• 3 •"Enchanté, Jaebum."

Start from the beginning
                                        

Bu sefer tamamen, vücudunu bana çevirdi. Bir anda durdum.

" Evet. " dedi. Yüzüklerle süslü işaret parmağını kaldırıp, tenime uzattı. Dokunmuyordu ama dokunmuş kadar oldu. Böyle yapmasıyla bile donup kalmıştım. Parmağıyla, yüzümdeki uzuvları tek tek işaret ederek konuştu.

" Keskin kaşların, kısık gözlerin, sivri burnun. Kalp şeklinde dudakların, pirsingin. "

Gözümün üzerindeki benleri gösterdi. "Ve bir de şunlar. "

Parmağını indirdi. " Tam bana göreler. "

Sessizlik ve yakıcı bakışmalar...

Nefessiz kalmıştım. Yutkundu ve kendi çapında durumu kurtardı. " Yani çizmek için. " dedi.

" Ne? " diyebildim ama beni geçiştirdi.

" İşte geldik. " dediğinde dikkatimi ondan ayırıp, önünde durduğumuz güzel dükkana baktım. Yeşil dekorunun üzerinde altın kelimelerle 'Sennelier' yazıyordu.

Kendime gelmem için biraz zaman gerekecekti.Bana gülümsedi. Onu takip ettim, içeri girdik. Hoş ve fazlasıyla nostaljik bir resim malzemesi dükkanıydı. Duvarlarda bir kaç tablo, standlarda ise envai çeşit resim eşyası vardı. Tuvaller, fırçalar, boyalar, kalemler ve daha niceleri. Çok güzel görünüyorlardı. Zerre yeteneğim olmamasına rağmen, resim çizmek istemiştim. Gerçekten de her şeyden ilham almayı başarıyordum.

" Burası çok güzel. " diyebildim.

Sıcacık gülümsemesi beni hedef aldı. "Değil mi? Ben de bayılıyorum. Bana kendimi iyi hissettiriyor.Bazen kendimi kaybedip tüm paramı ihtiyacım olmayan malzemelere harcıyorum. " dedi ve kıkırdadı.

Güldüm. " Anlayabiliyorum. " dedim.

Aynı durumu ben de kitaplarda yaşıyordum. Sürekli okuduğum için, sürekli de almak zorunda kalıyordum.
Fırçaların olduğu masaya doğru yürüdü. Koyu yeşil, uzun saplı ve incecik uzun kıllı bir fırçayı aldı. Elinde ne kadar da güzel görünüyordu. Tenine her şey yakışıyordu ve lanet olsun ki beni büyülemeyi yine başarmıştı.

" Çok ince. " dedim fırçayı kastederek.

Yüzünü bana döndü. Çekik gözleri ışık saçıyordu.

" Evet. Saç ve ince detaylar için kullanıyorum. " dedi ve gülümsedi.

Fırça kavonozundan büyük ve çok kıllı bir fırçayı kapıp " Sanırım benim saçlarım için, ancak bu yeterli olur. " dedim.

Ufak bir kahkaha attı. " Hayır bu. " deyip daha kalın bir fırçayı gösterdiğinde de ben bir kahkaha patlattım.

Fırçaları bıraktık. Mürekkep kavanozlarıyla dolu rafların önünde durduğumuzda, hızla birini aldı. Sürekli aynı mürekkebi kullandığını düşündüm. Yerini bile ezberlemiş olmalıydı. Daha sonra satıcılardan Fransızca konuşarak, üç tane, büyük resim kağıdı istedi. Her şeyin parasını ödedikten sonra çıktık.
Sanırım sıkılmamı istemediği için, işini kısa tutmuştu. Benim için fark etmezdi. Onun yanındayken sıkılabileceğimi sanmıyordum.

Malzemelerini çantasına attı. Resim kağıtları fazla büyük olduğundan, rulo haline getirip kolunun altında taşımaya başladı. Yardım etmeyi teklif ettim fakat çok kibar bir dille beni reddetti.

" Ee. " dedi.

" Ee. " dedim.

" Birbirimizi tanımak gerekmez mi? " dedi.

Üstü kapalı sorusu, beni güldürdü.

" Bence bunu gerekli olduğu için değil, istediğimiz için yapmalıyız. " dedim.

Art Cherry' • 2jae *Where stories live. Discover now