1. Bölüm

702 61 15
                                    

Bazen... Sorgularsınız hayatı. "Neden ben? Neden bu?"diye. Dürüst olmak gerekirse bu soruyu çocukluğumdan beri hiç sormadım. Çünkü beni en iyi hale getirecek şeylerin acılarım ve anlarım olduğuna çok içten bir şekilde inanırdım ama bu sefer durum farklıydı. Bu sefer öğrenilecek bir ders ya da değiştirilmesi gereken bir huy yoktu. Bu yüzden soruyordum kendime bu iki soruyu. Neden ben?Neden bu?

Saatlerdir aynı cama bakıyordum. Dün gece o olaydan sonra gözüme uyku girmemişti. Nasıl girmesini bekliyordum ki? Şu anda olmasını umabileceğim tek şey benden sonra bir ailenin kalkıp adamı görmüş olması. Ya varsa ve onlarda tehdit edilmişse? Bu çok olası bir durum olsada bizim mahallede olmazdı. Ağırlıklı memurların yaşadığı bir mahalleydik o yüzden kimse genelde gece kalkmazdı.

Duyduğum polis sireniyle tekrar gözlerimi cama çevirdim. "Sonunda!" diye geçirip kalkıp cama baktım. Evde de hareketlilik başlamıştı. Annemin babama seslenmesini duymamak elde değildi zaten. Ayrıca olan bu olay akşama üst katlarda bir hayli derin dedikodu olacağı haberleriydi. Annem her ne kadar o kadınlardan hoşlanmadığını ve onlarla aynı ortamda bulunmak istemediğini bilsem de bazen onlardan ürkmüyor da değildi. Tabi her ne kadar o bunu inkar etse de ben bilirim annemi. Ya gerçi o kadınlardan bende ürküyordum,bir insan nasıl her şeyi bilebilir? Her konu hakkında bir yorumu olur? Nasıl bir istihbarattır bu?

Neyse konumuz üst kattakilerin her şeyi bilmesinden daha öncemliydi. Annemin kapımı çalmadan odama dalmasıyla bakışlarımı camdan sakince alıp ona çevirdim. Annem hayretle bana bakıyordu. Anneme yarım ağız gülümseyip "Günaydın annecim" dedim. Annem şaşkınlığını üstünden hala atamamıştı. Ya ne ben erken kalkamaz mıyım?
"Kızım seni hiç bu saatlerde uyanık görmeyiz seni? İyi misin yavrum bir şeyin mi var? Gözlerin de kızarmış senin?" dediğimde "İyiyim ya anniş. Polis sirenini duyunca telaşlandım bende." dedim. Yalana bak yalana.

Annem "Anladım kuzum. Sabahın altısında neden geldiler anlamadım ama umarım kötü bir şey olmamıştır.Hazır uyanmışsın git elini yüzünü yıka istersen. Ya da uyumaya devam edebilirsin?" dediğinde annemi daha da şaşırtmamak için uykum olmadığı halde uyumayı seçeceğimi söyledim ve yatağıma doğru ilerledim. Annem odamdan çıktıktan sonra kalkıp tekrardan camımın başına gittim. Polis cinayetin işlendiği yerin etrafını sarı şeritle çizerken cesedi de ceset poşetinin içine yerleştirdiler ve başka bir araca doğru taşıdılar.

Daha fazla bakamayacağımı hissettiğimde camın önünden ayrıldım ve kendi kendime düşünmeye başladım. Bunun kasten yapılmış bir cinayet olduğu belliydi. Bende suçluları enseletebilecek en büyük şahittim ve onlarda bunun farkında oldukları için bana bir tehdit mesajı atmışlardı. Peki kimi neden öldürmüşlerdi?

Bu düşünceleri her ne kadar kafamdan silmeye çalışsamda bunu yapamayacağımın farkındaydım. Derin bir iç çektikten sonra düştüğüm halleri düşündüm. Gerçekten dün gece keşke meraklanıp onlara bakmasaydım!

Ağır adımlarla dolabıma yöneldim ve yine aynı ağırlıkla dolabımın önünde durdum. Dolabımın kapağını açınca hemen karşımda asılı duran okul eteğimle tişörtümü aldım ve yatağa fırlattım. Ardından dolabın içindeki çekmecelerden birini açtım ve bir çift çorap çıkartıp onu da yatağa diğer eşyalarımın üstüne attım. Dolabımın kapağını kapatınca anneme dediğim gibi uyumadığımı fark ettim. Daha sonra saate baktım. Saat daha 6.30'du. Ofladım ve odamın kapısına yöneldim.

Kaplumbağa hızında banyoya doğru ayaklarımı sürüye sürüye yürürken bir yandan da etrafı kolaçan etmeyi de ihmal etmiyordum. Malum bizim evde herkes uyurken benim uyanık olmam ya kıyametin habercisidir ya da yolunda gitmeyen bir şeylerin. Cevabımız ikinci şık olduğundan ve benim de bunu çaktırmamam gerektiğinden ağır ağır yürümeyi kesip hızlıca banyoya girip kapıyı kapattım ve kilitledim.

Perde ArkasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin