2.bölüm

116K 6.3K 475
                                    

Ağlamamı zorda olsa durdurup nihayet bahçeye çıkabilmiştim. Doruk geri döndüğü için bütün ilgi onun üstündeydi. Okulumuzdaki kızlar yine yiyecek gibi bakıyorlardı. Aman Günce bundan sanane. Sen artık onu umursamayacaksın. Unutma.

Doruk'la aramazında geçenleri bilenler bir bana bir de Doruk'a bakıp duruyorlardı. Evet Günce, onlarıda umursamayacaksın.

O yokmuş gibi davranacaksın. Buna mecbursun. Çünkü o seni umursamadan gitti. Ne halde olacağını düşünmedi bile. Hiçbir şey yaşanmamış gibi bıraktı ve gitti. Şimdi sıra sende Günce. Senin hayatında Doruk diye biri yok. Unuttun onu, o olmadanda yapabi-

Hey bir saniye. Buraya mı bakıyor o? Yani bana mı bakıyor? Doruk! Bana! Bakıyor! 

Hemen bakışlarımı ondan kaçırıp saçlarımla oynamaya başladım.Çaktırmadan bakayıp derken bir de ne göreyim, bana doğru geliyordu.

Onunla tekrar konuşamazdım. Bunu yapamazdım. Geldiğini görmemiş gibi yapıp arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Ama arkamdan seslenmesiyle olduğum yerde kaldım.

''Günce.''

Hafifçe ona doğru döndüm. İki yıl sonra tekrar onun sesini duymak..bu tarif edilemeyecek bir şeydi.

''Hoşgeldin demeyecek misin?''

''Şe-şey b-ben.''

Lanet olsun. Neden kekeliyorum ki sanki.

''Sevinmedin mi yoksa beni gördüğüne?''

''Ne hissettiğim senin umrunda mı sanki? Ya da ne düşündüğüm? Ya da ben? Senin umrunda mıyım ki? Kendinden başkasını düşünmeyen sevgili ego yığını. Eğer gerçekten sevinip sevinmediğimi soruyorsan cevap vereyim. Hayır sevinmedim. Seni tekrar görmek düşündüğün kadar da güzel bir şey değil.''

Bunu söyledikten sonra hızlı adımlarla yürümeye başladım. Herkesin bize baktığını biliyordum. Aslında iyi bir başlanıç yapmıştım. Sesim başlarda titremişti ama enazından ağlamadan cümlemi tamamlayabilmiştim.

Sınıfa çıktığımda Efe hemen yanıma geldi.

Efe, benim en yakın arkadaşım, tabiki Özlem'den sonra. Onunla lisede tanıştık. Yaptığı saçma sapan esprilerle hemen dikkat çekmişti sınıfta. Gerçekten harika bir arkadaş. Doruk'un yokluğunda bana çok destek oldu.

Ellerimi avucunun içine alarak ''Sen iyi misin?'' diye sordu. Olumsuz anlamda başımı salladım. Bana sarıldı ve konuşmaya devam etti.

''Neler hissettiğini anlıyorum Günce ama artık onun için kendini üzmene izin veremem. O yokmuş gibi davranacaksın tamam mı? Hayatına devam edeceksin.''

''Onu hergün görerek mi?''

''Ben yanında olacağım ve atlatman için elimden geleni yapacağım.''

''İyi ki varsın Efe.''

Biz birbirimize sarılırken Özlem yanımıza geldi.

''Aaa bensiz mi sarılıyorsunuz? diyerek aramıza girdi. Onları seviyordum. Gerçek dostlarımdı onlar benim. Ben mutlu olayım diye her şeyi yapan iki deli insan.

Birlikte savaşacak dostların olduğunda her şey daha kolaydır. Ben de onlarla atlatacaktım bu durumu.

Hoca sınıfa girdiğinde biz de yerimize geçip oturduk. Neyse ki Doruk bizim sınıfta değildi. Bu iyi bir şey. Ne kadar uzak o kadar iyi. Of ne saçmalıyorum ki ben? Aynı okuldayız neyin uzaklığından bahsediyorum. Hergün görmek zorundayım onu. Her gün olmasa bile haftanın beş günü.

Okula erken gelsem ve bütün gün sınıftan çıkmasam belki de görmem onu. Bütün gün sınıfta durmak mı? Tamam bunu asla yapamayacağımı biliyorum. O yüzden başka bir şey bulmalıyım.

Çarprazımda oturan kızların konuşmalarıyla dikkatim dağıldı. 

''Doruk geri dönmüş.''dedi kısa saçlı olan. Adı neydi ki bu kızın?

Sonra konuşmasına devam etti. ''Sence Günce'yle tekrar takılmaya başlar mı?''

Sinirlerim tepeme çıksada sesimi çıkarmadım. Tekrar takılmaya başlarmıymış? Acaba ben istiyor muyum onu, bize soran yok tabi. Sırf etrafta boş boş konuşan insanlara inat Doruk'u unutmayı başarabilrdim. En azından öyle umuyorum.

İkinci bölümle karşınızdayım. İlk bölüm için aldığım tepkiler gayet güzeldi. Okuyanlar beğendiklerini söylediler. Biliyorum bölüm kısaydı ama daha olayların başında olduğumuz ve okuyucu sayısıs henüz fazla olmadığı için kısa yazıyorum. İlerleyen bölümlerde daha uzun yazacağım. Yorum ve votelerinizi eksik etmeyin. Sizleri seviyorum.

Seni Unuttuğumu HatırlamıyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin