No friend

16

Hoseok'tan....

Singto ile yanyana yürürken, bir yandanda bana gösterdiği resimlere bakıyordum.

Bu çocuk neden yönetmeklik bölümündeydi ki? Fotoğrafçılıktan baya para kazanabilirdi?

"Sizinkilerle mi oturacağız?"

Birde sorduğu soru karşısında irkilmiştim.

"Ne bana mı sordun?"

Gülümseyerek bana cevap vermişti.

"Evet. Dalgınsın?"

"Evet. Derste kaldıda aklım. Bu arada evet rahatsız olmazsan onlarla oturacağız."

Kantine girerken, elini omzuma atmıştı.

"Tabiki sorun yok. Sen ve arkadaşların benim için çok önemlisiniz."

"Teşekkür ederim."

Gözlerine baktığım iki saniyede acayip utanmıştım.

Hemen bakışlarını yere indirdiğim anda koluyla beni kedine çekip, saçlarıma bir öpücük bırakmıştı.

"Utanma artık. Nerdeyse 3 aydır deniyoruz."

"Söylemesi kolay tabi."

Gülümseyip, gözlerimi yerden kaldırdığımda dik dik bize bakan Jungkook tüm keyfimi alıp götürmüştü.

Oda yeni gelmiş olmalıydı. Çantasını bizimkilerin üçümüzün arasındaki bakışları eşliğide masaya bırakıp, yemek için birşeyler almak için gerekli yere ilerlemişti.

"Sen bizimkilerin yanına geç. Karidesli ramen istiyorsun değil mi? Hemen alıp geleceğim."

"Evet, teşekkür ederim."

Singto'nun masaya oturmasını izledikten sonra koşarak Jungkook'a yetişmeye çalışmıştım.

Jungkook benimle konuşmadan elindeki tepsiyi masada sürüyerek sırasının gelmesini bekliyordu.

Sinirden kudurduğu belliydi. Onu tanırdım. Onu çok iyi tanırdım.

Elimi kaldırıp omzuna koymak istediğim anda bana öyle bi bakmıştı ki, kafamdan tencereler dolusu kızgın yağlar dökülmüştü sanki!

İki tane sebzeli, iki tane etli, iki tanede tavuklu ramen lütfen.

Dudaklarından çıkan soğuk dumanlar canımı neden bu kadar yakıyordu?

Servisteki kadın zaten kazırda beklettiği bir çok malzeme sayesinde hızlıca 6 ramenide hazırlamıştı.

Jungkook ücreti ödeyecekken, ben araya girip siparişlerimide söyleyip, "Hepsini burdan alıp" demiştim.

Ancak Jungkook kağıt para çıkartıp tezgaha bırakıp iki tepsiyide üst üste koyup gitmişti.

Bir süre sonra bende siparişlerimi alıp masaya geri döndüğümde herkes yemek yiyordu.

Masaya oturduktan sonra cebimdeki Jungkook'a ait olan parayı masaya koyup ona doğru iteklemiştim.

"Ben ısmarlıyorum."

Jungkook tabağından kafasını kaldırıp parasına bakmıştı bir süre.

Ardından yemeğine geri dönmüştü. Yaklaşık bir saattir bana bakması için çıldırdığım Jungkook Singto'ya bile bakıp bana bakmıyordu.