ASLAN

25

*Medya; Nalan Gider / *Medya - Bebe Rexha - I'm a Mess <3

/Nalan/  *Y.N: Nalan'ın ağzından ilk defa yazıyorum. Dikkat çekmek istedim. Ayrıca bir kaç gün öncesine gidiyoruz. Muaah

****

Sami yanımda elleri cebinde dikilirken uzaklaşan arabanın arkasından el sallıyordum, elimle beraber ağzımda sallanan ruhum tsunami ve deprem alarmları çalıyordu beynimin kıtalarında.

"Ee" dedi, "Şimdi n'apıyoruz?"

Elimi saçlarıma götürdüm ve düzeltir gibi yaptım. Dönüp yüzüne bakmayacaktım. Sami, Arslan'dan beterdi. İlk elden yaşatmıştı bunu bana, hak etmediğimden değil ama hayatıma giren çıkan erkeklerin sadece bana girip çıkmasına o kadar alışmıştım ki; Sami beni otel köşesinde sıkıştırdığında kucağına atlamıştım. Elime geçecek tek şans olduğuna inanmıştım. Ama zevk almaktan çok göğsümdeki bir ağrıyla can çekişerek sevişmiştim onunla. Depoda, ayakta, hızlı, hissetmek için çırpındığım kadar hissizce, gözlerinde kaybolmak istercesine ama bakışlarıyla beni yerime ve bulunduğum yerin gerçeklikleriyle sikmişti beni. Ben sevişmiştim, o sikmişti aradaki fark buydu. İlk defa bir erkekle dalga geçememiştim sevişirken. Pis pis sırıtıp üzerinde egemenlik ilan edememiştim. İyi ve ya kötü birilerinin hafızasında benimle seviştiği an kazınıp kalırdı. Kimi ömür boyu pişman kimi ise ufku açılmış olarak çıkardı bacak aramdan. 

Sami öyle değildi. Kontrolcüydü, sabitti. Dalganın karşısında denizin ortasına da bıraksanız aşınmayacak gibiydi. Her hareketi bana önemsiz hissettirirken, önemli olmak için her isteğine boyun eğmeme sebep olmuştu.

Kendimden tiksinmeme ve ondan da tiksinmeme sebep olmuştu. Yanlışlıkla ıslattığım gün dibimi düşüren hareketleri sadece maskeydi. Benim altıncı hislerimi, tarot kartlarımı bile kandırmıştı. Tehlikeli olan Arslan sanıp Bars'ı korumaya çalışmıştım; oysa asıl tehlikede olan bendim.

"N'apıyoruz derken?" dedim.

"Yapacak bi'şeyim yok, gidecektik ama farkındaysan nalları diken halacık sayesinde burada tek kaldım."

"Peki bundan banane?"

"Otel çalışanı değil misin?"

Konunun gidişatını anlamıştım, tiksintiyle ona döndüm. Cebinden çıkardığı paketten sigara çıkarıyordu.

"Yani sokuk herif?"

Güldü ve beni süzerken sigarasını yaktı.

"Yani, ben hala otelin misafiriyim bana karşı sorumlulukların var."

Sinirle güldüm; "Sürpriz bok çukuru, işi bıraktım. Bırakmasam da sadece garsondum ben, sana otel dışında hizmet etmek gibi bir zorunluluğum yoktu." Arkamı dönüp eve girmek için adım attım ama omzumdan beni çeken eliyle olduğum yerde durmak zorunda kaldım. Temasından o kadar iğreniyordum ki omzumu hemen geri çektim. Soran gözlerle yüzüne baktım.

"Hadi lan naz yapma, eve davet etmicek misin?"

"Siktir git Sami." deyip tekrar arkamı döndüm.

"Sikin hala yerinde olsaydı teklifini seve seve kabul edebilirdim canım ama benimkiyle idare edeceksin artık." dediğinde peşimden geldiğini fark edip tekrar durdum.