sonrana. Üzerini giyecek misin? Yoksa ben giydireyim mi?"

"1. yaş günümde bir hafta sonra ya Can."

"Git giyin o zaman Kerem."

"Can?"

"Hı?"

"Bana emir verme."

"Gidip giyinir misin Kerem'cim?"

"Bekle geliyorum."

Arkamda 'hay yarebbim ya' diye söylediği birkaç şeyi duymuştum ama algıladığım sadece son söyledikleri oldu. Odada rasgele fırlatılmış kıyafetleri bulanık olarak seçerek daha doğrusu pek seçemeyek üzerime geçirdiğimde telefonu da elime alıp sendeleyerek kapıya doğru ilerledim. Can'ın beni görmesiyle kahkaha atması bir oldu.

"Can? Çok mu komiğim?"

"Ke-Kerem. S-sen"

"Neye gülüyorsun?"

"Ü-üzerindeki-leri t-ters giy-miş-sin."

Şöyle bir göz gezdirdiğimde biraz öyle olduğunu fark ettim ama umrumda değildi. Şu an tek istediğim yumuşak yatağımda uyumak.

"Hadi Can. Beni eve götür."

"Gel Kerem. Gel."

Elini sırtıma atarak ilerlemeye başladık. Biraz zor olsada beni arabaya bindirdiğinde sürmeye başlamıştı. Bende koltuğa iyice yayılarak gözlerimi kapatacaktım ki Can'ın gevezeliğine karşı kapatamadım.

"Zeynep'le n'oldu bugün?"

Söyledikleri beni şaşırtsada sonra takmayarak gözlerimi kapattım ve umursamazca ona cevap verdim.

"Birşey olduğu yok."

"Beni yeme Kerem."

"Ben yamyam değilim Can."

"Kerem. Adam akıllı anlatacak mısın sen şunu?"

"Can, anlatacak birşey yok. Germe bu kadar. Sadece bugün Zeynep'e sınırları zorladığını onu öpmek istediğimden, ona sahip olmak istediğimden haberi olup olmadığını sordum. Ki tabi bu  durum biraz fazla şey kaçtı. Bilmiyorum sonuçta ben ilk defa bu kadar uzun bekledim ve birşey yapmadım. Ama hiçte bu kadar istememiştim kimseyi. O kız beni hiç birşey yapmadan da etkileyebiliyor. Onu öpmek istediğim kadar ben kimseyi öpmek istemedim Can. Kimin dudakları o kadar dolgun olursa olsun Zeynep'ten alacağım tadı ben kimseden almayacağıma eminim. Ama tabi dur sen sormadan ben söyleyeyim. Hoşlanmıyorum Can. Aşıkta değilim. Sadece arzuluyorum o kadar. Büyütülecek birşey yok ve bu konuda burada kapanıyor."

"Kerem-"

"Birşey söyleme Can. Hatta bak hayatta bundan yana ki eve gelmişiz."

Arabadan hızlıca indiğimde adımlarımı eve doğru hızlandırdım. Anahtarı zorlukla cebimden çıkardığımda aynı zorlukla anahtar deliğini bulmaya çalışırken Can beni yana ittirdi ve ben kendimi soğuk betonun üzerinde buldum. Can kapıyı açıp beni ayağa kaldırdığında sarsak adımlarla odama çıktım ve rahat birşeyler giyerek yatağa uzanacağım sırada tam penceremin hizasında açık olan pencereden dolayı tüm odayı görüş hizama alan camdan Zeynep'i gördüm. Sallanan sandalyeye yaslanmış, kucağına kitap uyuyordu. Onun bu haline gülümserken istemsizce adımlarım onun evine doğru çevrilmişti bile. Bunu neden yaptığımı bilmiyorum ama yapmak istiyordum. Sadece gidecektim, arka bahçeden girecektim ve onu yatağına yatıracaktım. Kendime gelem pek uzun sürmese de hala üzerimde sersemlik vardı. Evin önüne geldiğimde etraftan dolanarak tellerden atladım ve açık olan arka bahçe kapısından içeri girdim. Zeynep'in odasına çıkarken birşeylere çarpmamaya özen gösterdim. Odanın önüne geldiğimde yavaşça açarak içeri girdim ve çarprazımda duran Zeynep'e ilerledim yavaşça. Koltuğun önünde durduğumda eğilerek başımı onun hizasında getirdim ve bir süre uyurken ki halini izledim. Kucağından kitabı aldım ve masanın üzerine bıraktım. Yavaşça eğilip onu kucakladığımda bana daha çok sokularak başını boyun girintime gömdü. Anlamlandıramadığım ve aynı zamanda da çözemedim muhteşem bir kokuya sahipti. Bu ne parfüm kokusuydu, ne şampuan kokusu ne de duş jeli kokusu. Hiç birşeye benzemiyordu. Kendi kokusuydu. Uyandırmamaya özen göstererek yatağa yatırırken saçlarının yanağıma değmesiyle yumuşaklığından ötürü tekrar dokunma isteği oluşmuştu içimde. Yanına oturdum ve yüzüne düşen buklesini kulağının arkasına sıkıştırırken eli bileğimi tutmuştu. Birkaç şey mırıldanmıştı ama uykuda olduğu için pek anlamamıştım. Bileğimi ondan çekmeye çalışırken birkaç şey daha mırıldanmıştı.

Tutsak ~ZeyKer~ ►AskıdaWhere stories live. Discover now