"We'll never change."

4.3K 164 76
                                    

Şimdi buraya yazılanı okumayanlar olduğu için ben de artık bundan sonra hikayenin sonuna yazacağım, aşağıyı okursunuz umarım ^.^ Ve bu arada bu bölümde anlatım biçimleri Harry ile Ella arasında gidip geldi, biraz daha dikkatli okumalısınız bu yüzden. Sona bakmayı unutmayın!

~~~~

~18. Bölüm~

İşte bu sefer gerçekten ne yapacağımızı bilmiyordum. Louis'e baktığımda alt dudağını kemiriyordu. Zayn ise kaşları havada bir bana bir Harry'e bakıyordu. Zayn kahkaha attığında ona daha dikkati bir şekilde baktım.

"Hah! Sanırım gördüğüm en iyi sarılmanızdı! İlk defa suratınızı buruşturmadınız, vay canına! Bunun için uğraşmış olmalısınız." Zayn'in dediğine Cal ve Ash de aynı onun gibi gülerek cevap verdiler. Ben ise sadece susmuştum. Harry'e baktığımda dudakları aralandı ancak tekrar onları kapattı. Çocuklar gülerken kendimi gerçekten kötü hissettim. Tamam, bunu saklıyorduk ama az önce bildiğiniz çocuklar bizimle dalga geçmişlerdi. Bu ağırıma gitmişti. Yani Harry'nin sesini çıkarmaması. Daha doğrusu çıkaramaması.

"Ben tuvalete gitsem iyi olacak. Siz devam edin." dedim ve suratımı saçlarım ile örtecek şekilde kafamı eğerek hızla tuvaletlerin olduğu ara kısma yürüdüm. Tuvaletlerin olduğu araya geldiğimde sinirimi duvardan çıkarmak umudu ile yumruğumu duvara vurmam ile acı ile dudaklarımı dişledim ve tısladım. Kendim kaşınmıştım, ah sikeyim! Elime sinir olup bu sefer duvara tekme geçireceğim sırada vurduğum şey bir duvar değildi, bir bacaktı. Siktir!

"Harry!"

Harry'nin bacağına vurmuştum! Acıyla yere eğildiğinde ne yapacağımı bilemeden ben de eğildim.

"Elin kadar ayağın da ağırmış." dedi ve inleyerek bacağının vurduğum kısmını ovuşturdu.

"B-ben özür dilerim. Seni göremedim. Duvara vuracaktım." dediğimde bacağını tutarken kafasını kaldırdı ve gözlerini gözlerime sabitledi.

"O lanet vücudunun illa bir yerine zarar gelmesi mi gerekiyor? Eğer öyle ise durma ve vur bana! Kendine zarar vereceğine bana zarar ver. Hadi, ne duruyorsun?" Sesini yükselttiğinde sinirli bir şekilde onu güvenlik çıkışına doğru ittirdim bir anda.

"Beni her zaman sinir etmek zorunda mısın?!" Onu tekrar güvenlik çıkışına doğru itecekken beni kollarımdan yakalayarak ben daha ne olduğunu anlayamadan kendisi ile birlikte beni güvenlik çıkışına soktu.

"Ne yaptığını sanıy-" Eliyle ağzımı kapayınca elini ısırdım. Evet, yanlış okumadınız. Isırdım.

"Sikeyim! İki dakika susup sakinleşemez misin sen?!" Elini ovuştururken tıslayarak konuşmuştu. Bu haline güldüğümde sinirle kaşlarını çattı. Ne? Sinirden gülüyordum!

"Bir de gülüyorsun! Seni anlayanı Tanrı kutsasın Ella." Derin bir nefes alarak elini ovuşturdu ve sırtını duvara yasladı. Burada merdivenler dışında çok küçük bir alan vardı. Her merdivenin birleştiği noktada pencere vardı bir tane."Özür dilerim, seninle dalga geçmelerine izin verdiğim için. Henüz çıkalı bir hafta oldu ve ben sanırım berbat bir sevg-"

"Sakın Harry, bir de berbat sevgiliyim triplerine girme. Ben seni tanıyorum, sen de beni. Şimdi doğruyu söyle bana, henüz annenle konuşmadın öyle değil mi?" diyerek lafını kestim ve önüne geçtim. O duvara sırtını yaslayarak biraz vücudunu kaydırmıştı, bense karşısındaydım.

"Sanırım beni bu kadar iyi tanıman bazen işime gelmiyor." dediğinde kıkırdadım ve tek ayağım onun ayaklarının arasında olacak şekilde ona yaklaştım. Bir ayağı benim ayaklarımın arasındaydı, benim de bir ayağım onun ayaklarının arasındaydı. Tıpkı koca ayağı andıran ayaklarının yanında ayaklarım minicik kalıyordu.

Friendship And Love (Harry Styles Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin