19

7.9K 639 241
                                    

Bora

İç çekip İlkay'ın kapısını çaldım. Evde olduğunu biliyordum ama açması uzun sürmüştü.

Kapıyı açtığında; dağılmış saçları, ağladığını belli eden kızarmış ve nemli gözleriyle karşılamıştı beni.

Onu süzüp fazla beklemeden kollarımı bedenine sardım. Kollarımda durmaya devam ederken içeri girip kapıyı kapattım. Sarılmam tekrar ağlamasına sebep olurken iç çektim.

Uzel tam bir gerizekalıydı. Nasıl kıyabiliyordu anlamıyordum.

Ayrılıp gözlerindeki yaşları sildim ve yüzüne baktım. Sonra tekrar kollarımı bedenine sardım.

"Ağlamaya devam et. Rahatlayana kadar ağla."

Hıçkırarak ağlamaya başladığında ellerimi sırtında gezdiriyordum. Bir elimi kestirdiği için,öncekine kıyasla çok daha kısa olan saçlarına götürüp okşadım.

Yavaş yavaş sakinleşmiş, ağlamayı kesmişti. Ayrılıp suratına baktım ve gülümsedim.

"Daha iyi hissediyor musun?"

Kafasını olumsuz anlamda salladığında tekrar sarıldım. Belli ki sarılmak ona iyi geliyordu.

O da anında sarılışıma karşılık veriyordu. Artık ağlamak yerine sadece öylece duruyordu.

"Bak İlkay,"

Ayrılıp tekrar yüzüne baktım. Kalbim anlamsızca hızlanırken konuştum. Ondan hoşlandığımı kabul etmek istemesem da yapabileceğim bir şey yoktu.

"O gerçekten bir aptal, çünkü senin fiziğini beğenmişti sadece."

Elimi yaklaştırıp işaret parmağımı sol göğsünün üzerine bastırdım ve gözlerine baktım.

"Buradaki güzelliği göremeyecek kadar aptal biri."

Gözlerini kırpıştırıp şaşkınca baktı. Aynı şekilde gözlerine bakıyordum. Kendini hırpalamış tipi canımı yakıyordu. Bir şey söylemeden bakışlarını kaçırdı.

Neden Uzel'i seviyordu ki?

"Yemek yedin mi? Muhtemelen yemedin. Ablan evde yok mu? Muhtemelen o da yok."

Hırkamı çıkarıp askılığa astım ve mutfağa doğru gittim. İlkay'la 1 yıldır arkadaştık ve evine ilk gelişim değildi.

Uzel'den hoşlandığını başından beri biliyordum. Mutfağa girip bir tencere aldım ve makarna yapmaya başladım.

"Aç değilim ki."

Sonunda sesini duyduğumda kaşlarımı çatıp oturmasını işaret ettim.

"Ama yemek zorundasın."

Yine bir şey demeden sandalyeye oturdu. Makarna pişene kadar hiç konuşmamıştı.

Konuşsa da, aramızda geçen muhabbet genelde Uzel'ile ilgili şeyler sormasıyla geçiyordu. Benimle ilgili hiç bir şey sormuyordu ya da merak etmiyordu.

Makarnasını tabağına koyup önüne ittim ve bir bardak da su koydum. Gülümseyip tabağa baktı.

"Teşekkür ederim."

"Aşçılık marifetlerim seninkiyle yarışamıyor ama."

"Eh, makarna da bir şey. Ablam bunu da yapamıyor."

Gülümseyip karşısına oturdum ve onu izlemeye başladım. Biraz daha rahatlamış, yüzü gülümsemeye başlamıştı. O kadar güzeldi ki ona aşık olmamak imkansız gibi bir şeydi...

--

Bu hikaye nereye gidecek hiç bilmiom krkkekekwjwkwkwjwl

Ama eğleniyorum

hadi bakalım yorumlarınızı ve fikirlerinizi bekliyorum.

💗🍩🐜🌈

Peri Kızı(bxbxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin