"Bir dakika ya, Ulaş sen misin?"

"Evet."

"Ne var ne istiyorsun?"

"Günce hala yanına değil mi?"

"Evet. Odamda ağlamakla meşgul bende mutfaktayım."

Ağlamakla mı meşgul? Hala mı ağlıyor. Kaç saat oldu halbuki.

"Doruk yanımda. Günce'nin sesini duymak istiyor."

"Bu asla olmayacak."

"Özlem-"

"Söyle o arkadaşına Günce'den uzak dursun."

"Bak eğer Günce'nin sesini dinletmezsen evine gelecek."

"Gelsin gelsin. Polis çağırınca derdini onlara anlatır."

Bu kız saf mı salak mı? Polis bana ne yapabilir ki? Hiçbir şey.

"Özlem hadi. Sadece bir iyilik yap tamam mı?"

"Off. İyi bekle."

Özlem sustuğunda duyulan tek şey ayak sesleriydi. Daha sonra kapı açılma sesi ve ardında onun sesi.

"Yeter Günce. Yıprattın iyice kendini."

dedi Özlem.

"Başka ne yapabilirim ki?"

Ah sesi çok çaresiz geliyordu.

"Ağlama artık."

"Ben sadece bıktım Özlem. Hep aynı şey oluyor işte. Her zaman kavga ediyoruz."

Durdu ve ağlamaya devam etti.

"Onun sana iyi gelmediğini söyledik Günce. Neden bizi dinlemiyorsun?"

diyerek devam etti Özlem.

Bu kız gerçekten sinirlerimi bozuyordu.

"Ondan uzak duramıyorum. Ona aşığım ama neden aşık olduğumu bilmiyorum. Yani ben.. anlayamıyorum neden ona bu kadar bağlandım ki? Bu sadece canımı acıtmaya yarıyor."

O ağlarken benimde gözlerimin dolduğunu farkettim.

Hemen elimin tersiyle gözlerimi sildim.

Tekrar Günce'nin konuşmasını beklerken Özlem konuştu.

"Bu kadar yeter" dedi ve telefonu kapattı.

"Tekrar ara."

"Hayır."

"Sana tekrar aramanı söyledim."

"Hayır Doruk. Duydun işte sesini. Daha fazlasını duymak sana iyi gelmeyecek."

Elimi yumruk yapıp duvara geçirdim.

"Kes şunu."

Aldırış etmeden bir yumruk daha geçirdim.

"Git buradan Ulaş."

"Hay-"

"Rahat bırak beni."

"Gidemem dostum. Kendini bitirmene izin veremem."

Sırtımı duvara yasladım ve dizlerimi büküp yere oturdum.

Elimle saçlarımı çekiştirirken "Hiç gelmemeliydim."dedim.

"Ne?"

"Yurtdışından hiç dönmemeliydim. Onu rahat bırakmam gerekirdi."

"Ama artık bunlar için çok geç. Tekrar girdin onun hayatına."

"Herşeyi berbat ediyorum."

"Böyle düşünme."

"Günce'yi sürekli üzüyorum. O kız sürekli ağlıyor ve bunun tek suçlusu benim."

Ulaş konuşmak yerine beni dinliyordu.

"Benim yüzümden ölmeye bile kalkıştı. Ya ölseydi? O zaman nasıl yaşayacaktım ben?"

"Ama ölmedi. Bunları düşünüp kendini üzmenin bir mantığı yok."

"Bana aşık olmamalıydı. Ben onun hayatındaki en büyük hatayım. Koca bir hata."

"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?"

"Evet."

"O zaman beni iyi dinle dostum. Eğer sevgili olamıyorsanız birbirinizin zamanını almayın. Yalnız olan bir sürü insan var."

Durdum ve düşündüm.

Belki de en mantıklısı buydu.

Onun zamanını almamalıydım.

Özgür bırakmalıydım.

Ve işte tam bu sırada bir karar aldım.

Günce'nin hayatından çıkıyorum.

Sizin isteğiniz üzerine bu bölümü Doruk'tan yazdım.

Biliyorum kısaydı.

İnternetimde sorun var. Bilgisayardan internete giremiyorum.

Bu yüzden telefondan yazdım.

Telefondan girdiğim için multimedia' ya şarkı koyamayacağım ve ithaf veremeyeceğim.

Bilgisayardaki internet sorunumu çözmemde bana yardımcı olabilecek varsa lütfen.mesaj atsın.

Eğer sorun düzelmezse bölümler kısa, ithafsız ve şarkı olmadan paylaşılacak.

Bu yüzden bana yardım edin. Lütfeeeeeen

Bölümle ilgili yorumlarınızı bekliyorum.

Öpüldünüz.

Seni Unuttuğumu HatırlamıyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin