14 falan

8.5K 655 214
                                    

Elimdeki telefonu cebime atıp masaya bıraktığım dürümü elime aldım.

"Hoşuna gitmedi her halde gelen mesajlar?" dedi karşımda oturan Bilge. Evet bir süredir böyleydik. Öğle aralarımız neredeyse kesişiyordu biz de birlikte yemek yiyip sohbet ediyorduk.

"Hı?"

"Mesajlaştın biriyle ya. Onu diyorum. Yüzün düştü sanki."

"Almilla işte. Kankasal sorunlar." diye mırıldandım.

"Kıskanıyor mu yoksa seni benden?"

Daha çiğnemeye başlamadığım tavuk parçasını aniden yuttum. Sonra öksürükler geldi tabi.

"Sakin sakin." dedi Bilge gülerek. Ayranı elime tutuşturarak içmemi sağladı. Elleri soğuktu. Ben buna neden dikkat ediyordum?

"İyiyim." dedim ayrandan aldığım bir kaç yudum sonrası. "Bir anda nefesim boğazıma kaçtı?"

Tekrar bir kahkaha attı. "Nefesin boğazına mı kaçtı?"

Nefesim mi? Ne saçmalıyordum ben harbiden?

"Evet." dedim ciddi bir ifadeyle başımı sallayarak.

"Kıskanmak diyorduk ama?"

"Kıskanmak mı?" dedim. "Seni neden kıskansın ki?" Bu kadar hızlı konuşma Azra. Hızlı konuşma!

"En best kankasını çalıyorum ya."

"Ha ondan. Hayır yani sorun değil. Onun için. Başka sorunları var onun. Benden başka kankası var hem."

"Azra sakin. Açıklama yapmana gerek yok."

Neden sakin davranamıyordum?

"Sakinim." dedim elimi sallayarak.

Havada duran elimi kavrayıp masanın üstünde sabitledi. Ellerindeki soğukluk bana geçiyor benim sıcaklığım onu ısıtıyordu. Bilmiyorum belki de bu yüzden elini çekmiyordu.

"Elin kolun oynayıp duruyor." diyerek göz kırpttı. Elini hala çekmiyordu.

"Ellerin sıcak." diye mırıldandı. Şimdi daha çok sıcak olabilirdi.

"Seninkiler de soğuk."

"Eşitleyelim o zaman."

Yutkundum. "Eşitleyelim."

Elinin elimin üstünde olmasına alışmıştım ki geri çekti.

"İyice soğudu yemeğimiz de."

"Öyle oldu." diye mırıldandım. Sonra sessizce yemeğimizi yemeye devam ettik.

"Hala vaktimiz var mı?" diye sordum,  yemek yediğimiz yerden çıkıyorduk.

Bilge nasıl olduğunu anlamadığım havalı bir şekilde saatine baktı. "28 dakika kadar var."

"Güzel." dedim. "İki okulun arasında bir bankta oturalım mı?"

Başını olumlu anlamda sallayıp önümden yürümeye başladı. Üzerinde kapişonlu okul sweati vardı ama o bile yakışabiliyordu. Geniş omuzları vardı ama bir erkek gibi değildi. Aslında her şeyi kabalıktan uzak bir narinlik barındırıyordu. Ben bunu nasıl anlayamamıştım?

"Sevdiğin kız ile sevgili veya herhangi bir şey olmak istiyor musun?"

"Bilmiyorum. Ayrıca sevdiğim birisi olduğundan emin olamazsın. Belki seni kandırdım."

"Beni kandırmadın ama." dedim gülümseyerek.

"Pekala belki."

"Anlatsana onu."

Duymak istiyor muydum? Belki. Ama duymalıydım bu kesin.

"Of Azra."

"Sen ne odunsun ya. Ona açıldığında ne diyeceksin?"

"Belki direk öpeceğim?" dedi hafiften sesini yükselterek.

"Sonra ne olacak?"

"Neyi sorguluyorsun Azra? Yaşansa da yaşanmasada yaşayacak benim."

"Tamam."

"Somurtma." dedi. "Sadece bu konuları sevmiyorum."

"Anladım."

"Peki senin var mı?" dedi. "Hoşlandığın birileri?"

"Var." dedim.

Yoktu.

"Okuldan."

"Güzel." diyerek gülümsedi.

"Aynen." dedim. "Güzel.

...

Gecen bolumde yarin yb atcam diyip atmamak fjskzkakdksj Bu nasil adamlik dhjsjz

Stalk ve Zararları (girlxgirl || texting) Where stories live. Discover now