ölü kızın ölü defteri

37 7 3
                                    

Brooklyn, New York
18 Temmuz 2016

Üzerimdeki siyah dantel işlemeli elbiseyi bıkmışlıkla çıkarıp bordo renkli, büyük dolaba tıkıştırdım. Timsah gözyaşlarıyla baş sağlığı dileyen insanlarla dolu bir cenazeden yeni çıkmıştım. Yüzünü bir kere bile görmediğim, Jack'in kağıt üzerinde akrabaları olan, çocukken sokağa bırakıldığında bir taraflarına bile takmayan bu insanlar etrafı sarmıştı ve ben ne yapacağımı bilememiştim. Jack kendi adına düzenlenen bu töreni görse kim bilir nasıl gülerdi.

Şimdiye kadar o yokken ne yapacağımı düşünmeye zamanım olmamıştı. Düşünmek acıtıyordu ve ben artık canımın acımasını istemiyordum. Eşyalarını onun adına bağışlayıp adını yaşatmaya mı çalışmalıydım? Yaşarken bir kere bile hayır kurumuna adım atmamış biri için ne büyük ironi olurdu.

Cenazeden önce hislerimi yazmak istemiştim ama hiç cesaret bulamamıştım. Sonunda "denemekten ne zarar gelir" düşüncesiyle siyah ciltli eskimiş defteri ve o öldüğü gün birlikte içtiğimiz votkayı alıp Jack'in odasının tavanından çatıya açılan merdivene yöneldim. Merdiveni çıkıp zaten kilitli olmayan kapıyı sola doğru kaydırdım. Buraya çok sık çıktığımız için hiç kilitlemezdik. Votka ve defteri yan tarafa koydum. Kare şeklindeki boşluğun iki yanından destek alarak kendimi yukarı doğru ittirdim. Çatıya çıktığımda votkamı ve defterimi elime aldım ve her zaman oturduğumuz yere doğru ilerledim.
Votkayı elimden bırakıp defteri açtım. Uzun süre boyunca yazdığım bu defteri ilk kez okuyasım gelmişti. Jack ile ilgili tüm anılarımı yeniden hatırlamak istiyordum. Onu ancak böyle anabilirdim.

Brooklyn, New York 9 Mayıs 2007

Sevgili Buffy,

eskiden günlüğüme Buffy diye hitap ettiğimi hatırlayınca gülümsedim.

Bugün başıma çok garip bir olay geldi. Tuhaf saçları olan bir çocuk bana neden akşam on birde yalnız başıma sokakta dolaştığımı sordu. Dolaşmamalı mıydım? Benim sokaktan başka gidecek yerim yoktu ki. Cevap vermeyi reddederek sanki hiç duymamışım gibi yanından geçip gitmeye çalıştım. Arkamdan yetişip önüme geçti ve "Hey! Beni duyabiliyor musun? İşaret diliyle konuşmamı ister misin?" diye sordu. İlk başta dalga geçtiğini düşündüm. Ama sonra gayet ciddi bir şekilde cevap beklediğini farkettim. "İşitme engelli olsaydım bu soruna nasıl cevap verebilirdim?" dedim. Söylediğim onu afallatmış olacak ki, "Ha, şey evet. Ben Jack. Ve bu saatte buralar güvenli olmaz. Belki de evine gitmelisin."

Yanağımda bir ıslaklık hissettim.

Evime mi gitmeliydim? Son altı aydır sokakta yaşadığımdan ev kavramı benim için çok değişmişti. Bu caddeler ve sokaklardan başka gidecek yerim yoktu. Yine dalmış olacağım, tavsiyesi aklımdan uçup gitti. "Hı-hı giderim tabii" gibi şeyler mırıldanıp yürümeye devam ettim. Issız bir yere gidip ağlamak istiyordum. Çocuğun arkamdan şaşkınca baktığını hissediyordum ama dönüp bakmadım.

İç çekerek Jack ile ilgili olan diğer sayfayı çevirdim.

Brooklyn, New York 15 Mayıs 2007

Sevgili Buffy,

Tuhaf saçlı çocuğu bu sabah yeniden gördüm.
Elindeki ekmeği siyah bir sokak kedisi ile paylaşıyordu. Yanına gitmek istiyordum ama ben kedilerden korkarım.
Bu görüntü sayesinde iki gündür doğru düzgün bir şey yemediğimi hatırladım. Midem kazınıyordu ve hemen yiyecek bir şeyler bulmalıydım. Normalde marketten ufak tefek şeyler çalarak ya da yerden bulduğum paralarla yiyecek alarak geçinirdim. Bir an önce yemek bulmayı aklıma not ettim.
Hemen Jack isimli çocuğu takip etmek istiyordum. Kim olduğunu, nasıl yaşadığını çok merak ediyordum. Ayrıca insanları incelemekten başka yapacak işim yoktu.

memories ➳ one shot.Where stories live. Discover now