Özel Bölüm 1: Kadınım.

Start from the beginning
                                    

"LAN DELİ ETME BENİ! BEN 3 AY BEDELLİ ASKERLİK YAPTIM ZATEN SENİ 3 AYDIR GÖREMEDİM. HEM DAHA GEÇEN HAFTA DÖNDÜM YANİ HÂLÂ ÖZLEMİMİ GİDERMİŞ DEĞİLİM! O FIRIN HAKKIMIZ SÖKE SÖKE ALIRIZ!" işaret parmağımı dudaklarına bastırdım.

"Şşştt! Tamam sakin ol gece bakarız." yüzünde tatlı bir gülümseme yer alırken geri çekildim. "Birazdan çağırırla-" dememe kalmadan kapı tıklatıldı ve bir kadın başını içeriye soktu.

"Birazdan aşağı çağırılacaksınız. Hazır olun." kadın kapıyı kapatıp giderken ben hemen boy aynasının önüne attım kendimi. Gelinliğime çeki düzen verirken Ceyhun arkamdan bağırdı.

"Fazla fazla güzelsin kadınım." bu söz beni yeterince rahatlatmıştı. Ayyy birde kadınımda dermiş benim aşkım. Biranda aşağıdan gür bir adam sesi duyuldu.

"Damat bey ve gelin hanım geliyooor." kalbim göğsümü delip geçecekmişçesine atmaya başlamıştı. Hemen sabah abimin taktığı kırmızı kurdeleyi duzelttim ve duvağımı yüzüme örtüp Ceyhun'un koluna girdim. Oda fazlasıyla heyecanlıydı. Her halinden belliydi.

Merdiveninin başına geldiğimizde büyük bir alkış tufanı koptu. Ne kadarda kalabalıktı burası böyle. Görevli kadınlardan biri gelinliğimin eteğini tutarken ben Ceyhun'a ayak uydurup basmakları teker teker inmeye başlamıştım.

Tüm basamakları indiğimizde nikah masasına doğru ilerledik. Masada nikah memuru ve şahitler oturuyordu. Ceyhun'un şahidi Egeydi, benimki de Lara. Şahit olayına Ezgi hiçbir şey dememişti ama Zehra bana hâlâ küstü. Ee kuzen çekememezliği galiba. Sonuçta Lara şahidim olmuştu.

Masada ki yerimizi alırken kalbim gümbür gümbür atıyordu. İyice yerime yerleştikten sonra alkış sesleri kesildi ve memur bey konuştu.

"Sen kızım, İyi günde, kötü günde; hastalıkta ve sağlıkta Ertuğrul oğlu, Ceyhun'u eşin olarak kabul ediyor musun ?" kalbim resmen ağzımda atıyordu. Masanın üzerinde ki mikrofona doğru uzanıp hafifçe sesimi yükselterek o kelimeyi söyledim.

"Evet." alkış sesleri yükselirken Ceyhun mikrofonu kendisine doğru çekti. Göz göze geldiğimizde adeta mutluluktan gözlerinin içi gülüyordu. Nikah memuru tekrar konuşurken göz temasımızı kesmiştik.

"Sen oğlum, İyi günde, kötü günde; hastalıkta ve sağlıkta Mustafa kızı, Mira'yı eşin olarak kabul ediyor mu-" adam sözünü tamamlamadan Ceyhun araya girmişti.

"EVEEEET!" öyle bir bağırmıştı ki resmen yerimden zıplamıştım. Herkes gülmeye başlamıştı, nikah memuru bile. Gülüşmeler kesilir kesilmez, büyük bir alkış tufanı kopmuştu. Nikah memuru Ege ve Lara'ya dönüp konuşmasına devam etti.

"Sizler şahit misiniz ?" ilk Ege uzanıp "Evet." dedi sonra ardından Lara mikrofona doğru uzanırken, Ege başını geri çekti ve biranda bunlar burun buruna geldiler. Hemen geri çekildiklerinde Lara mikrofona yaklaşıp "E-evet." dedi. Gözüm Cenk'e ve Zehra'ya kaydığında, Cenk'i abimin zor tuttuğunu farkettim. Demek artık tutmasa nikah mahvolacaktı. Zehra ise iki elini masaya dayamış topuklarını yere vura vura, bana ve Lara'ya ölümcül bakışlarını atıyordu ve Ezgi'de onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

Birden bir adam gelip önüme bir defter ve kalem bıraktı. İmza atmam gereken yeri Ceyhun parmağı ile gösterirken kalemi alıp imzamı attım. Ceyhunda benim ardımdan imzasını atarken ayağına basmam gerektiği aklıma dank etti. Lara ve Ege'de imzalarını atarken aniden Ceyhun'un ayağına bastım. Eyvah topuğu denk geldi.

"AAAAAHHHHH!!" Ceyhun'un bağırması ile herkes ne olduğunu anlamaya çalışıyordu ki Ceyhun tekrar bağırdı. "Ayağımı deştin bee kadın!" tekrar kahkaha sesleri yükselirken nikah memuru ayağı kalktı. O kalkınca bizde kalktık ve salon sessizliğe büründü.

Manyak SevgilimWhere stories live. Discover now