HISSIZ BOLUM 9

52 1 0
                                    

"Yarin. Unutma!"

"Tamam Alpereeeen." diyerek servisten indim. Verdigim sozu tutmam gerektigini dusundum. Eve varinca Esin'e mesaj attim.

"Alperen'le bulusuyoruz :) "

"Biliyorum :D "

"?"

"Nasil giyinecegi konusunda yardim istedi. Ben de biraz tavsiye verdim."

Esin'e cevap yazmadim. Birileri tarafindan onemsenmek beni mutlu ediyordu. Kapim tiklandi ve ardindan hafifce aralandi. Gelen annemdi.

"Selin'cim yemegin hazir, ben cikiyorum. Haftasonu babanla beraber sehir disina toplantiya gidiyoruz."

"Tamam anne."

Annem bir sirkette genel mudurdu ve boyle dedigi zamanlar genelde birkac gun sonra gelirdi. Aksama dogru aynanin karsisina gectim. Yuzume baktim. Simdiye kadar hicbir zaman biri tarafindan begenilme arzusu icine girmemistim. Gozlerimin alti kalemleri silsem bile siyahti, genellikle koyu renk rujlar surerdim, saclarimin uclari kizil agirlikli olmak uzere boyaliydi. Anlayacaginiz gotik takilirdim. Bazilari bunun ozentilik oldugunu soyluyorlardi ama ben gerçekten boyle olmayi seviyordum. Cogu insan beni bu halimle kabul etmiyordu. Ama Alperen icin pek onemi yoktu. Karakterlerimiz tamamen farkliydi fakat onunla gercekten iyi anlasabiliyorduk. Hatta bazen Yigit'ten bile daha iyi. Sevgili olarak berbatti fakat bir dost olarak mukemmeldi.

     Ertesi sabah erken kalkip dus aldim. Kuafore gidip saclarimin uclarini kahveye boyattim ve hafif bir fön cektirdim. Evde hic 'cici kiz' elbisem yoktu. Esin'i aradim. "Dun Alperen'in senden istedigi yardimi istiyorum. Bize gel." dedim. Cok geçmeden kapi caldi, gelen Esin'di. Elindeki buyuk cantaya bakinca kiyafet getirdiğini anlamistim. "Iceriye gel." dedim. Saclarima bakip "Bu cocugu gereginden fazla onemsiyorsun." dedi. Gozlerimi devirip ona baktim.

"Hadi ama Esiin. Cocuk gercekten bunu hak ediyor."

"Pardon ama neyi hak ediyor Selin? Baskasini sevmesine ragmen seninle cikmayi mi, ona yaklasabilmek icin seni kullanmayi mi? Neyi hak ediyor soylesene?"

"O aci cekiyor Esin ve sence buna nasil musaade edebilirim? Ona gercekten deger veriyorum ve kimsenin ona zarar vermesine izin vermeyecegim, kendimin bile."

     Bir şey soylememisti. Odama gecip cantanin icini actik. Saclarima bakti."Degistirmissin?" dedi, gulumseyip basimi salladim. Alperen'le bu kadar alakadar olmam onu rahatsız ediyordu. Cantasindan sari yarim kollu bir elbise cikardi. Elbise guzeldi ama bana pek yakisacagini dusunmuyordum. Dudaklarimi buktum. Baska bir elbise cikardi, seker pembe sifir kolluydu. Bu kadar da 'cici kiz' olamazdim. En sonunda "Bu sonuncu." diyerek kot bir sort ve ustune siyah salas bir tisort cikardi. Kiyafetleri alip giyindim. "Iste bu."

     Saate baktigimda bire ceyrek vardi. Esin'i alelacele gonderdim. Salonda Alperen'in gelmesini beklemeye basladim. Cok gecmeden mesaj geldi. "Kapinin onundeyim, seni bekliyorum xx" diye. Odama gidip cantami aldim ve altina kirmizi converse ayakkabilarimi giydim. Disariya cikip sagima ve soluma bakindim. Apartmanin kosesinden Alperen cikageldi. Altina siyah dar bir pantolon, uzerine kirmizi kareli bir gomlek giyip kollarini sivamisti. Oldukca iyi gorunuyordu. Beni gorunce tek eliyle sirtimi kavrayarak sarildi. Geri çekilince " Cok guzel gorunuyorsun ve mükemmel kokuyorsun." dedi. Tesekkur ettim. Az once geldigi yere dogru ilerliyorduk. Koseyi donunce karsimizda duran bir motosiklet gordum. "Atla hadi." derken elinde tuttugu kaski uzatiyordu. Acikcasi korkuyordum cunku resit olmadigi icin ehliyeti olmadığını gayet iyi biliyordum. "Hadi amaa. 17 yasindayim ve bu seyi ehliyet degil, ben kullaniyorum. Bana guven." dedi. Onun karşısında korkak biri gibi görünmek istemiyordum. Kaski alarak arkasinda bindim. Biraz hizlaninca beline sarildim. Bu beni guvende hissettiriyordu. Beklediğimden daha iyi suruyordu. Kulaginin arkasindan usulca "Nereye gidiyoruz?" diye sordum. Kirmizi isikta durduğumuzda basini cevirdi. "Ne kadar unutkansin." deyip gulumsedi. Nereye gittigimizi gercekten merak ediyordum. Yol boyunca hic konusmadik. Motosikletin kontagini kapatti. "Geldik."dedi. Sasirdim cunku sokakta gidebileceğimiz bir yer yoktu sadece sokagin sonunda bir kiyafet magazasi vardi. Daha once buraya hic gelmemistim. Saskin bakislarimdan anlamis olacak ki bilegimden tuttu. "Seni burada bos bos dolastiracak degilim herhalde. Asagi sokaga gidiyoruz." dedi. Onu takip ettim. Asagi sokaga indigimizde Alperen "Sokagin sonunda sagda. Umarim begenirsin." dedi. Meraklanmistim. Beraber sokagin sonuna dogru yuruduk. Saga dondugumde karsimda sevimli bir panayir gordum. Alperen'e dogru donup "Alperen sana inananiyorum. Cok tesekkur ederim." dedim. Gulumsedi. Panayirdan iceriye girdik. Onumuze cikan ilk oyuncak olan carpisan arabalara bindik. Cok egleniyorduk. Hiz treni, korku tuneli, gondol... Hayatimin neredeyse en guzel gununu yasamistim. Panayirin kosesindeki bir standa gittik. Tufekle hedeflere vurma standi gibi bir seydi. Alperen buyuk bir havayla tufegi eline aldi. 5 deneme hakki vardi. Ve tahmin edebieceginiz gibi besinde de vuramadi. "Neyse Alperen gidelim hadi." dedim. Ama gayet israrci gorunuyordu. 4 turun yani 20 atisin sonunda hedefi vurdu. Yukariya astiklari oyuncaklardan bir tanesini alma hakkimiz vardi. Buyuk bir ayicigi aldi bana dogru uzatti. "Unutkan kiz. Bu gun senin dogumgunun. Iyiki varsin Selin. Iyiki dogdun. Seni seviyorum." Evet, tarihi hatirlayinca benim dogum günüm oldugunu hatirlamistim. Yaklasik 4 yildir kutlamiyordum cunku, hatirlamamam mumkundu. Ayicigi alip Alperen'e sarildim. "Tesekkur ederim Alperen. Ben de seni seviyorum." dedim. O simdiye kadar bana en yakin olan kisiydi. Panayirdan cikarken ellerimizde pamuk sekerlerimiz vardi. Oradan gecen bir cicekci onumuzu kesti. "Abe abim alasin bi cicek guzel ablama." Ikimizde gulustuk. Alperen "Iyi ver bakaim bir tane, gul olsun." dedi. Kadin bir adet gulu desteden cikarip Alperen'e uzatti. Alperen parasini verdikten sonra kadin uzaklasti. Gulu bana vermesini beklerken yan bir sekilde dislerinin arasina koyup kendince bir seyler soylemeye basladi. "Mutlu yillar Seliiiiiiin.Mutlu yillar, mutlu yillaaaaaaar. Mutlu yillar Seliiiiiiiiiin." Sokagin ortasinda bagira bagira sarki soyluyordu bu ondan beklemedigim bir davranisti. Agzindan cikardigi gulu bana uzatirken "Biraz tukuruk ve birkac dis izi var ama idare et." dedi. Guldum. Motosiklete kadar yurumemiz gerekiyordu ve ben fazlasiyla yorulmustum. Kaldirima oturdum ve o da gelip yanima oturdu.

"Daha once bu kadar eglendigimi hatırlamıyorum Alperen. Tesekkur ederim."

"Ilginc olan ne biliyor musun? Ben de hiç bu kadar eglenmemistim." dedi. Elini yavasca uzatti. Parmaklari parmaklarima degdiginde gozgoze geldik. Fisildayarak "Su anda bunu yapmana gerek yok Alperen. Burada bizi sevgili sanan kimse yok." dedim. Ellerimi avuclarinin icine aldiginda cevap verdi. "Onemli olan baskalarinin  ne bildiği degil, bizim ne bildigimiz. Senin ve benim..." Gozlerimi kaciriyordum. Yani boyle bir sey basima ilk kez geliyordu. Ellerini cekip ayaga kalktiginda parlak bir fikir bulmus gibi gulumsedi. "Seni yordugunu biliyorum. Burada biraz bekle." diyerek uzaklasti. Yaklasik 5 dakika bekledim. Geri dondugunde siritiyordu. "Majesteleri; ozel kraliyet araciniz tahsis edilmistir, buyrunuz." diyerek arkasinda tuttugu alisveris arabasini önüme itti. Sanki bir kraliceynis gibi endamla arabaya atladim. "Yolculugumuz Paris'e!" diye bagirdim. Caddenin ortasinda kosa kosa beni suruyordu. Ikimizde kahkaha atiyorduk. Motosikletin oldugu sokaga geldigimizde beni belimden tutarak asagiya indirdi. Tekrardan arkasına bindim ve beline sarildim. Coktan ilerliyorduk. Yasadigimiz onca seyi dusundukce gercekten arkadas kalabilmemiz bir mucizeydi. Ona karsi bir seyler hissediyordum. Bu kesinlikle arkadaslikti, ona deger veriyordum. Onun adini duyunca siritiyordum, onunlayken mutlu oluyordum. Belinden biraz daha sıkı kavradim ve duymamasini umarak fisildadim.

"Sana dokunmak huzur veriyor."

     Arkasini donup "Ne?" dedi. Ben ise buyuk bir utancla "Bir sey demedim ki!" diye inkar ediyordum. O ise inatci gorunuyordu. "Hadi ama bir seyler soyledin, duydum." Ben ise aksine inkar ediyordum.

"Alperen! Dikkat et, araba!"

...

     Bedenimi hareket ettiremeyecek kadar aci cekiyordum. Etrafa bakindigimda on cami kirilmis bir araba, darmadagin olmus bir motosiklet goruyordum. Alperen beni gorunce sag bacagini tutarak surune surune yanima geldi.

"Selin affet beni. Nolur dayan, bak acili aradik."

...

"Hayir! Hayir Selin! Kapama gozlerini! Ac!"

...

     Ben ise goz kapaklarima soz geciremiyordum. Alperen'e son kez sarilmak istedim. Fakat nefes bile alamayan biri icin bu cok zordu. Hala birakmadigim gulu daha sıkı kavradim. Icimdeki derinliklerden gelen o sese dayanamadim ve en sonunda usulca gozlerimi kapadim.

HİSSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin