Bölüm 15/ Yumruk

23.3K 1.1K 10
                                    

Multimedya; As&Mas

Gözleri bu sefer sorarcasına bana döndüğünda pis pis sırıttım. Elime düştün çocuk. 'İlahi adalette zaman aşımı olmaz' demiş miydim daha önce?

Bir ona birde dudağındaki pirsingle sırıtarak oynayan yeşil gözlüye baktım. Gözleri güzeldi, aynı erik gibi yeşildi. Eğer şu anda bir önce bu korkunç yerden kurtulup yatağıma kavuşmak istemeseydim bu konuyu fazlasıyla uzatırdım. Ama çok uykum vardı. Ve benim uykum geldiğinde gözüm hiç bir şeyi görmezdi. "Yok, hiç bir sorun yok. Arkadaşa at çiftliğinin yerini tarif ediyordum."

Aras'ın kaşları çatılırken, Eymen soktuğum lafı anlayarak başını salladı bende son lafı sokanın kendim olmamın keyifle sırıttım. "Gidelim mi artık? Bir yerden elinde testereyle biri çıkacak diye ödüm kopuyor. Ne biçim yer burası?" beni başıyla onaylayıp önden yürümem için belimde hafifçe itekledi. Pirsingliyede son bir bakış atıp arkamdan gelmeye başladı. "Abart masan mı acaba?"

Tek kaşımı havalandırıp ona baktım inanılmazca. "Senin ne işin var böyle yerlerde." koyu renk gözleri bu karanlık yerde iyi kararmıştı. Sevmemiştim burayı, hemde hiç.

Onun gibi bir aileye sahip çocuğun ne işi olabilirdi ki böyle yerlerde? Bildiğin korku filmi gibi yerdi. Asönsöre bindiğimizde sonunda yüzlerimiz aydınlanmış, o karanlıktan çıktığımıza sevinmiştim. "Gizli odalar, barlar?"

"Umarım sır tutabiliyorsundur Zorlu." ellerimi önümde birleştirip "İki kişinin bildiği şey asla sır olarak kalmaz akılllım." başını beni desteklercesine sallayıp "Doğru ama biz seninle ayrı ayrı kişiler değiliz Zorlu. Biz seninle..." nefesimi tutup devamını beklerken asansör durdu ve kapı açıldı. Bir çok odanın bulunduğu koridordan geçerken devam etmesini beklemiştim ama hiç bir söylememişti. Ve evet aklımda, kalbimde karman çorman olmuştu. Onu gerçekten anlayamıyordum.

Beraber arabasına bindiğimizde arka koltukta duran çantamı alıp içinde telefonumu çıkarttım. "Yuhhh, Hayatım boyunca bu kadar aranayanım olmamıştı. Ohaa hepside Ege'den..." araba ani bir haraketle sağa saptığında kaşlarımı çatarak ona baktım. "Yavaş olsanaa bee..." diye çırladığımda bana kötü kötü baktı. Omuzlarımı silkerek geri arama tuşuna basıp kankitoşkumu aradım. "Sarışınım.."

"Nerdesin Masal sen? Sabahtan beri arıyorum açmıyorsun telefonu. O Aras'a söyle seni öyle götürmenin hesabını verecek." son kızmında höpörleri açıp onunda durmasını sağladım. Yüz ifadesi iyice sertleşirken höperlerden çıkıp telefonu kulağına dayadım. "İyiyim ben merak etme. Eve gidiyoruz şimdide... Ve ben sana söylemiştim daha önce bir güzel dövün onu diye. Emre'nin kuzeni diye alttan almayalım bir daha sarınışım." Ege beni onaylarcasına homurdanıp "Yarın ikinizlede görüşeceğiz merak etme." dediğinde kaşlarımı çatıp dudaklarımı büzdüm. "Benim ne suçum var, Sarışınım?"

....

Diğer gün babam beni okula bırakmış yine birinci sınıf çocuğu gibi bahçeye giriş yapmıştım. Babam arabadan çıkmak için hamle yaptığında "Baba sınıfa kadar elinde götürmeyeceksin değil mi yine beni?" diyip kapıya yapıştım korkuyla. "Lütfen daha geçen yıl bana yaşattığın tranvayı unutmadım. Sağolsun bazı kokoşlarda unutturmadılar. Bana bir daha bunu yaşatma ... Yalvarırım." ellerimi önümde birleştirip çeneme yaslayarak, yavru köpek imojimi takımdım.

"Aşk olsun kızım, Ne var yani liseye gidiyorsan. Ben senin babanım sende benim hep bebeğim olarak kalacaksın."

"Koca bebek diyelim biz ona canım babam. Lise son sınıfa gidiyorum. Bu yıl on sekizime gereceğim ve sen bana bebeğim mi diyorsun hala?"

"Altmış yaşına gelsende sen benim yaşadığım sürece bebeğim olarak kalacaksın." camdan uzanıp yanaklarından öptüm. "Sağol babacım ama artık olmaz. Lütfen bari bu sene yapma.." babam gözlerini devirip "Bari kapıya kadar götüreyim kızım. Beni bir görsünler arkadaşların. Yanına yaklaşamayacaklarını bir anlasınlar bazıları." gözlerimi devirerek başımı sağa sola salladım. Babamın derdi şimdi anlamıştım. "Babacım emin ol bunu yapmana hiç gerek yok. 3 E bu görevi fazlasıyla üstlenmiş durumdalar. Değil erkek, dişi sinek bile konamıyor üzerime..." babam gülerek başını sallayıp "Afferin eşşek splarına... Demek emirlerimi güzelce yerine getiriyorlar.." dudaklarımı şaşkınlıkla araladığımda 3E ve Derin arkamda belirmişlerdi. Derin hariç hepsini gözü üzerime kızgınlıkla dikilmişti.

"Bizde sizden bahsediyorduk çocuklar." 3E babamla selamlaşıp Emre "Hayırdır Murat amcam?" diye sordu. "Masal yanına dişi sineği bile yaklaştırmadığınızı, yüzümü kara çıkarmadığını söylüyordu. Afferin size..." 3 E'nin birden yüzü düştüğünde somurttum. Aras yüzünden babama verdikleri sözü tutamamışlardı.

Babam gittikten bizde sessiz bir şekilde okula doğru giderken birazda patlayacak bombanın tedirginliğiyle dudaklarımı dişliyordum. Bahçede ilerlerken büyük bir havayla son model arabanın içinde Aras içeri giriş yaptığında 3E durmuş, Ege'de parmaklarını dirseklerime dolayarak durdurmuştu beni. Derin kulağıma yaklaşıp "Ne oldu?" diye sorduğunda dudaklarımı büzerek nefesimi sıkıntıyla dışarı verdim "Birazdan anlarsın."

Aras yanımıza yavaş adımlarla geldi. Koyu renk gözleri hepimizin üzerinde gezinip en son benim üzerimde durdu. Sonra gözleri yavaşça Ege'nin tuttuğu kolunda durduğun gözleri kısıldı "Aras, Ne yapıyorsun kardeşim sen?" Galiba Emre diğerlerinden daha sakindi. Sonuçta karşısındaki teyzesinin oğluydu.

"Biz niye konuşuyoruz ki? Sen kimsinde Masal'ı götürüyorsun lan?" Ege kolumu bırakıp, Aras'a yumruğunu geçirdiğinde şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Aras bir adım sendeleyip yüzünü buruşturdu ama sesini çıkarmadı, karşılıkta vermedi. "Bana bak Masal bizim her şeyimiz tamam mı? Ona bir daha dokunursan çok kötü olur Aras." Emre hızla Ege'nin önüne geçip "Taman sakin." dediğinde ona baktım. Dudağı patlamıştı. Yanaklarımdan süzülen yaşa şaşkınlıkla baka kaldım. "Bırak Emre yaa, Senin için başlarda bir şey demedik. Kardeşimiz diye aramıza aldık ama o Masal'ı alıp Sare'deki özel odasına götürüyor. Oda yetmezmiş gibi o psikopatlarla dolu bara sokuyor.." Aras'ın kaşları çatılıp gözleri bana döndüğünda, şaşkınlıkla ona baka kaldım. Ege nereden öğrenmişti bunları. Üstelik o şu anda, bunları Ege'ye benim söylediğimi zannediyordu.

"Ne oluyor burada?"

Müdür yardımcısı hepimizin arasına girdiğinde ne yapacağımı bilemez halde çaresizce Derin'e tuttundum. Her şey karman çorman olmuştu. Aras ve 3E'nin arası bozulmuştu.

Ege Aras'a yumruk atmıştı. Okulun sahibinin oğluna... Ege'yi okuldan bile atabilirlerdi şu anda.

Ve Aras, bana şu an hayal kırıklığıyla bakıyordu. Sırrını tutmadığı ve onu sattığımı...

İçim niye böyle acıyordu. İnsanın içi acır mıydı hiç?

Bölüm Sonu

ErikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin