9. Bölüm

1.9K 335 15
                                    


• Onlar da Yansın

Bölüm ithafı; kayaseyda88

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm ithafı; kayaseyda88

Ölüm Kokan Papatyalar

9. Bölüm
Mum

Gece karası üzerimize çöktüğünde yıldızlar gösteri yapmak için gökyüzüne çıkmış, başrol olan ay ise tam ortasında bulunuyordu. İçinde olduğum son model araba asfaltı ağlatırcasına yollarda akıp giderken gideceğimiz yer içimdeki topraklara atılan korkunun filizlenmesini sağlamıştı.

Sabitlediğim ekranda gördüğüm yansımam ne kadar berbat göründüğümü kanıtlıyordu. Elimde tuttuğum ıslak mendille telefonumun aynasından akan makyajımı siliyordum. Gözlerimin altına gözyaşlarım yardımıyla akan rimel kuruyup katı bir tabaka oluşturmuştu. Siyah lekelerin gittiğine emin olduğumda elimde kalan çöpleri çantamın içine tıkıştırdım.

Telefonu sabitlediğim yerden alarak kucağımda yer alan çantamın üzerine koydum. Topuklu ayakkabım arabanın yumuşak tabanına hafif darbeler uyguluyor, bacağımın titremesini sağlıyordu. Ruju silinmiş dudaklarım kendini rengine dönmesinin mutluluğunu yaşarken tedirginliğime boyun eğerek dişlerimi pembe dudaklarıma geçirdim.

Kafamı koltuğun başlığına yaslayarak rahat bir pozisyon almış, yolu seyrediyordum. Sokak lambaları üzerimize gelmek için birbiriyle yarışıyor, sonraki her daim öncekini yeniyordu. Yıldızları gölgelemek amacıyla konulan şehrin ışıkları üzerime üzerime gelip boğmaya başladığında camı açarak arabaya hava geçişine izin verdim.

Fazla soğuk olmayan hava camdan içeri girerek ince kıyafetimin açıkta bıraktığı çıplaklıktan tenime nüfus etmiş, kansız olduğumu bir kez daha titreyerek hatırlatmıştı.

Araba durduğunda hastahanenin önüne geldiğimizi anlamıştım. Açık otoparka park edilen araçtan kapıyı açarak dışarı çıktığımda hızlı adımlarla heybetli bedeninin yanına yürüdüm. Ayağımdaki topuklular rahatsızlık vermeye başladığında, eve gidince şiş ayaklarla başbaşa kalacağımı şimdiden belli ediyordu.

Biraz önce eziyet ederek dişlediğim kurumuş pembe dudaklarıma ödül verircesine dilimi gezdirerek ıslattım. Yürürken tenime yapışmak için can atan saten elbisemin dokusunun tenimde kayışı her zaman hoşuma gittiği gibi şimdide öyleydi. Şimdiki tek sorun rüzgar estiğinde bedenime ikinci deri olmasıydı.

Eğer ben yanına yürürken mavi ve sarının karışımıyla ortaya çıkan göz rengi tenini karancalandırmasaydı, bu kadar diken üstünde olmazdım. Üstüne eziyet gibi bir daha esen rüzgar tenime çarparken titrememe engel olamamıştım.

Ölüm Kokan Papatyalar Where stories live. Discover now