Kahkahalarımız dindiğinde Özge lafa girdi..

"Arven,, ben... Çok üzgünüm, sana yaptıklarım için.. Düşünmeden hareket ettim.." mahçup bir şekilde bana bakıyordu şu an.. Pişman oldugu gözlerinden belli oluyordu..

"İyi ki de yaptın" dedim. Şaşkınca bana bakıyordu. Önce dalga geçtiğimi düşündü. Sonra devam ettim..

"Eğer o gün adam beni kovmasa ben istifa edecektim.. Adam bildiğin kıldı yani.."

Söylediklerimden sonra yüzünde bi rahatlama oluştu.. Tabi söylediklerim de doğruluk payı pek yoktu. O zamanlar da o işe çok ihtiyacım vardı. Ama Özgenin pişmanlığını gördüğüm için üstelemedim hiç..

Güzel, hoş sohbetimize devam ederken Selim'in telefonu çaldı.. Bir an da yüzü bembeyaz olmuştu.. Yayından çıkmış oy misali fırlamıştı yerinden. Hiç bir şey anlamamıştık.. Biz de peşinden fırladık tabi.. Selim arabasına binip gazlamıştı bile. Biz de Baybars'ın arabasına binip arkasından ilerlemeye başladık.. Selimin arabası bir hastane bahçesinde durmuştu. Koşarak içeri girdi biz de aynı şekilde peşinden girdik.. Baybars koşup Selime yetişti..

"Oğlum noluyor sakin ol."

"Abi babam.." diyip susmuş tu selim.. Gözlerinden çoktan yaşlar akmaya başlamıştı. Gözümden süzülen yaşın farkında bile değildim o an.. Baybars tüm gücüyle Selimi sakinleştirmeye çalışıyordu..  Nerden geldiğini görmemiştim ama Gökhan ve bi kadın bize doğru geliyordu.. Kadın bitkin ve perişan bi haldeydi.. Muhtemelen Selimin annesi.. Onları gören Selim

"Anne babam nasıl? İyi değil mi? Bir şey söyle!"

"Ameliyata aldılar.." dedi kadın ve bir köşeye geçip ağlamaya devam etti..

Gökhan ve Baybars arasında ise ölümcül bakışlar başlamıştı bile.. Beni kollarının arasına çekip sarıldı önce sonrada bir köşeye geçip oturduk.. Özge de selimi teselli etemeye çalışıyordu.. 4 saat kadar kapıda beklemiştik... Selim ile Gökhan kapıya doğru ilerleyince biz de o tarafa ilerledik.. Doktor ameliyatın iyi geçtiğini söylemişti.. Birazdan Selimin babasını normal odaya alacaklarını söyledi. Ardından geçmiş olsun diyip uzaklaştı.. Herkesin yüzüne bi rahatlama gelmişti..
Yaklaşık 5 dakika sonra sedyede Selimin babasını çıkardılar.. Odaya alıp kontrollerini yaptılar.. Hastayı çok yormamak şartıyla içeri girmemize izin vermişti doktor..

Önce aile üyeleri içeri girdi. Baybars ben ve özge Kapıda bekliyorduk.. Hastaneye geldiğimizden beri Baybarsın düşünceli halleri gözümden kaçmamıştı. Önce amcasına üzüldüğünü düşünmüştüm. Ama bu başka bir şeydi.. Baybars daha fazla dayanamayıp merdivenlere ilerledi.. Bende peşinden gitmiştim.. Havanın soğukluğuna aldırmadan incecik gömlekle dışarı çıkmıştı..

"Baybars, iyi misin?"

"İyiyim güzelim.. Biraz hava almak istedim.."

Elimi yüzüne koyup bana bakmasını sağladım..

"Yalan söylemek hiç yakışmıyor sana"

"Hastaneleri sevmiyorum.. Bu koku beni boğuyor... O koridorda beklemek canımı yakıyor..."
Elini sinirle arkasındaki duvara geçirdi.. Duvara vurduğu elini tutup

"Sakin ol" dedim.. Burda olmak onu üzmüştü. Annesi ve babası gelmişti aklına.. Hala kendini suçluyordu.. Keşke acısını dindirmek için elimden bir şey gelse.. İmkanı olsa onun üzülmemesi için her şeyi yapardım.. Sıkı sıkı sarılmışım ona..

"Varlığın huzur.. Sen de olmasan bu acı katlanılmaz bir hal alır.. Sen yokken nasıl dayanıyormuşum bu acıya. Aklım almıyor.." dedi fısıltı şeklinde çıkan sesiyle.. Aynı şekilde ben de karşılık vermiştim ona..

"Ben hep yanında olacağım.."

Bir süre öylece kaldık. Sevdiğim adamı sakinleştirmeyi başarmıştım..

"Hadi amcana bi bakalım.. Ayıp olmasın" dedim ve elinden tutup kaldırdım.. Birlikte içeri girdik. Gökhan telefonda birileriyle konuşuyordu. Diğerleri ise ortalıkta görünmüyordu.. Gökhan telefonu bırakıp sinirle yanımıza geldi..

"Senin ne işin var burda. Defol git."

"Baybars sakin ol" diyip Koluna sıkıca sarılmıştım..

"Amcamı ziyaret edip gideceğim Gökhan. Tatava yapma!"

"Amcan oldugu yeni mi aklına geldi."

"Selim olmasa hiçbir kuvvet beni buraya getiremezdi.. O yuzden çekil daha fazla sorun çıkmasın."

Baybars Gökhanı itip odaya doğru ilerledi. Bu süre de de elimi hiç bırakmamıştı.. Kapıyı tıklatıp içeri girdik..

"Geçmiş olsun" dedi buz gibi bir sesle.
Ben ise ona istinaden sıcak ve yumuşak bir tonda "Geçmiş olsun efendim.." dedim..

Gözleri Baybarsın üzerindeydi, teşekkür dahi etmemişti ki gözlerini gözlerimle buluşturdu.. Yüzümde hafif bir tebessüm ile ona bakmıştım.. Ama o bana çok farklı bakıyordu.. Hem şaşkınlık vardı gözlerinde hem de korku.. Bana bakmaya devam ederek" Adın ne senin? " dedi..

Baybars dönüp bana baktı. Emin olmak istedi bana mı söylüyor diye.. Yüzümdeki tebessümü doldurmadan cevap verdim..

"Adım Arven efendim" dedim.. Gözlerini gözlerimden çekip Baybars ile kenetlenmiş ellerimize baktı.. Sonra hiçbir şey olmamış gibi sessizce "Beni yalnız bırakın" diyip gözlerini kapattı..

Hepimiz odadan çıktık. Baybars Selimle konuşup eve gideceğimizi bir ihtiyacı olursa aramasını söyledi. Benim ise aklım hala içerideki adamdaydı.. Neden bana öyle baktı.. Bakışlarındaki anlam neydi.. Gözlerindeki üzüntü kırgınlık, özlem neyin nesiydi... Belki de beni birine benzetmiştir.. Kim bilir...

Bölüm sonu....

ARVEN 💫 (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin