Yataktan kalkıp telefonuma baktığımda Ares'ten gelen mesajla gülümsedim.

'Kokuna alıştım bir kere nasıl uyuycam ben şimdi.' yazmıştı. Gece ben uyuduktan sonra atmış olmalıydı.

'Güne senin gözlerinle uyanmamakta benim kaderim sanırım sevgilim.' telefonu kilitleyip banyoya girdim ve rutin işlerimi halletikten sonra çıktım. Okul formalarımı giyip Nehir'in kaldığı odaya girdiğimde gülümsedim.

'Süslenmeniz bittiyse çıkalım mı Nehir Hanım.' gözüne sürdüğü maskarayı çekip bana baktı.

'Şu tipe bak paspal paspal gidiyor. Lan en azından saçını yap. Sevgilin var kızım senin. Azcık kendine bak bee.' derin bir nefes aldım.

'O benim salyalı halimden tut, sümüklü halime kadar gördü. Paspal halimle görse kaç yazar.' iğrenerek bana baktığında gülümsedim.

'Şaka şaka kanka tipimi düzeltsene azcık.' yanına gidip yanağından öptüm.

'Şu gözümede süreyim yapayım' başımı salladım. İşini bitirdikten sonra ayağa kalkıp benim oturmamı sağladı. İlk önce saçlarımı düzelttikten sonra yüzüme hafif bir makyaj yapıp eserine baktıktan sonra kendini övme kısımlarımız başlamıştı.

'Kızım çok yetenekliyim bee. Taş gibi kızım valla. Sende öylesin kanka çünkü benim kankamsın. Arya'da öyle şimdi Allah var. ' gülümsedim ve ilerledim.

'Nehir yürü hadi kahvaltı yapalım en azından bir.' başını sallayıp çıktığında telefonumun sesiyle durdum. Gelen mesajı heyecanla açtım.

'O okul eteğini giyme. Pantolon falan giy gel okula. Göt kadar şey. Terzinin kumaşı yetmemiş.' bütün heyecanım bir anda sönerken derin bir nefes aldım. Lan o kadar güzel şey yazdım ben buna. Ama ben biliyordum yapacağımı inadına okul eteğiyle gidicem.

'Lan Adin hadii' aşağıdan gelen sesle koşarak indim.

'Geldim kanka bir hödükle uğraşıyordum da.' gülümsedi ve dışarı çıktı. Bende arkasından çıktıktan sonra arabaya bindim ve kahvaltı yapabileceğimiz bir mekanda durdum.

Cam kenarında bir masaya geçtiğimizde iki tane kahvalt tabağı istemiştik. Ben o sırada Ares'e cevap vermek için telefonumu elime aldım.

'Üzgünüm o etek çoktan giyildi.' yazıp gönderdim. Sonra da rehbere girip ismini 'HÖDÜK' diye değiştirdim.

'Adin o etek giyilmeyecek!' göz devirdim.

'Ay bak bir de ünlem koymuş. Ciddiye alamıyorum Ares Bey kusura bakma'

'İşte benim kankam böyle devam kızım.' gülümsedim. Kahvaltı tabaklarımız geldiğinde cevap verip kenara koydum.

'Acıktım da kanka'

'Bende valla yaa. ' önümüzde ki tabakları silip süpürdükten sonra hesabı ödeyip kafeden çıktık. Kısa bir süre sonra da okula gelmiştik zaten. Arabamı boş bir yere park edip indiğimde arkadan montumu giydim ve çantamı aldım.

'kankaların birtanesi de geldi.' Rüzgar yanıma gelip elini omzuma attığında gülümsedim.

'Naber kanka.'

'Ben iyimde kanka seninki çok iyi değil. Sinir tavan. ' gülümsedim ve Rüzgar'a döndüm.

'Sakinleşir birazdan merak etme.'

'Ona ne şüphe.' beraber kantine gittiğimizde aynı yerde oturan bizim ekibin yanına gittiğimde göz göze geldiğim Ares'le gülümsedim. Gözleri sinirden iyice küçülürken gidip yanına oturdum.

BANA İKİMİZİ ANLAT Where stories live. Discover now