SİNSİ BİR HASTALIK

Start from the beginning
                                    

''Çirkinsin Biset, ama makyaj yapmayı beceremediğin için yaparsan bu halinden bile daha çirkin olacaksın. En iyisi böyle gitmen.''

Aşağıya indi annesinin telefonu aldı ve evden çıktı. Gerçekten de hava kararmıştı. Hızlı adımlarla Salim amcasının dükkanının yolunu tuttu.

''Merhaba Salim amca.'' dedi. Salim bey Biset'i karşısında görünce çok sevindi. Hal hatır sorduktan sonra arka tarafa doğru ilerlemeye başladı Biset. Tekin'i ilk gördüğü yerdi burası. İlk aşkıyla karşılaştığı yerdi. Bunları düşünerek dükkanın iç taraflarına ilerlerken Tekin kolundan tutup çekti Biset'i. Şu an durdukları yer, birbirlerine olan mesafeleri çok tanıdıktı. İlk öpücüğünü, o duyguyu tam da burada yaşamıştı Biset. O gün de kafasını kaldırıp Tekin'e bakmakta zorlanmıştı. Yine aynı şey oluyordu.

''Başını kaldır.'' dedi Tekin. ''Başını kaldır ve yüzüme bak Biset.''

Biset hareket edemiyordu. Adeta olduğu yerde donup kalmıştı. Tekin elini Biset'in çenesine doğru götürdü ve kafasını kaldırdı. Göz göze geldikleri anda gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı Biset'in. Bu yüzden tekrar eğdi başını önüne.

''Biset lütfen yüzüme bak. Lütfen yüzünü görmeme izin ver. Seni o kadar özledim ki, biraz daha gözlerine bakamazsam öleceğim sanırım.''

Duyduklarına inanamıyordu Biset. Şaşkınlıkla kaldırdı kafasını ve Tekin'in gözlerine bakmaya başladı o kocaman gözleriyle.

''Artık yaşayabilirim'' dedi Tekin.

Biset hala şaşkınlıkla bakıyordu Tekin'e.

''Bunları duymayı beklemiyordun değil mi?''

Hayır cevabını verecek gücü kendisinde bulamadığı için kafasını sağa sola sallamakla yetindi Biset.

''Çok mu geç kaldım?'' dedi Tekin.

Bu sefer de evet kelimesinin yerine kafasını aşağı yukarı salladı Biset.

''Ağlamaya devam mı edeceksin peki?''

Yine kafasını aşağı yukarı salladı.

''Bana çok mu kızgınsın?''

Bir kez daha kafasını aşağı yukarı salladı.

''Ama beni çok seviyorsun hala.''

Tam kafasını sallayacakken durdu Biset. Tekin gülümsemeye başladı.

''Evet demene veya başını sallamana gerek yok. Neler hissettiğini zaten biliyorum.'' dedi ve Biset'i kendisine doğru çekip sarıldı. Biset heykel gibi hareketsiz bir şekilde durdu önceleri. Sonra o da dayanamadı ve kollarını Tekin'in beline dolayıp sıkıca sarıldı.

Bir süre o şekilde kaldılar. Sarılmayı bıraktıktan sonra öpmek için uzandı Tekin Biset'e doğru. Biset kafasını çevirdi.

''İstemiyor musun?'' dedi.

''İstemiyorum.'' dedi Biset. ''Buraya geldiğinden Azra'nın haberi var mı? Ya da bana söylediğin şeylerden...''

''Ne demek istiyorsun?'' dedi Tekin.

''Bunları kaç kişiye söylediğini bilmiyorum. Hepsi benim kadar aptal mıydı, bunları duyunca hemen inandılar mı, bunu da bilmiyorum. Ama ben sana inanmak istemiyorum. Daha fazla üzülmek istemiyorum.''

''Biset'' dedi Tekin. ''Cümlelerim çoğu zaman serttir, kırıcıdır biliyorum. Ama doğrudur en azından. Kimse kırılmasın diye yalan söyleyerek yaşayamam. Yaşayamazdım en azından. Sen hayatıma girdiğinden beri yalan söylemeye başladım. Cihan'a, sana karşı bir şey hissettiğimi söyleyemedim mesela. Bu bir yalandır. Bugün annene okuldan bir arkadaşın olduğunu söyledim ki bu da bir yalan. Ama ben Azra'ya hiçbir zaman yalan söylemedim. Hiçbir zaman onu sevdiğimi söylemedim. Eğer merak ediyorsan söyleyeyim, ben hiçbir kadına bu cümlelerin bir tanesini dahi söylemedim.''

SEN OLMALIYDINWhere stories live. Discover now