Bölüm 4

5.5K 196 5
                                    

Multimedia : Özge.. (selimin sevgilisi)

Arven'den...

Bir an da ona her şeyi anlatırken buldum kendimi. Anlatınca canımın yandığını hissettim. Bu gerçekten bi kadın için çok zor bir durumdu..

Bir çırpıda anlatmıştım her şeyi.. Hiç sözü mü kesmeden dinledi beni..

Rahatlamıştım aslında, anlatacak kimsem yoktu. Bu gibi durumları annelerine anlatır kızlar değil mi? Ama ben anlatamıyorum işte.. İçime atıyorum hep..

Ona anlattığıma pişman değilim. Hem adını bile bilmediğim bir yabancı o. Bir daha nerde karşıma çıkacak ki! Bunun verdiği rahatlıkla anlatmıştım her şeyi..

Yalnız kalmak istediğimi söyledim, ses etmeden çıktı odadan..

Ağladığımı göstermekten pek hoşlanmazdım. Can sıkıcı durumlarda hep kendimi sıkar toplum içinde ağlamamaya gayret ederdim.. Ama bugün bunu yapmamıştım ve onun yanında ağlamıştım..

O gittikten bir süre sonra ağlamam daha da arttı.. Ne kadar ağladım bilmiyorum. Uyumuşum..

Uyandığım da onu karşım da görmeyi beklemiyordum. Karşıdaki koltukta uyuyordu.. Ama neden gitmemiş ki!

Muhtemelen ölüp başlarına iş açmamam içindir..

Yavaşca yatakta doğruldum.. Amacım sessizce odadan çıkmaktı. Ama öyle tatlı uyuyor ki! Oturup onu izlememek için zor tutuyorum kendimi..

Ayağa kalktım, dolaptan ayakkabılarımı alıp ayağıma geçirdim.. Tam bir adım atmıştım ki! Lanet olsun masadaki bardak düştü.. Ahh sakar ARVEN!

Dönüp bay yakışıklıya baktığım da uyanmıştı. Anlamsızca bana bakıyordu..

"Özür dilerim ben sizi uyandırmak istememiştim" dedim.

Sert ve erkeksi sesi ile;

"Nereye?" diye sordu.
"Burdan direkt işe gitmeliyim. Üzgünüm sizi uyandırmak istemezdim."

Önemli değil gibi kibar bir cevap beklemiyordum tabii ki. Ama en azından insan bir şey der. Kaba herif nolcak.!

Koltuktan kalktığı gibi kapıya yöneldi..

Hayır ben buna neden bay yakışıklı dedim ki! Bence buna en uygunu 'bay burnu havada' demek.

Peşinden bende çıktım. En azından bir teşekkür etmeliydim. Sonuçta beni bırakıp gitmemiş. Peşinden koştum ve;

"Ben size teşekkür ederim. Burda kaldığınız için yani."

"TEŞEKKÜRE GEREK YOK!" Dedi sert sesiyle..

Hıhh haspam! Gerek yokmuş. Ne sandın diğer kızlar gibi peşinden koşacağımı mı?

Hastaneden çıkıp durağa geçtim.. İşe yetişmem gerekiyordu ama mesaimin başlamasına yarım saat vardı ve görünürde otobüs yoktu..

10 dk sonra köşeden göründü otobüs. 20 dk kalmıştı. Zamanın da yetişmem lazım. Yoksa o kıl adam beni kovar, ben de yeni iş aramaya başlarım ve bence bu hiç iyi bir fikir değil..

Otobüsten inip koştur koştur Cafe'ye girdim. Şükür ki tam zamanında yetişmiştim. Hemen önlüğümü takarak işe başladım..

Yine yoğun bir gün olacağı belliydi. Cafe resmen insan kaynıyor. Abicim hiç mi işiniz gücünüz yok. Gidin onları halledin. Böyle boş boş gelip burda oturuyorsunuz. Biz de insanız ama!

'aaa ARVEN!' diye bir ses işittim. Arkamı döndüğüm de bana çarpan çocuk karşımdaydı. Gülerek yanıma gelip ;

"Nasılsın Arven?" dedi.
"İyiyim teşekkür ederim"
"Baybars abi sabaha kadar yanında kalmış. O söyledi iyi oldugunu ama yinede sana da sormak istedim. Burda mı çalışıyorsun?"
"Evet ben burda çalışıyorum. Ben menü getireyim." dedim ve yanından ayrıldım..

ARVEN 💫 (Tamamlandı) Where stories live. Discover now