'BAŞLANGIÇ'

1.3K 72 21
                                    

Arkadaşlar bu bölüm;3. Tekil kişiden ama onun haricindeki bölümler başta Lara olmak üzere karakterlerin ağzından olucak.

Hikayeye zaman ayırıp,diğer bölümleride okursanız beğeniceğinizi düşünüyorum :)

Şimdiden teşekkürler...

İYİ OKUMALARR... :)

-12 YIL ÖNCE-

"Anne nereye gidiyoruz?Hala gelmedik mi?Ben yine uçağa binmek istiyorum!"

Küçük kız minik ellerini beline dayamış,çatık kaşlarla annesine bakıyordu.Bir sürü saat uçakla yolculuk yapmışlardı zaten?Hala gelememişler miydi ki?

Kadın bavullarını alıp,kocasına verirken ona bakan küçük kızına döndü.Onu böyle üzmeye kıyamıyordu fakat sürprizdi.Beklemek zorundaydı miniği.

"Bitanem,biraz daha beklemen lazım.Sürpriiz."dedi kadın neşeyle.Bugün minik kızının 6. yaş günüydü.Ne kadarda çabuk büyümüştü onun küçük meleği.Daha dün onu kucağına almış gibi geliyordu genç kadına.

"Ama anne!Doğum günü kızı benim.Bana ne beklemek istemiyorum ben."

Kadın pes etmiş,cadı kızını ikna etme işini babasına bırakmıştı.Evet,bazen insanı canından bezdirebiliyordu inatçı küçük cadı.Ama benim cadım,diye düşündü kadın.Bu düşünceyle küçük cadısının yanına gidip pamuk yanaklarından öptü.Küçük kızda kısa kollarıyla annesinin boynunu sarmaya çalışıyordu.

Birden küçük kız kollarını annesinin boynundan çekerek koşmaya başladı.Genç kadın endişeyle arkasından koşarken "Lara!Lara,kızım koşma!" diye bağırıyordu ama dinleyen kim...

Küçük kız için şuan çok daha önemli bir şey vardı.Minik kollarını açmış adını seslenerek ona doğru koşan küçük Rüzgar...

İki kadın endişeyle çocuklarının arkasından koşup seslenirken,onların umrunda bile değildi.Lara çok özlemişti Rüzgarı.Eskiden hep birlikte oynarlardı ama onlar Londra'ya taşındığı için artık birbirleriyle oynayamıyorlardı.Her ne kadar Rüzgar hep araba oynamak istesede çok seviyordu onu.

Rüzgar arkadaşına küçük kollarını sarmıştı.Artık çok uzaktaydılar birbirlerine,eskisi gibi sık görüşemiyorlardı.Arkadaşı gittikleri için ona kızgındı.Biliyordu ama bunu o da istememişti ki.Annesi ona hep iş için gitmemiz gerek oğlum demişti.Rüzgar bir şey diyememişti ama gitmek istemiyordu ki.Söylemese de Lara'nın ona zorla oynattığı kız oyunlarını bile özlemişti.

Lara minik ellerini çocuğun saçlarına atıp karıştırdı.

"Doğum günün kutlu olsunçın ,inatçı keçi."

Rüzgar yüzünü buruşturdu.Ona inatçı keçi demesini sevmiyordu.Ne olmuş inatçıysa.Keçi demesine ne gerek vardı?Ama yinede gülümsemesini yüzüne yerleştirdi.Ona surat asamazdı,o kadar çok özlemişti ki.Hem surat asarsa Lara da üzülürdü.Onun üzülmesini hiç mi hiç istemiyordu.O anda dikkatini kızın boynundaki uğur böceği çekti.Çıkarmamıştı.

Rüzgar o kolyeyi ona 2 sene önce vermişti.Ve hiç çıkarmamasını söylemişti.Çıkarmadığına göre affetmiş miydi onu?

"Doğum günün kutlu olsun,uğur böceği."dedi o da kocaman gülümsemesiyle.Onun yanında hep gülümsüyordu çünkü bir keresinde çok güzel güldüğünü söylemişti.Acaba kendisinin ne kadar güzel güldüğünün farkında mıydı,Lara?

"Kızım,öyle koşulur mu?Burası ne kadar kalabalık!Ya kaybolsaydın,o zaman ben napardım,ha?"dedi kadın küçük kızını kucağına alırken.Yüreği ağzına gelmişti.

Ege EfeTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon