2 ♣

4.5K 297 230
                                    

Selam! İlk bölüme olan ilgi beni öylesine mutlu etti ki, anlatamam! O kadar güzel yorumlar yaptınız ki,  hepinize sarılasım geldi fkdld Herkese ithaf vermek istedim ve birinizden başlayayım dedim. Bu bölüm, @ChevyImpala için. En uzun yorumu da Niyazi yaptı ona da buradan çatal bıçak seti jfdkd Şaka şaka. Sana da ithaf vereceğim :3   İthaf isterseniz mesaj atabilir veya yorumda da belirtebilirsiniz.

Multimedia’da Seksi Çocuğumuz var. Ayrıca dış bağlantı da Kamelya’nın giydikleri var. Umarım beğenirsiniz ve ilk bölümü okuyup bırakmamışsınızdır. İyi okumalar!

2 ♣

Hayal aleminden çıkmanın zaman gelmişti. Böyle bir şey yapmış olamazdım değil mi? Bal gibi de yapmıştım!

Allah aşkına! Bunu yapabilecek cesareti nerede buldunuz, sevgili ayaklarım? Niye siz her insanın normal ayakları gibi davranmıyorsunuz? Ah, ne diyorum ben böyle?! Kendine gel Kamelya ve derin bir nefes al. Hemen.

Seksi Çocuk diye hitap ettiğim genç, beni fark etmediği için hala başı duvara yaslıydı. Oh, tamam. Fark edilmediğime göre, tekrar eski yerime gidebilir ve içimden ayaklarımı azarlayabilirdim! Göz rengini göremeyeceğim ama olsun. Rezil olmaktan iyidir.

Tam sırtımı dönmüş ilerideki sandalyeye yönelmiştim ki kulağıma dolan enfes sesle neye uğradığımı şaşırdım. Buna ses diyorlarsa benimki ne oluyordu? Kurbağa vıraklaması falan, herhalde? ‘’Ne istiyorsun?’’ Göz rengini görmek istiyorum.

Tekrar ona doğru döndüğümde bu sefer kollarını göğsünde birleştirmişti. Bu şekilde kasları- Tamam çocuğun göze batacak kası yoktu! Her yerde kaslı erkekler olacak değil ya.

Bakışlarımı suratına çevirdiğimde boş gözlerle bana bakıyordu. Öylesine hayattan bezmiş bir ifade vardı ki suratında. Gel yavrum gel, bende şu salak halimle neşe denen duygudan bolca var. Al, birazını sana vereyim deme isteği uyandırdı. Tabii ki böyle bir şey demeye cesaretim yoktu! Ayrıca gözleri yeşildi ve benim renkli gözlere ciddi anlamda zaafım vardı. İçimdeki ses Seksi Çocuğa on üzerinden bin verirken o tek elini bana doğru sallamıştı. ‘’Hey?’’

‘’M-merhaba?’’ Bir de kekeliyordum. Tam anlamıyla rezilliğin daniskası! Kamelya’da rezillik sadece 0.99 kuruş!

Beni gördüğüne şaşırsa da sonradan, iyi bir oyuncuymuşçasına belli etmemeye çalıştı. Kaşlarını kaldırıp anlamadığını belirten bir ifadeyle bana baktığında, dudaklarından ‘’Pardon?’’ kelimesi saçılmıştı çevreye. Gözleri ‘Ne merhabası kızım? Ne diyorsun sen?’ ifadesiyle bakarken itiraf etmeliyim; o ayaklarımı yerinden oynatan cesaretim, nerede olduğun bilmediğim karanlık odaya kaçmıştı. Tamam derin nefes al ve beynine oksijen gitsin!

Oksijen giderken cesaretim de, o lanet olası karanlık odadan çıkıp geri gelse iyi olurdu. Yoksa, adını bile bilmediğim çocuğun karşısında dımdızlak kalacaktım.

Birkaç nefes alışverişinden sonra nihayet konuşmayı becerebilmiştim. ‘’Adın ne?’’ Ben az önce ‘Adın ne?’ diye mi sormuştum? Ah! Gerçekten kendimi rezil etmekte üstüme yoktu! Paçayı nasıl kurtaracaktım? Şimdi de Kamelya’da patavatsızlık sadece 0.99 kuruş!

Acilen bir şeyler uydurmam gerekiyordu, yoksa yeşil gözlü yârim -hemen de sahiplendim- daha beni tanımadan alnıma ‘salak’ damgası yapıştıracaktı. Tamam, bazı yerlerde salakça davranışlar sergileyebilirdim ama bu beni salak yapmazdı? Kimi kandırıyorsun sen?

‘’Ne yapacaksın?’’ Ses tonu, sert ve neden sorduğum için sinirli çıkmıştı. Sadece bir isim? Neden sinirlenmişti?

‘’Niye sinirlendin?’’ Bugün beynim yerinde değildi. Şu konuşmadan sonra ben bunu anlamıştım.

Aşkın Unutulan KısmıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin