0.0 "Tedavi..."

16.6K 720 1.5K
                                    


Benimle Evlenir Miyim? Evet yazım hatası yok, kitabın adı bu.

BU KİTAP BAŞLI BAŞINA BİR İRONİDİR, PEK CİDDİYE ALMAYINIZ

Bu kitapta yetişkin içerik yok.

Bed boy yok.

Good girl yok.

Lunapark yok, pammıh şeker hiç yok.

18 yaşında saf bir ergen hiç yok.

Barlarda herkese söven bir kız da yok.

Başladığınız tarih ➡️

Yorum yapmayı, oy vermeyi ve beni takip etmeyi unutmayın ❤️

***

|Kimya

"Bu sefer sahiden ölebilirdin! Ben çok korktum seni aptal!" Artık alışık olduğun hastane kokusu, bana kendi evimin kokusunu aratmaz iken derin bir nefes verdim. Eda'nın ağlayarak söylediği şeylere ilk defa hak verdim. Bu üçüncü oluyordu. Bu sefer gerçekten ölebilirdim. Üç kere ölümden dönmüş birisi olarak bu tepkiye alışık olduğumu söyleyebilirdim. Bu hastane benim evimdi. Vale artık arabamı personel aracı kabul ediyordu, bu durum ilk başta canımı sıksa bile insan alışmak zorunda kalıyordu.

Kapının açılması ile gözlerim kapı ile buluştu. Ömer bana buruk bir gülümseme ile bakıyordu. Yanıma geldi ve elimi tuttu. Ömer benim doktorum, aynı zamanda yakın bir dostumdu. Tedavimle çok yakından ilgileniyordu. Üçüncü kez kalp krizi geçirmem onun da planlarında yokmuş gibi görünüyordu. Resmen Polat Alemdar'a meydan okumanın cezasını çekiyordum. Sahi, Allah'ın tüm belaları beni buluyordu.

"Nasıl hissediyorsun?" diye saçma bir soru sorduğunda alayla gülümsedim. Ağrıyan kolumu umursamadan doğrulmaya çalıştım. Eda ve Ömer'in sert bakışlarını yakalandığımda ise vazgeçtim. "Süperim." diye mırıldandım.

"Bu senin için biraz-" Bana alıştıra alıştıra söylemeye çalıştığı şeyi uzatmamasını diledim. Önce dedem daha sonra babam... Biz de genetikti bu kalp hastalıkları, çok küçükken bunun olabileceğini biliyordum ve kendimi alıştırmıştım. Onun için daha fazla beklemeye niyetim yoktu, ölmek istemiyordum.

"Bir kez daha olamaz. Dördüncü kez... Buna kalbin dayanmaz Kimya." Kalbin dayanmaz derken açık açık ölürsün da diyordu. Eda'nın gözyaşları tek tek dökülürken onun ağlaması benim de canımı sıkıyordu. Yaşım itibariyle üç kez kalp krizi geçirmem bana bir gelecek vaad etmiyordu.

"Kök hücre tedavisine başlamak gerekiyor." Ömer'in dediği şeyle kaşlarım merakla havalandı. Kök hücre tedavisinin kalp krizini önlemek ile ne gibi bir bağlantısı olabilirdi, merak konusu. "Ne?'' dedim şaşkın bir şekilde. O an dudaklarımdan dökülen tek kelime buydu. Daha fazla konuşacak gücü kendimde bulamadım.

"Bir bebek sahibi olmalısın. Ama itiraz etmeden önce di-" demesine kalmadan sert bir şekilde reddetmeye hazırlandım. Bir bebek benim iş hayatıma kesinlikle ayak bağı olurdu ve ben bebeklerden nefret ederdim. İş hayatımda bana engel olacak, özel hayatımın tam içinde olacak bir bebeği kabul edemezdim.

"Hayır. Bir bebek gelecek planlarımda yok." Her şeyi, şu hayattaki her şeyi, her saniyesine kadar planlı olan bir kadın olarak bu bebeği kabul etmiyordum. Dördüncü kez kalp krizi geçirmek, kök hücre tedavisi, bir de bebek... Bunlar planlarıma çok aykırı!

"Kimya saçmalama! Ömer'i dinle, böyle giderse planlayacak bir geleceğin olmayacak!" Eda'yı ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. O aptal, küçük velet benim geleceğim olacağına, hiç olmamalıydı. Ben her yerde ilgi çeken ve fazlasıyla göz önünde bir kadındım. Onlar bunu bilmelerine rağmen nasıl bu teklifi yapardı, aklım almıyordu. Her şeyden önce ben anne sıfatına yakışmıyordım.

Benimle Evlenir Miyim?Where stories live. Discover now