Senin İçin Yapacaklarım Sınır Tanımaz

106 12 3
                                    

Kalabalık Crow ve Scarlett Grimm'in kavgasının tam ortasında görüntüye Shizuo girdiği an mırıldanmalarla dalgalandı. Izaya oturduğu yerde öne eğildi, Shizu-chan tabii ki zaman kaybetmeden gidip diğerlerini avlamaya başlayacaktı. Bu işi iki haftada bitirmeyi planlıyordu ne de olsa. 

Tabii ki gerizekalı canavar gidip birden fazla oyuncu aynı yerde bulununca bir tanesi ölene kadar bekleyip kalanı indirmek varken gidip ikisini de halletmeye çalışacaktı. Ne aptal ama.

Yine de bu, Izaya'nın kontrolsüzce Shizu-chan'ın düz mantığına sırıtmasını engellemiyordu.

Shizuo ikiliyi bir süre izledi, muhtemelen içlerinden birinin kadın olmasından dolayı tereddüt etmişti. Ne centilmen ama, hah.

-Senin sevgili savaşçın başını bir türlü beladan kurtaramıyor gibi diye yorum yaptı Morgan gülümseyerek. Izaya cevap vermeye tenezzül etmedi.

Morgan gerçek oyunun ne olduğunun farkında bile değildi sonuçta.

---

Silena mutluca gülümseyerek korumaya baktı.

-İki dakikacık dedi bal gibi bir sesle.

Adam terledi. Silena hafifçe uzanıp fısıldadı.

-Kimse farkında bile varmayacak, söz veriyorum.

Adam artık iyice gerginleşmişti, devasa korumanın ufak tefek sevimli kadının yanında ezilip büzülmesi oldukça gülünçtü. Silena güzel yüzünü tamamen aydınlatan karşı konulmaz bir gülümsemeyle son vuruşunu yaptı.

-Benim için ma vie. İçeri girmeme izin vermeyecek misin?

Koruma kapının önünden çekildi.

Silena içeri süzüldü ve kapıyı arkasından kapatırken maskesini yüzüne taktı.

---

Shizuo ne yapması gerektiğinden emin değildi.

Kadın ve adam etkileyici bir dövüş sergiliyorlardı, normalde olsa Shizuo araya dalmaktan çekinmezdi, fakat kadınlarla dövüşmekten hoşlanmıyordu. Fakat beklemeye de tahammülü yoktu, bir an önce bu saçma oyunu bitirip pireyi de alarak defolup gitmek istiyordu.

İç çekip gözlüğünü hafifçe itti. Ardından kendinden emin adımlarla kavga eden ikiliye doğru yürümeye başladı.

---

Edmund kendi kendine gülümseyerek yavaşça Pamela'ya doğru yürüdü. Gözleri parlayarak kadına çok eğleneceklerini vaat ediyordu. Pamela ona bakmıyordu, fakat vücut dilinden dikkatinin tamamen Edmund'da olduğu belliydi. Edmund'un sırıtışı genişledi. Ve yavaşça tam kadının yanından geçip onun arkasındaki görevli kızlardan biriyle konuşmaya (daha doğrusu flörtleşmeye) başladı. 

Ah, arkasındaki kadının öfkesini kemiklerine kadar hissediyordu.

Bir soğuk, bir sıcak. 

---

Rose dudaklarını büzerek kendisine küçüklüğünden komik bir hikaye anlatan kızıl saçlı kıza baktı. Bu işte iyi değildi, ondan bir şeyler istemesi için ne kadar süre geçmeliydi? Kız şu an onu ne kadar seviyordu?

Rose bu işlerden hiç anlamıyordu.

-Iris dedi sessizce. Bana puding getirir misin? Senin pudinglerin güzel oluyor.

Kız mutlulukla gülümseyince Rose'un dudağının kenarları da hafifçe yukarı kalktı. Belki de Iris'i planladığından daha uzun süre yanında tutardı.

TANRILAR VE CANAVARLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin