SÖYLENMEMİŞ SÖZCÜKLER

74 6 0
                                    

Sesinde ne var biliyor musun
Söyleyemediğin sözcükler var
Küçücük şeyler belki
Ama günün bu saatinde
Anıt gibi dururlar

Sesinde ne var biliyor musun
Söylenmemiş sözcükler var

Cemal Süreya

O gün o sahaf dükkanında dakikalar saatlere, saatler günlere, günlerse aylara dönüştü. Salim bey alnından akan terlere inat, Biset'e hiçbir şey belli etmemeye çalışıyor; farklı farklı konular açarak onu oyalamayı başarıyordu.

Salim beyin kapının tam yanında, dükkanın girişinde duran masası; dükkanın bulunduğu sokağın girişini görebileceği bir konumdaydı. Bu sebeple sık sık sokağın girişine bakıyor, Tekin'in gelip gelmediğini kontrol ediyordu.

''Arka tarafta rafların üzerinde birkaç kitap var kızım. Onları yerine koyar mısın?'' dedi Salim bey heyecanla ayağa kalkarak.

Biset şaşırmıştı. Bu kadar heyecana gerek var mıydı?

''Tabi Salim amca.'' dedi yerinden yavaşça kalkarak.

''Hadi kızım, acele et.''

''Tamam Salim amca ama...''

Biset daha cümlesini bitiremeden Salim bey onu arka tarafa doğru iteklemeye başlamıştı. Biset ne olup bittiğini anlayamasa da, çok da fazla sorgulamadan dükkanın arka kısımlarına doğru ilerlemeye başladı.

Tekin dükkana girip selam verirse, Biset duyacaktı. Bu yüzden hızlı adımlarla dışarı çıktı Salim bey. Tekin'i dışarıda karşıladı. Kısa bir şekilde hal hatır sorduktan sonra;

''Sen içeri geç oğlum. Ben beş dakikaya geleceğim. Ufak bir işim var ama geç kalmam merak etmeyin.''

Tekin gülümseyerek dükkana doğru baktı. İçerisi boş görünüyordu.

''Olur Salim amca ama çocukları göremedim.''

''Şey... Doğru ya... Çocuklar arka taraftalar. Kızlar birkaç kitap bakmak istediler. Hallerinden memnun görünüyorlar. Sessizce gidip korkutma çocukları.''

Salim bey Tekin'i o kadar iyi tanıyordu ki. Sırf bunu söylediği için, Tekin arka tarafa sessizce gidecek ve onları korkutmaya çalışacaktı. Bundan hiç şüphesi yoktu. Her ne kadar sert ve soğuk görünse de içindeki çocuğu öldürmeyi başaramamıştı Tekin.

Gerçekten de Salim beyin dediği gibi oldu. Tekin sessiz sedasız arka tarafa doğru ilerlemeye başladı. En arka rafa kadar kimseyi göremediği için, onların tam da burada olduğunu düşünerek birden zıpladı.

Biset'i karşısında gören Tekin'in yüzündeki ifade ile Biset'in attığı çığlık ve yüzündeki ifade bir anda ortamın buz kesmesine neden olmuştu. Biset o kadar çok korkmuştu ki olduğu yere yığılıp ağlamaya başladı.

Biset'in oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi ağladığını gören Tekin ne yapacağını şaşırmış, bir adım sağa bir adım sola gidip gelmeye başlamıştı. En sonunda olduğu yerde dizlerinin üstüne çöküp,

''Özür dilerim Biset, lütfen ağlama...'' diyebildi sadece.

Biset'in ağlamaya başlamasına sebep olan korku, aşklarının başladığı bu yerde karşısında yeniden Tekin'i görmüş olmanın verdiği duyguya bırakmıştı yerini. Tekin'e baktıkça daha çok ağlamak geliyordu içinden. Durduramıyordu kendini.

Tekin dizlerinin üzerine çökmüş Biset'e bakmaya devam ediyor, onu korkudan ağlatmış olmanın verdiği üzüntüyle onu yeniden burada görmüş olmanın verdiği sevinç arasındaki duygu karmaşasını çözümlemeye çalışıyordu. Biset'e doğru yaklaştı ve son sözlerini tekrarladı,

SEN OLMALIYDINWhere stories live. Discover now