53.Final-28 Temmuz

En başından başla
                                    

Bir yerde oturup yemek için siparişlerimizi verdik. Aren'in benimle konuşma çabalarını bilerek görmemezlikten geliyordum. Yol boyunca da aynı şekilde tavrımı korumayı başardım. Eve geldik, tüm çamaşırları ön yıkamaya atıp, bitirdikten sonra kurumaları için asıyordum ki söylediğinden sonra daha fazla sessiz kalamadım. Beni çileden çıkarıyordu.

"Yarın gelinlik denemelerine bende geleceğim."

Net bir şekilde sadece "Hayır." dedim.

Bir omzunu silkerek "Evet kesinlikle geleceğim." dedi inatla. Evet, bugün ikimiz de onlu yaşlardaki hallerimize gidip geliyorduk.

"Ya sen hiç duymadın mı? Hani uğursuzluk derler. Düğünden önce görülmez falan derler."

"Şaka mı yapıyorsun? Bu şeye inanıyor musun?" dedi kaşlarını kaldırmış bana bakarken.

"Hayır. Sadece annem ve kızlarla birlikte gideceğim ve bir işe de burnunu sokmasan diyorum."

"Mümkün değil, merak ederim." dedi.

Etmesen şaşarım! Yaklaşarak kollarımı beline doladım ve yüzüne baktım. "Belki ben seni şaşırtmak istiyorumdur. Yüzünde beni gördüğün zaman oluşacak o meşhur ifadeyi görmek istiyorumdur."

Kaşlarını çattı. "O meşhur ifade her neyse sürekli oluyor zaten. Ayrıca mezuniyetinde bir çeşit gelinlik giydiğini unuttun sanırım. Seni zaten görmüş sayılırım."

Geriye çekildim. Biraz haklıydı! "Aynı şey değil, lütfen bir kez olsun beni dinle."

Cevap vermedi. En azından hayır demedi diyeceğim ama bu sessizlik geleceğinin habercisiydi. Pekala, o zaman iş Eren'e düşmüştü.

"Haydi beni eve götür." dedim konuyu dağıtarak.

"Neden, burada kalamaz mısın?"

Çantamı almak için portmantoya yöneldim. "Bir hafta daha buna katlanabilirsin bence."

"Farkında mısın? Bir şeyleri yapmaması gereken, katlanması gereken hep ben oluyorum."

Gülümsedim. "Eh, benimle evleniyorsun. Olsun o kadar."

Aren beni eve bıraktıktan sonra tek başıma odama geçerek telefonumla Eren'i aradım. Saat geçtiği için telefonu "Bir sorun mu var?" diyerek açmıştı. Boş yere onu endişelendirdiğim için vicdan duyarak hemen "Yok yok." dedim. "Sadece bir şey isteyecektim."

"Tabi, ne istersen." dediğinde bir an durup gülümsedim. Ne istersem yapabilecek bir abim vardı. Bu dünyanın en güzel duygularından biriydi. "Teşekkür ederim."

"Anlamadım, ne için?"

"Çok iyi bir ağabey olduğun için."

Telefonun diğer tarafından güldüğünü duydum. "Sadece bunu söylemeyecektin herhalde?"

"Hayır. Aren'i ikna edemiyorum. Yarın gelinlik alışverişime illa kendisi de gelecekmiş. Onu oyalamanı istiyorum. Beni ilk düğün günü görmeli."

"Oyalayabilirim. Tabi bir şartla."

Off. "Bu ailede neden herkes şantajcı?"

Güldü."Hepsi beni örnek alıyor."

"Tamam peki. Ne istiyorsun?"

"Beni gelinlik provana götüreceksin."

"Abi! Aren bunu duyarsa çok bozulur."

"Bozulsun." Omuzlarını silktiğini görmesem de hissedebiliyordum.

Tekrar "Abi!" dedim. Evlenmeden son bir kazık atmayı istiyordu resmen. Aren cidden aşırı bozulurdu.

KORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin