20.BÖLÜM: ''Kalbin İmtihanı"

238K 13.2K 22.7K
                                    

Kıraç - Söz Verdim (Çok sevdiğim bir parçadır, dinlemenizi öneririm.)

Sezen Aksu - Vay

20.Bölüm: "Kalbin İmtihanı"

İnsanların bu hayatta hep bir önceliği vardır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İnsanların bu hayatta hep bir önceliği vardır. Ailesi, sevdiği, kariyeri... Bir şekilde mutlaka biri birinin önüne geçer bir yerde ve bu artık bizim yaşamamız boyunca rehberimiz olarak devam eder. Ben, ben öyle değilim ama. Ne kariyerimi aza çekerim ne ailemi dibe iterim, zor gibi görünse de bunları dengede tutmak elbet mümkün. Bizler asıl mutluluğu bunların arasında seçim yaparak kazanılacağını sandığımız için bu halde olmamalıyız, idare etmek, o seçenekleri eşit paylara bölmek tümüyle olmasa bile bir saniyeliğine bile mümkün.

Babam bana asıl mutluluğun kahvaltı masasında çayını içerken sabah gazetesine göz atmayı, annemle tatlı tatlı itişmeyi, o yemek hazırlarken ekmek almaya gitmeyi ve akşamları televizyon karşısında elma soymanın olduğunu gösteriyordu. Bu kadar basit olsa da aslında ne kadar uzağız birbirimize.

Şimdi o yanımda yok, hastane yatağında yaşam mücadelesi veriyor. Ben ise burada nefes almaya çalışıyorum.

Elimden başka hiçbir şey gelmiyor.

Ne acı.

Sonraki derslere girmeden okuldan çıkmaya karar vermiştim zira bu kafayla ne ders dinleyebilirdim ne de dinlediğimden bir şey anlayabilirdim. Kızarmış bir çift gözle kabanımı giyinmeye başladığımda Sevde de en az benim kadar üzgün bir halde bana yardımcı oluyordu. ''Seninle gelmemi istemediğine emin misin?'' diye sordu kısık sesiyle.

Kafamı aşağı yukarı sallarken beremi saçlarıma geçirdim öylesine. ''Gerek yok Sevde, eve gitmem lazım sadece. Burada duramam,'' dedim çaresizce. Sanki evde ne yapacaksam? Sevde'nin elleri bereme uzandığında onu düzeltti ve bana nasihat eder gibi baktı. ''Ama arayacağım seni sürekli ve o telefonun açık kalacak.''

''Tamam,'' diye fısıldadım geçiştirerek. Şu an berbat bir haldeydim, söylenilenleri unutmaya da oldukça yatkındım. Sıranın üzerinde duran kitaplarımı da çantamın içine koyduktan sonra onu koluma geçirerek Sevde'ye baktım. ''Görüşürüz.''

''Mislina,'' dedi hüznün buram buram estiği bir çehreyle bana sarılırken. Gözyaşlarım yeniden gözlerimin perdesinin önüne toplanmıştı fakat o perdeyi kaldırmaya niyetim yoktu, güçlü olmalıydım çünkü biliyordum babam iyi olacaktı.

Bunu Akif Selim de söylemişti, babam iyi olacaktı.

Sevde kollarını sırtımdan çekerken omuzlarımı kavradı. ''Ben babanı sadece ismen tanıyorum ve onun ayağa kalkacağına inanıyorum, Hikmet Amca iyi olacak göreceksin.''

''İnşallah,'' dedim buruk bir tebessümle. Sevde bana gülümsediğinde omuzlarımda olan ellerini indirdi. Gözlerimi usulca kapatıp açarken onunla vedalaşarak sınıftan dışarı çıktım. Yalnız kalmak istiyordum, aslında bundan emin bile değildim.

Mürekkebe Boyanan Sardunya | RaflardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin