26-DÜĞÜN VAR

498 15 5
                                    

ARAL TUNA...

Arabayı okula yakın biryere park ettiğimde, el ele tutuşarak dışarı Çıktık. Gözlerimiz buluştuğunda kalbime sıcak birşeyin aktığını hissediyordum. O şeyin adı aşktı. Başıma geleceğini asla tahmin etmediğim, dünyada var olduğuna inanmadığım tek duygu.

Bu küçük kız beni aşka inandırmış, kalbimi başka birşey kabul etmeksizin onunla doldurmuştu. Gözlerinin o güzel yeşiline bakarken emindim ki bizi hiçbirşey ayıramazdı. Çünkü kalbimi ellerinde tutuyordu.

Gülümseyerek okulun bahçesine girdik. Bakışları üzerimizde hissediyordum bu yüzden Kelebeğin elini güven verircesine daha sıkı kavradım. Fısıldaşmalar ve konuşmalar çoğaldı. ilk defa insanların can sıkıcı konuşmalarından mutluydum. Çünkü bu defa öldürdüğüm insanlar, nasıl kötü biri olduğum ve cehennemi hak ettiğim değildi konuştukları. Kelebeğe duyduğum aşktı. Ömrümün sonuna kadar onunla uyanmak, bu aşkla yaşamak, dışarıdayken insanların imrenen bakışları altında, konuştukları olmak istiyordum. Onu yanımda istiyordum.

Baran ve Melis' i bulmak adına direk kantine gittik. Onları gördüğümüz anda donup kaldık. Pekala birbirlerinin yanında olmalarını ve konuşmalarını bekliyorduk. Ama Melis denen kızın Bakan'ın kucağında oturmasını ve milletin içinde arsızca öpüşmelerini hayal dahi edemezdik.

Baran gözlerini açıp, karşısında bizi gördüğünde panikle yerinden zıpladı ve kucağında ki kızın yere kapaklanmasına neden oldu. Kelebek onun kalkmasına yardım ederken Ben gözlerimi Baran'a dikmiştim.

Biraz korkmuş olacaktı ki bakışlarını kaçırdı. Bir saniye sonra kolumu omzuna dolayıp kulağına karşı bağırdım.

"Hep bu kadınların kurbanıyız."

Bana şaşkınlıkla baktıktan sonra bir kahkaha attı. Ne Bekliyordu ki? Onu pataklamamı falan mı?

"Haklısın kanka. Hep bu Melis' in suçu. Ayarttı beni zalımın kızı."

Baran bu kadar saçma sapan bir insan olmayı nerden öğrenmişti anlamıyorum doğrusu. Benden başkasıyla da takılmıyor ki.

Kızlar içecek birşeyler almaya gideceklerini söylediklerinde kafamı sallayarak karşılık verdim ve Baran'ın yanına bir sandalye çekip konuya girdim.

"Nasıl oldu bu durum? yani...o kız ve sen? "

"Nasıl olsun abi? beni bilirsin bir kızla iki günden fazla takılmam."

"Biliyorum nasıl bir şerefsiz olduğunu."

"Sanki sen farklısın. Neyse...Işte biz Melis' in evindeydik ve şey...baya yakınlaşmıştık."

"Yakınlaşmaktan kastın ne?"

"Seks yapıyorduk abi.son günlerde sana ne oldu? aptallaştın mı?.İşte sonra birden babası ve annesi içeri daldı. Ah! evde olduklarını dahi bilmiyordum ki! sonra ne olduğunu tahmin edersin."

"Inşallah iyi bir dayak yemişsindir."

"Daha kötüsü abi. keşke dayak yeseydim."

"Ne oldu lan? taksit taksit anlatmasana!"

Sağ elini kaldırdı ve at nalı büyüklüğünde ki yüzüğü gösterdi.

"Nişanlandık! inanabiliyor musun? Aileler resmi olarak tanışacak ama biliyorsun benim ana, baba yok. Teyzem ve dayım gelecek,hafta başında. Sene sonunda da kankanın düğününe davetlisin aga."

KELEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin