|8|《Yardım Eli》

462 44 192
                                    

"Şey, bu gece burada kalabilir miyim?"

"Anlamadım?" diye sordum. Üzerinde kolsuz beyaz bir tişört, altında da pembe bir şort vardı. Kucağında da bugün ona aldığım peluş tavşan.

Sağ elindeki poşeti göstererek, "Bir şeyler içeriz." dediğinde, onu reddetmenin yollarını aradım. Birincisi ona kırgındım, ikincisi de yanımda bir kadın varken sarhoş olmazdım ben. Bir kere öyle bir hataya düşmüştüm, veya düşmüş olmalıydım, sonuçları da ortadaydı.

"Sehun gelecek birazdan." dediğimde kafasını salladı.

"Az önce karşılaştık. Arkadaşlarıyla eğlenmeye gidiyormuş, bu gece gelmeyecek yani."

Bunu ben de biliyordum ama onun bunu bilme ihtimalini hiç düşünmemiştim.

"Kendi odanda uyuyamıyor musun?"

"Şey..." dedi kucağına bastığı peluşu okşarken. "...açıkçası ben yerimi yadırgarım. Yani denedim ama yıllardır kendi yatağım hariç başka yatakta uyuyamadım. Sarhoş olmadan uyuyamıyorum anlayacağın, o yüzden bana eşlik etmen gerek."

"Pardon ama..." dediğimde uykulu gözlerini üzerime dikti. "Bunu yapmak zorunda mıyım?"

"Arkadaşlıklar bugünler için değil mi?" İçimden koca bir 'hah' çektim. Arkadaştık.

"Doğru diyorsun." dedim ve kapıyı aralayarak girmesini sağladım. Heyecanlı adımlarla içeriye girdiğinde kapıyı kapattıktan sonra yatağın üzerine oturdum.

"Ee?" dedi poşetindekileri çıkarırken. "O kadar şey aldım. Yatakta mı oturacağız?"

"Küçük bir oda Mirae. Nereye oturacağız başka?"

"Pekala." dedi ve karşıma oturarak bağdaş kurdu. "Yatakta oturmayı severim zaten."

O poşetinden çıkardıklarını önüne dizerken ben oturduğum yerden kalktım ve bavuluma yöneldim, yatmak için hazırlandığımdan üzerim pek uygun değildi. Altımda zaten eşorfmanım vardı ama üstümdeki tişört pek uygun değildi, onu çıkartıp uzun kollu bir sweat giydim.

"Kaslı kollarına dokunmayım diye mi değiştirdin?" diye sorduğunda, umursamaz bir tavır takınarak başımla onayladım onu. "Bunu yaparken karşımda soyunman da cabası."

"Benden etkilenmediğini biliyorum, beni övüp durmana gerek yok."

"Seni mi övüyorum?" dediğinde yataktaki yerimi almıştım. Teneke birayı açarak bana uzattığında ona dokumamaya özen göstererek elinden aldım. Hayat benim için gerçekten zordu. "Bugün seninle biraz dertleşmek istiyorum."

Cidden bu kızın çift kişilikli olma ihtimali yüzde kaçtı?

"Ben istemiyorum."

"Hani sana bahsetmiştim ya, ilk içtiğimiz gece."

Aynen, aynen hatırlıyorum.

"Ee?"

"İlk aşkımdı diye." Sinirle gözlerimi devirip içkimden bir yudum aldım. Plastik kutunun içindeki kalamarı ağzıma attım ve çiğnemeye başladım. "İlk aşkım olabilir ama son aşkım değil."

Şaşırarak gözlerimi üzerine diktiğimde elindekini çoktan bitirmiş, bir diğerine geçiyordu. Bu gece sarhoş olmaya niyetliydi ama ben değildim. Bu elimdeki bana yeterdi. "Ben onu bulduğum zaman mutlu olacağım sandım, ama resmen sadece acı çekiyorum."

Elindeki birayı kafasına öyle bir dikmişti ki yarıya gelmiş bile olabilirdi. "Jongin ben..." dedi ve gülümsedi, ama boğazlarının yandığını hissediyordum. "...ben ona dokunamıyorum."

Virulent | Kim JonginWhere stories live. Discover now