Yemekten sonra odama çıktığım gibi bilgisayarı açtım. ^1 arkadaşlık isteği^ Tanıdığımı sanmıyorum. Profiline girince aynı okulda olduğumuzu gördüm. Dakka 1 gol 1. İlk günden beni nerde görmüş de, adımı öğrenmiş de, facemi bulup eklemiş?? Kabul ettim. Facede yapıcak bir şey bulamayıp. Dizi izlemeye karar verdim. Ama önce 5 dk Tumblra bakmam gerekiyodu. Yeni sekmede 2 Broke Girls’den bir-iki bölüm açtım ki ben dashboardda gezinirken onlar saradursun.
rb..rb…kalp…rb…rb..kalp..rb+kalp..rb … günlük gönderi sinirini aştınız. Cümledeki meymenetsizliğe bak. Küfür gibi! Deyvıda söverken son olarak “uçur beni deyvııd” yaptım ve artık dizi izlemeliyim diye düşünüp saate baktım kiiiii…O 5 dk 3 saat olmuş. Zaman nasıl geçiyo hiç anlamıyorum..
Keyifli keyifli dizimi izlerken annemin içeri gelip:
“hep bilgisayar hep telefon biraz da ders çalış!” demez mi :D :D :D çok komik bu kadın ya :D :D
Dizimi bitirdikten sonra saatin epey geç olduğunu fark edip yattım.
…
“teyjee hadi kaaallk saat onbihr olmuş”
Evet, bu Kerem. Namı değer yeğenim. Aynı apartmanda oturduğumuzdan beni uyandırmak için sabahın 7’sinde gelip öperek –yalayarak- saatin 11 olduğunu söyler. Klasik sabahlardan biri. Üstümü giyinip kahvaltımı da yapınca servisi beklemeye koyuldum. Dünkü maceramdan sonra ailem okulu arayıp sorunu çözmüştü. Servis geldi. Şu filmlerdeki gibi servisteki yakışıklının yanıma oturup “naber” demesini beklerdim tabi ama bunun için önce serviste erkek olup o erkeğin yakışıklı olması gerekir. Bu konularda şanssız biriyimdir. Servistekilerin hepsi kız ve hiçbirinden çıt çıkmıyo. Kulaklığımı takıp yol boyu müzik dinledim. Okula geldiğimizde sınıfa düşüncesiyle yürümeye başlamıştım taa ki kaybolduğumu anlayana kadar.. okul birazcık karışıktı ve ben sınıfın yerini öğrenememiştim. -Game over. Try again.- Tekrar başlangıç noktama döndüm. O sırada tören sırasındaki kıvırcık çocuğu gördüm. Peşine takılıp sınıfı buldum. Aynı sınıfta olduğumuzu fark etmemişim. Yerime oturmamın ardından hoca geldi. Hiç kalkamam ayağa daha yeni oturdum. Derhal sıranın altından bir şeyler arıyo gibi yaptım. Kafamı kaldırdığımda bütün sınıf bana bakıyodu. Nolduğunu anlamamışken Hale ayağa kalkmam için işaret yaptı. Ne yani sırf ben ayağa kaklıyım diye bütün sınıfı ayakta mı bekletiyodu? Çatlak bu hoca. Her zamanki taktiğim işe yaramamıştı.
…
Yer değişikliği sonucu mavi bandanalı kız -adı Güney’miş- yanıma oturdu. Eheheehe güzel bi başlangıç. Ders boyu konuşup kaynaştık. Tahtayı göremiyoduk çünkü adının Tuna olduğunu öğrendiğim kıvırcık çocuk önümüzde oturuyodu…
..
Güney tam benim kafadan. Çok tatlı bi kız. Ama dünkü sessiz halinden eser yok. İlk güne özelmiş. Gayet çatlak çılgın biri. Bunu en kısa sürede kurduğum dostluk ilan ediyorum. Bir de Masal’ımız var. Yeşil gözlü bahçe cücemiz. Dün Güney’le oturduklarından kaynaşmışlardı. Ben de tanışmış oldum… Güzel ve zeki biri. Ama yan sınıftan 4 kişilik bir arkadaş grubu olduğundan onunla muhabbetimiz derstekilerden ibaret. Hocaların ikinci günden derse başlamalarına inanabiliyo musunuz!? Uzun ve sıkıcı bir gün daha geride kaldı. Somurtkan yaşlı servisçi değişmiş yerine samimi bir abi gelmişti. Sevdim bunu.
…
Eve geldiğimde her zamanki klasik karşılama vardı. Annem günümün nasıl geçtiğini sorduğunda ona Güney’i anlattım. Ne dese beğenirsiniz?
“ kızıımm erkekten arkadaş olmaz.”
*******
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum biraz kısa oldu farkındayım ama tanışma faslı bu kadar artık bu hikayeyi yazmama sebep olan asıl olaylara başliycam.. sizi seviyorum sevgili ridirlarım okumaktan vazgeçmeyin =))
