-''Patlattın dimi yine?''

-''Yani olabilir.''

-''Ah ah tamam neyse babana derim yollar birazdan.''

-''Öptüm annem görüşürüz sonra''

-''Tamam kuzum hadi kendine dikkat et''

Kapattıktan sonra Medhat'i uzun uzun aradım fakat bakmadı.Okulda 2 derse girip okuldan çıktım.Vize almak için nüfusa gittim.Okuldan aldığım kağıt sayesinde yarın vize alacaktım.Pasaportumu yenileteli 1 ay olmuştu.O sorun değildi.Dönüşü olmayan uçak biletimi de aldım.Eve geçtim.Simge de geldi.Dışardan bir şeyler söyleyip yemeğe başadık.Aklım Medhat'teydi.Beni hala aramamıştı.Aradan yarım saat geçtikten sonra aradı:

-''İşlerim yoğundu üzgünüm''

-''anlıyorum önemli değil.''

-''Neler yaptın bugün bakalım?'' 

-''Hiç aynı sen''Simge ayağıma tekme attı.Ağzını oynatıp:

-''Bahsetmeyecek misin'' ona elimle sus işareti yaptım ve odama gittim.

-''Yoğundum.Bu Amerikalılar tam bir deli bana para teklif edip işi halletmeye çalıştılar ben paraya kanacak adam mıyım? Zaten bu proje benim için zevk bir de para teklif ettiler madem ettiler hemen zorladım tabi onları % 48'lik bir oran istedim adamlar neye uğradıklarını şaşırdılar.'' kahkaha atıyordu

-''Yaa öyle mi?''

-''Sen iyi olduğuna emin misi?''

-''evet evet sadece başım ağrıyor biraz''

-''dinlen istersen''

-''Tabi''

-''Seni özledim''

-''Bende özledim''

-''Keşke yanımda olsan buna o kadar ihticaım var ki?''

-''Yaaa keşke'' içimden gülmüştüm.

Medhat'e Erasmusla ilgili hiçbir şey çaktırmadan konuşmamıza devam ettim.Ona süpriz yapmayı aklıma koymuştum.

-''Medhat senin şu şirket tam olarak nerde?''

-''Ne yapacaksın bunu?''

-''Merak ettim.''

-''Sana haritasını mesaj atarım.''

-''Peki.Adı neydi?''

-''Abozeid Şirketler Grubu''

-''Hıım''

Konuşmaya yarım saat daha devam edip kapattık.Sonra uyuyakalmışım.Ertesi birkaç gün hazırlıklarımı bitirdimGitmeden önceki gece bizim grup bana veda partisi düzenledi.Yine kafaları bulduk.Burak ve Simge beni havaalanına bıraktılar.Uçağa giderken Simge:

-''Beni habersiz bırakma sakın.Ne yaparsan herşeyden haberim olacak tamam mı?''

-''Tabiki kızım.Oradaki indirimlerde olacak hep gözüm''Burak:

-''Vedalaşırken bile indirim derdindesinzi be''Burağın koluna hafif yumruk atıp sıkıca sarıldım:

-''Arkadaşıma iyi bak onu sakın üzme ve haftada bir mutlaka alışverişe çıkar.'' Güldük.Sonra Simgeye sıkıca sarıldım.İkimizde ağlıyorduk.

-''Ağlatmasana be''

-''Asıl sen ağlatma''

-''Seni çok özleyeceğim''

-''Evde yokluğunu atlatmam için 10 kilo çikolata yiyeceğim''Sonra ayrıldık ve uçağıma gittim yerime oturdum.Aklıma birden Dubai'de bindiğim uçak gelmişti.Aynı korku ve heyecanı tekrar yaşamıştım.Uzun birkaç saatlik yolculuğun ardından.Seattle'a varmıştım.Çok heyecanlıydım.Medhat'i görecektim.Acaba beni böyle karşısında görünce ne yapacaktı?Havaalanından çıkıp bir taksiye bindim ve telefondaki adresi gösterdim.23 dakika sonra ''Abozeid Şirketler Grubu''nun önündeydim.Devasa büyük bir binaydı.Büyük dönen kapıdan kocaman bavulumla geçtim.İçersi çok haretliydi.Siyah beyaz giyinmiş kadınlar erkekler.Hepsi çok meşguldü.Beni gören herkes baştan aşağı beni inceliyordu.Çok utanmıtşım.Danışmaya gidip:

-''Mr. Abozeid ile görüşecektim''(İngilizce konuşuyordum tabi)Kız önce beni baştan aşağı süzdü sonra 

-''Siz mi?'' dedi kaşlarımı çatıp 

-''Evet ben''

-''32. kat''

-''Teşekkür ederim'' Asansöre bir sürü kişi inip bindi.Beni fark eden herkes dikkatlice bana bakıyordu.Anladığım kadarıyla Medhat en üst kattaydı.Asansörden inerken dizlerimiz bağı çözülecekti sanki.Avuçlarım terlemişti.Kalbimin atışı sanki tüm şirketi dolduruyordu.İndim.Platin sarısı saçları olan uzun boylu bir kadın bana şaşkın bir şekilde baktı:

-''Size nasıl yardımcı olabilirim''

-''Mr.Abozeid'le görüşcektim''

-''Randevunuz olduğunu sanmıyorum.''

-''Randevu alsaydım bu süprizi yapamazdım''

-''Mr.Abozeid şuan çok meşgül süprizlere açık olduğunu sanmıyorum''

-''Geldiğimiz haber verir misiniz? Çünkü vermezseniz ben giderim''

-''adınız neydi''

-''Bunu söylersem süpriz olmaz''

-''Güvenlik kontrolünden geçtiğinize emin misiniz?''

-''Tabiki eminim!''

-''Mr. Abozeid şuan meşgül''

-''Öyle mi ben içeri giriyorum.'' hızlıca kapıya yöneldim aptal şarışın arkamdan stop stop diye bağırsa da umursamadım.Kapıyı birden açtım ve içeride ki kocaman masadaki 16 kişi birden bana döndü.Masanın en başında oturmuş Medhat şaşkınlıkla:

-''Zehra?!''

Buldum SeniWhere stories live. Discover now