SANA GİDEN YOLLAR KAPALI

Start from the beginning
                                    

Tahsin bey elini çenesine götürüp söylenmeye başladı.

''Sen ara hele, koca lafı dinle biraz. Türkan hanımla bir güzel konuş, ağzını ara. Hatta gerekirse borçları için yardım edebileceğimizi de söyle. Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez demişler. Hem aklı başında, terbiyeli bir kıza da benziyor. Bize karşı bir kusuru olmadı geldiği günden beri. Bu iş benim kafama yattı.''

Biset ve Serdar evden çıkıp sahile kadar yürüdüler.

''Nereye gitmek istersin?'' dedi Serdar.

''Kız kulesini gören bir yere geçip oturabiliriz. İlla başka yerlere gitmemize gerek yok.''

''Sen bilirsin.'' dedi Serdar ve yürümeye devam ettiler. Kız kulesi görününce banklardan birine oturdular ve sakince izlemeye başladılar.

''Geldiğinden beri evden çıkmadın doğru düzgün. Sıkılmadın mı?'' dedi Serdar.

Biset daha ilk günden Tekin ve Cihan'ın arabasından inerken yakalanmıştı Serdar'a. Okulu başlayana kadar çok fazla ortalıkta dolanmamaya karar vermişti, göze batmamak için. Cihan'la, okula kayıt olduğu günden beri hiç görüşmemişlerdi. Yalnızca günde bir kez telefonda konuşuyorlardı.

''Sıkıldım.'' dedi Biset. ''Ama ne yapabilirim ki? Daha fazla yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermemek en iyisi diye düşündüm. ''

''Ben okula gidiyorum diyerek çıkabilirdin.''

''Neden yalan söyleyeyim ki?'' dedi Biset. ''Buna ihtiyacım yok.''

''Kimdi seni eve bırakanlar? Madem yalan söylemeye ihtiyacın yok, doğruyu söyleyebilirsin.''

Biset ne diyeceğini bilemedi. Türker ailesinden olduklarını söylemesi intihar gibi bir şey olurdu.

''Bir tanesi Antep'teki dershanemden sınıf arkadaşım, diğeri de onun kuzeni. Kayıt için yardımcı oldular bana, sağolsunlar.''

Serdar bu açıklamanın doğruluğundan emin olamasa da, eksik olduğundan emindi. Çünkü içlerinden bir tanesinin Biset'i yanağından öptüğünü de görmüştü. Gördüğü daha da ilginç olan şey ise, biri Biset'i yanağından öperken diğerinin bu durum karşısında verdiği tepkiydi. O öpücüğü görmemek için olsa gerek, gözlerini kapatmıştı yanlarındaki diğer kişi. Kıskandığı, üzüldüğü, bu hareketi kaldıramadığı her halinden belliydi. Üçü arasındaki garip ilişki Serdar'ın gözünden kaçmamıştı.

Yine de üstelemek istemedi. Biset bazı hatalar yapmış ve belli ki henüz dersini almamıştı bu hatalardan. Ancak kötü niyetli olmadığı ve kalbinde kötülük taşımadığı her halinden belliydi. O yüzden bu konuyu daha fazla deşmek istemedi Serdar.

Bir süre orada oturdular. Eve dönmek için kalkmaya hazırlanırken, Biset'in telefonu çaldı.

''Efendim Nuran teyze... Biz yemeği evde yeriz diye düşünmüştük... Anladım... Peki ben Serdar abiye de sorayım, ona göre ne yapacağımıza karar veririz... Peki görüşmek üzere.''

''Noldu?'' dedi Serdar.

''Biz dayanamadık bir şeyler atıştırdık. Siz de yemeğinizi yiyip gelin diyor Nuran teyze.''

Babası gezin diye dışarı gönderiyor, annesi yemeği dışarıda yemelerini söylüyordu. Serdar nasıl bir oyunun içinde olduklarını anlamayacak kadar aptal değildi.

''Eve gidelim.'' dedi. ''Evde yeriz bir şeyler.''

Biset hiç itiraz etmedi. Hatta içi rahatlamıştı bu cevaptan sonra.

Eve gittiler. Biset ufak tefek bir şeyler hazırladı ve Serdar ile birlikte yediler. Sonra bulaşıkları yıkadı, herkesten müsaade isteyip odaya geçti. Yarın okulun ilk günüydü. Cihan'ı aradı.

SEN OLMALIYDINWhere stories live. Discover now