sectumsempra | twelve

3.4K 279 616
                                    

draco malfoy: canın acıyor mu :)

harry potter: siktir git malfoy.

draco malfoy: tamam tamam ağlama hemen, bir dahakine sen üstte olursun

harry potter: YANINA GELİRSEM ÖLDÜRÜRÜM SENİ!

draco malfoy: SAKİN OL BEBEĞİM

harry potter: dray

harry potter: canım acıyor ve ron ne olduğunu sorup duruyor.

harry potter: o yüzden; sus ve git bana ağrı kesici iksir getir.

harry potter: gölün yanında bekliyorum seni

draco malfoy: sen her sevişmemizde böyle yapacaksan..

harry potter: ÇABUK OL!!

•◇•

Draco kendisini soru yağmuruna tutan Madam Pomfrey'in pençesinden kurtuldu ve Göl'ün yanına doğru ilerlemeye başladı. Bir yandan da kendi kendine sırıtıyordu. Harry sinirliyken gerçekten çok tatlı oluyordu. Tatlı ve vahşi.

Tam o sırada gördü onu.

Uzun sarı saçları düzgünce taranmıştı. Siyah, asil bir pelerin takmıştı. Yanından ayırmadığı bastonuyla ona tepeden bakıyordu.

Klasik Lucius Malfoy.

Draco'nun yüzündeki sırıtışı dondu, fırtına grisi gözlerinde korku en saf haliyle kendini göstermeye başladı.

Lucius yaklaştı, ona doğru eğildi. Gözleri elindeki iksire kaydı.

"Ne yapacaksın o iksiri?"

Bu muydu yani? Bir merhaba bile yok muydu?

"Potter'ın kafasından aşağı boşaltacağım baba."

Lucius'un yüzünde kendinden memnun bir sırıtış belirirken doğruldu. Samimiyetsizliğin somut kanıtıydı bu adam.

"Aferin." Gözlerinde gram sevgi yoktu.

"Sen neden geldin baba?"

Lucius öfkeyle soludu, tıslayarak konuştu.

"Seni kontrol etmeye geldim. Anlaşılan gelmem iyi bir karar olmuş."

Draco korkuyla gözlerini babasına çevirdi. Anlamıştı. Bir şeyler gizlediğini anlamıştı.

Lucius elini ona uzattı.

"Telefonunu ver."

Şimdi bitmişti işte. Babası onu öldürecekti. Mesajların hiçbirini silmemişti.

Elleri titrerken cebinden telefonunu çıkardı. Lucius bir gözü onun üstündeyken telefonu eline aldı ve karıştırmaya başladı.

Draco bir ayağıyla yeri eşelerken gözünden düşürmemeye çalıştığı birkaç yaşın toprağı ıslattığını gördü. Hayır, dedi kendi kendine. Hayır! Şimdi değil! Şimdi olmaz!

Lucius'un tekrardan öfkeyle soluduğunu duydu. Bu hiç iyiye işaret değildi.

Babasının yanından eksik etmediği bastonunun yanağına sertçe çarpması tabii ki beklediği bir şeydi.

Yüzü yana savruldu, ancak duruşundan yine de ödün vermedi. Gözlerini sıkıca kapatmıştı, dudaklarını ısırıyordu. Her zaman düzgün olan saçları vuruşun etkisiyle dağılmıştı. Cebinde olan elleri ağlamamak için sımsıkı birer yumruk olmuştu. Ağlama, ağlama, ağlama, ağlama, ağlama...

Sıkıca yumduğu gözlerini yavaşça açtığında gördü Harry'yi.

Gözlerindeki dehşeti kilometrelerce uzaktan bile fark edebilirdiniz.

Burukça, küçük bir gülümseyiş gönderdi ona Draco. Kendisini böyle görmesini istemezdi ama, eh, Lucius Malfoy Draco'nun ne istediğini hiçbir zaman önemsememişti. Harry'nin gözünden bir damla yaşın aktığını gördüğünde ise kalbi paramparça oldu. Yanına gitmek istedi, ağlama demek istedi. Ona sarılmak istedi, delicesine öpmek istedi. Ben iyiyim, demek istedi, her zaman iyileştim, yine iyileşirim. Ama yapamadı.

Yapamadı işte.

Yaklaşık birkaç saniye sonra ise baba dediği o lanet adamın elleri saçlarını kavramış, çekiyordu.

"Nasıl yaparsın?" Diye fısıldadı kulağına o iğrenç sesiyle. "Malfoy adını lekeledin."

Draco yine sustu.

Eller saçını bıraktı. Asasını çektiğini duydu Draco. İşi şimdi bitmişti işte.

Titriyordu. Neden titriyordu? Hava soğuk değildi ki. Korkudan mı titriyordu yoksa? Ölmekten mi korkuyordu? Hayır, ölmekten korkmuyordu tabii ki de. Harry'yi bir daha görememekten korkuyordu. Zümrüt yeşili gözlerini bir daha göremezse ne yapardı? Karmakarışık siyah saçlarında ellerini gezdiremezse ne yapardı? Dokunuşlarını hissedemezse ne yapardı Draco?

İşte geliyordu, birazdan o yeşil ışık bedenine çarpacaktı...

"Avada-!"

Ne?

••••

sövmeyin dkandşzmclsmcmnx

ay napiim be uykum var .d

bu arada iki bölüm sonra final :3

hadi öptm çok :*

sectumsempra | drarry textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin