Izaya bu öpücüğün duygularla alakası olmadığını biliyordu.
Shizuo'nun kendisini sevmediğini biliyordu, birdenbire söylediklerine inanıp onu affedecek de değildi, hayır. Izaya bu öpücüğün onun gerçeği söyleyip söylemediğini anlamak için olduğunu biliyordu. Nasıl olacağını bilmiyordu, canavarın mantıksız düşünce ve fikirleri her zaman bir gizemdi, fakat bunun doğruyu söyleyip söylemediğini anlamak için bir test olduğunu biliyordu.
Tıpkı Shizuo dudaklarını geri çektiği anda ona inandığını bildiği gibi. İnanmasa şimdiye duvara yapışmış olurdu sonuçta.
Shizuo geri çekilip Izaya'ya baktı. Izaya bu bakışı da biliyordu. Lise zamanlarında bir kız Shizuo'ya açıldığı zaman Shizuo'nun yüzünde oluşan bir bakıştı bu. Önemli olduğundan değildi, Izaya zaten hislerinin tek taraflı olduğunun farkındaydı, hislerini açıklamasının tek nedeni Shizuo'yu iyice gaza getirmekti. Canavarın kendi kafasında saçma bir takım hayaller kurup kendisini sıkıntıdaki bir prensesi kurtaran şövalye konumuna getireceği aşikardı. Sonuçta Shizuo basit bir adamdı, basit ama şaşırtıcı.
Yine de Shizuo onu bırakmadı, göğsündeki eli nazikçe beline inip onu kırılganmışcasına tuttu. Eğer durum farklı olsaydı Izaya ona bir bıçak fırlatır, onun bir saniye bile tehlikeli olmadığını zannederse olacakları gösterirdi. Aşık olması aptal bir romandan fırlamış kırılgan bir zavallıya dönüşeceği anlamına gelmiyordu.
Sonra Izaya'nın dayanamayacağı bir şey yaptı, gülümsedi. Izaya'nın dişleri öfkeyle kilitlendi, bu gülümsemeyi de biliyordu.
-Yapma dedi kendini uzaklaştırarak. Ben acıyacağın biri değilim Shizu-chan, senden tek istediğim şey kazanman.
Shizuo şaşırmış görünüyordu, Izaya'nın gerçekten onun rolüne düşeceğini düşünmemişti değil mi? Görünüşe bakılırsa düşünmüştü, ne aptalca. Izaya aşık olabilirdi, ama aptal değildi.
Gerçi pek çok kişi bu ikisinin aynı şey olduğunu söylerdi, ama çoğu kişi Izaya'yı tanımıyordu.
-Bu durumun bir şeyi değiştirdiği yok merak etme diye devam etti sert bir sesle. Bu iş bitince yine seninle oynayacağım Shizu-chan, birdenbire bir iyilik meleğine dönüşmeyeceğim. Dediğim gibi, sadece kazanmayı düşün sen.
Shizuo saçlarını karıştırdı, nasıl tepki vermesi gerektiğinden emin değil gibi görünüyordu.
-Sana acımıyorum dedi sonunda. Ve kuzenini kurtaracağım, merak etme. Değişmeni falan da beklediğim yok pire, seni bundan daha iyi tanıyorum.
Hayır tanımıyorsun diye düşündü Izaya. Beni benden başka kimse tanımıyor, kimse.
Fakat bir şey söylemek yerine düz bir ifadeyle camdan dışarıyı izledi, kasvetli bir yağmur vardı.
İkisi de tekrar konuşamadan önce kapı açıldı ve Edmund içeri girdi.
-Her şey hazır dedi sıkılmış bir sesle. Gitmeye hazır mısınız?
Izaya gülümsedi.
---
Sarışın kadın tabletinde hızlıca bir şeyler yazarken Morgan iç çekti.
-Her şey istediğimiz gibi mi Pamela?
Sarışın kadın gözlüklerini düzeltti.
-Her şey hazır dedi düz bir sesle. Fakat gülleri göndermemi istediğinize emin misiniz?
-Elbette, eminim güzel bir jest olacaktır.
Pamela başıyla onaylayarak tabletini tırnaklarıyla tıkırdatmaya devam etti.
