altmış yedi : "we will talk later."

Magsimula sa umpisa
                                    

Başını bana çevirerek kolundaki elimin üstüne diğer elini koydu ve güven verici bir şekilde sıktı. "Gözlerinden uyku akıyor. Uyumalısın."

"Senin gözlerinden hiç bir şey akmıyor ama sende uyumalısın." dedim ve kolundan tutup eğmeye çalıştım. Ama santim kıpırdamamıştı... Çok güçsüzdüm.

"Dinlenmeli ve yemeğini düzgün yemelisin. Kolumu sıkman daha çok okşama hissiyatı veriyor. Beni düşünme, gerçekten yatacağım şimdi."

İki eli kısa süre içinde saçlarımı geriye doğru attığında bitkin ama sert bir ses tonuyla konuştum. "Birazdan yirmi beş dakikaya denk geliyorsa, şimdi otuz dakikaya mı denk geliyor? Kavramların çok değişik." dedim ve saçlarımı geriye atan kollarını tutup sıkıca sarıldım. "Hadi ama... Bunu bitirmem gerekiyor." Omuz silkip kollarına daha çok sarıldığımda bana doğru eğildi ve bacakları aynı pozisyondayken kafasını kafama koydu. "Uyu hadi."

Sarıldığım kollarını kaydırarak ellerimizi birleştirdi ve derin bir nefes aldı. Ellerimizi ayırıp tekrar kollarına sarıldıktan sonra mırıldandım. "Ben uyuyunca işine devam etmenden korkuyorum." Kıkırdadığını duydum. "Yapmayacağımın sözünü veremem."

"İşkolik olduğunu bilmezdim."

"Değilim zaten. Sadece yapmam gereken bir-" Kısık ve halsiz sesimle konuşmasını böldüm. "Yorma kendini, uyu." Kafamın üstündeki kafasını oynattı ve derin bir nefes aldı. Ardından gözlerimi kapattım.

(...)

 Klavye tıkırtısının sesiyle gözlerimi açtığımda Yoongi uyanmış, laptopta hırsla bir şeyler yazmaya devam ediyordu. Bulanık görüşüm eşliğinde zorla ekranın köşesindeki saate baktığımda içimde bir fırtına esmişti. Uyku sersemliğinden bunu her ne kadar dışa yansıtamasam da, çok sinirliydim.

Saat gecenin kötü 4'tü. Daha güneş bile uyanmamışken bu çocuk ne yazıyordu böyle?!

Örtüyü hızla tepeme kadar çektim ve derin bir nefes aldım. Bir kaç tıkırtıdan sonra örtünün sol tarafı kalktı ve Yoongi kendi bedenini içine soktu. Sehpanın üstündeki sarı ışık açıktı, bu yüzden az da olsa muhteşem yüz hatlarını görebilmiştim.

"Uyandırdıysam özür dilerim." dediğinde onun üstündeki örtüyü çekip kendi üstüme kapattım. Dışarda kalan onunla konuşmak bile istemiyordum şuan. Sorun beni uyandırmış olması değildi, gecenin bu saatinde uyanıp, işine devam etmesiydi. Hangi insanın işi sağlığından daha önemli olurdu ki?

 Örtünün dışından bana sarıldığını hissettiğimde kollarımı hızla ona doladım. Kafamı örtünün üstüne göğsüne yerleştirdim ve mırıldandım. "Hele bir daha o ekrana bak sen..." O da sıkıca sarıldı. "Önemli bir şey olmuşta... Sonra anlatırım." dediğinde sırtına ellerimle hafifçe vurarak onu susturdum. "Devam etmeliyim."

"İş kaçmıyor."

"Aslına bakarsan bu kaçıyor." dediğinde mırıldanarak yanıtladım. "Gecenin bu saatinde tüm dosyalar derin bir uykuda Yoongi."

"Babamın asistanı uyumuyor ama." dediğinde şakasına kafasına vurdum. "Boşver. Sonra konuşuruz." Kollarını yavaşça benden ayırdı ve laptopu sehpadan alıp kucağına yerleştirdi. "Of~!" Derin ve bıkkın bir nefes verdim ve oturur pozisyona geçtim. Tek kolumu Yoongi'nin koluna geçirim ve kafamı omzuna koydum. "Böyle uyuyabilir miyim?" Başını hafifçe çevirip alnıma öpücük kondurdu. "İlk günden beri orada uyuyorsun zaten. Tatlı rüyalar." 

(...)

 Gözlerimi açtığımda Yoongi'nin mışıl mışıl uyuyor olması içimi rahatlatmıştı. Otelden ayrılmama yaklaşık iki saat vardı, kahvaltı etmeliydim ancak Yoongi mışıl mışıl uyurken onu bırakmakta hiç gelmiyordu içimden.

Kahvaltı sorun değildi, otobüste sandviç yerdim, bir de çok sevdiğim ikramlar vardı zaten.  Kafamı yavaşça Yoongi'ye çevirerek yüzünü inceledim. Hafif yağlanmış olsa da, rahatça uyumuş gibi gözüküyordu.

Uyumalıydı zaten.

Kenardaki telefonumun şarjı olmamasını bekliyordum ki şarja takılmıştı. Düşünceli Yoongi, ikimizin de telefonunu şarja takmıştı. Onu uyandırmamak için hiç hareket etmemeye de çalışıyordum... Tekrar uyumaya çalışsam uyuyabilirdim belki, ama çok geç de olabilirdi. Otelden tam vaktinde ayrılmalıydık, daha geç çıkmamız bizden sonra gelecekleri etkileyebilirdi, bu yüzden ne yazık ki...Yoongi'yi de uyandırmalıydım.

"Yoongi-yah..." Elimi saçlarının arasına atıp yavaşça okşadım, daha huzurlu uyanırdı belki. Yüz üstü uzandım ve elimi Yoongi'nin saçlarından çekip onu izlemeye başladım. Gerçekten...yaşıtlarımızın onu sevmesine, yapışmasına hiç ama hiç şaşırmamalıydım.

 Aniden beni kolları arasına aldığında kıkırdadım. "Kalkmalıyız... Otelden çıkmamıza iki saat kaldı." Daha sıkı sarıldı bana. "Sorun değil, otobüs üç saat sonra. Yani otelden çıktıktan sonra bir saatimiz daha var. Bu yüzden rahatlıkla bir saat daha uyuyabiliriz." 

"Kaçta yattın?" Nefes aldıktan sonra konuştu. "Saat yedi midi, sekiz miydi..." diye mırıldandı. Hatırlamıyordu bile. "Niye bu kadar geç yattın ki?!" Azarlar tonda konuştuğumda kıkırdadı. "Beni azarlamanı seviyorum." Derin bir nefes verdiğimde tekrar konuştu. "Sana sarılmayı seviyorum. Seninle vakit geçirmeyi, gülmeyi, yemek yemeyi, şarkı söylemeyi seviyorum. Seni korumayı seviyorum."

"Bende seni seviyorum da... ne oldu Yoongi?" dedim ve koluna hafifçe elimi koyarak başımı kaldırıp gözlerine baktım. Neden sürekli merak edeceğim şeyler oluyordu?

"Sonra konuşuruz." dedi ve kafamı indirerek bana daha sıkı sarıldı. Yine bir şeyler vardı...ah tanrım...


(...)

Merhaba ben hye'niz. sizden özür dilemek amacıyla buraya yazıyorum. Bir kaç gündür yorgundum ve Wattpad'e çok sık giremedim. Telefonum arızalanmaya başladı ve ben genellikle Wattpad'i telefondan kullanırım. Vakit buldukça ya da aklıma yeni şeyler geldikçe yazmakta olduğum bölüme eklerim. Bir yerde otururken yürürken veya misafirlikte canım sıkıldığında falan yazarım. Son zamanlarda telefonum iyice arızalanmaya ve mobil ağımı açtıkça şarjını hızlıca harcamaya başladı. Yüzde otuzken iki dakika içinde yüzde altıya düşebiliyor, benim de ailemle vs. iletişim halinde olmam gerekiyordu, bu yüzden yazamadım. Bölümü yazıyordum gün içerisinde, ancak internetimi açmadığımdan olsa gerek hata oldu ve düzeltme geçmişi bile karıştı. Sound'a yazdığım taslak Saver'da da gözüküyordu yani, değişik bir takım şeyler. Hatta bazı kısımlar daha değişikti ancak yazdığım bölümü kaybettiğimden az önce okuduğunuz, yeni bölümü yazdım. Telefonum şu an kapalı, açtığımda ve internete bağladığımda oluşabilecek sorunlar yüzünden gerginim.

Eğer bu bölümde herhangi bir hata tespit ettiyseniz, lütfen bana bildirin.

~~~~

uzun olan açıklamam bittiine göre

her zaman yaptığımız gibi son kısma geçelim~<3

açık konuşacağım, son günlerde wattpad'e sık giremediğimden dolayı bölüm de atamıyordum ve içime oturmuştu. sonunda bölüm atmak içimi rahatlattı

not: az sonra atacağım prologue sizi "ne oluyor lan, bu yazar iyi mi, hayırdır" modlarına sokabilir

sevmiş olmanız dileğiyle~~~

sizi sarang ediyor, alınlarınızdan öpüyorum torunlarım~~~~~!

-hyhyhye'niz






sound || min yoongiTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon