D3"Oyun."

485 50 38
                                    

Saeyoung Choi

Onunla tanışmak istemiştim. Son zamanlarda canım çok sıkılıyordu, eğlence olarak iyi gibiydi.

Sıkılınca bırakırdım, onun tanışmak istemediği gibi.

Hem, hangi akıllı böyle bir sesi yakınlarına atardı ki? Hem ortak noktalarımız oluşu konuşmayı kolay kılardı. Bu da iki tarafında sıkılmaması için iyi bir nedendi.

°°°

Akşam yemeğini yine geçiştirmiş, bilgisayarımın başına geçmiştim. Onunla tanışmak istemem, tam olarak böyle vakitlerimin eğlenceli geçmesi içindi.

PotatoCips
Merhaba
Bu arada sana nasıl hitap etmemi istersin?

Yazar yazmaz bakmasını beklemiştim. Fakat tahmin ettiğim gibi olmamış, 3 dakika sonra görmüştü. Bu sinirlerimi bozmuştu. Hem, onlineydı da. Kimle konuşuyordu?

SoupWithSalt
Sana da ondan
Saki?

PotatoCips
Sence de bu çok resmi değil mi?

SoupWithSalt
Soyadım Saki değil, adım Saki. Nesi resmi bunun?

PotatoCips
Pekâlâ..

SoupWithSalt
Sen?

PotatoCips
Ben ne?

SoupWithSalt
Nasıl hitap etmemi istersin yani

PotatoCips
Şey
Normalde herkese izin vermem ama
Bana 707 diyebilirsin

SoupWithSalt
Pekâlâ
Beni ayrıcalıklı kılan nedir?

PotatoCips
İşime yarayacak olman

SoupWithSalt
Derken?

PotatoCips
Birgün anlarsın, lol

SoupWithSalt
Sana güvenmeli miyim bilmiyorum...
Belki de o ses kaydının herkese ulaşmasını böbreklerimin satılmasına yeğlemeliyim..

PotatoCips
Böbreklerini satmayacağım xd
Arkadaşımsın sonuçta ;)

SoupWithSalt
Bu emojiyi sen atana kadar severdim...

PotatoCips
Hangisini?

SoupWithSalt
';)'

PotatoCips
Neden ben atınca sevmekten vazgeçtin ki?

SoupWithSalt
Sana karşı antipatim oluştu, elimde değil ;)

PotatoCips
Şu emojiyi atma

SoupWithSalt
Az önce sen de kullandın ama

PotatoCips
Sana atma dedim

SoupWithSalt
...
Pekâlâ

Bana karşı antipatisinin olması değişik hissetmeme sebep olmuştu. Bu zamana kadar konuştuğum herkes "Çok sevimlisin" "Çok sempatiksin" tarzı cümleler kurmuştu. Ne yani? Egom mu incinmişti? Hayır, hissettiğim bu şey kesinlikle ego incinmesi değildi. Yine de, sadece kırılmıştım.

PotatoCips
Bana karşı olan bu antipatini kıracağım.
(Görüldü.)

°°°

Saki Taniguchi

Sinirlerim bozulmuştu. Aksi gibi ne resim çizmek, ne oyun oynamak, ne de birileri ile konuşmak kafamı dağıtmıyordu. Derin bir iç çektim ve iyice geriye yaslanıp kafamı arkaya attım.

Zorla konuşuyor olmamla birlikte bir de emir kipi yiyordum.

Hızla yerimden kalktım. Şu an oda, odadaki eşyalar, hatta ve hatta odanın oksijeni bile iç karartıcı geliyordu. Bunu pek yapmazdım ama belki de müzik dinleyerek yürümek, biraz olsun içimi açabilirdi.

Üstümü giyindim, kulaklığımı taktım ve evden çıktım. Kapşonumu da kapattıktan sonra şarkımı seçip ellerimi hırkamın cebine soktum.

Diğer insanlar gibi içimi dökemezdim pek birilerine. Belki de bu yüzden 'dertleşmek' hep saçma gelmişti bana. Grup da beni geriyordu. 707 ile olan konuşmamı onlara attıktan sonra endişelenmişlerdi. Her gruba girdiğimde de bana onu sorup, bu durum ile ilgili kurtulmaya yönelik olumlu bir gelişme olup olmadığını soruyorlardı.

Bu konudan uzaklaşmak isterken, daha da içine gömülür olmuştum.

Sanki "Sadece 2 gün içinde nasıl depresif birine dönüşülür?" Belgeseli çekiyordum. Hayat enerjim çekilmişti resmen. Eğer karşımdaki şahsın kim olduğunu biliyor olsam, içim bir nebze olsun rahat edebilirdi.

Yanlış yapıyordum.

Bu konuları unutmak için yürüyüşe çıkmışken, daha da içine gömülmüştüm. Başımı iki yana sallamaya başlayarak adımlarımı hızlandırdım.

Saeyoung Choi

Oturduğum yerden başımı kaldırıp gökyüzüne baktım. Hava, değişik bir renge bürünmüştü. Mor desem, değildi. Mavi desem, pek denemezdi. Tahmin ettiğim gibi gitmiyordu pek. Yani, beni eğlendirmesini beklerken "Sana karşı antipatim oluştu" cümlesi çok koymuştu. Havadaki belirli olan tek şey soğuk olmasıydı. Öyle ki sıcak nefesim buhar oluşmasına sebep oluyordu. Sokak lambaları bir bir yanmaya başlamıştı. Önüme doğru eğik yürürken çarptığım beden ile hızla başımı kaldırdım. Reflex olarak konuştum sonrasında.

"Üzgünüm.." Benim aksime karşımdaki oldukça ifadesiz bakıyordu. Hayır, gözü dalmıştı. Elimi salladım karşısında. Daha sonra kendine geldi.

"Aaa, şey... Ben de." Şaşkınca ve yeni uyanmışçasına kurduğu bu cümlesi ile gülümsedim.

"Sorun değil, iyi akşamlar." İyi temennim üzerine başını salladı. Geçip gitmek için adım atacakken, ben sağ, o sol yapınca yine çarpışacak gibi olduk.

"Eh.." mahçupça çıkardığım ses ile bu sefer sola adım attım. Aksi gibi o da sağ tarafa atmıştı..

"Tamam," aynı anda konuşunca şaşkın bir şekilde bakıştık. Sonra, yine aynı anda konuştuk. "Önce sen,"
Şaşkın bakışlarımıza bir de gülme eklenince, aramızdaki yakın mesafeyi yine aynı anda fark edip bir adım geriye gittik. Başımı başka bir yöne çevirip elimi enseme atmam ile o da yere bakmaya başladı. Başımın pozisyonunu değişmeden gözlerimi ona çevirdim ve diğer elimi de tokalaşmak için ona uzattım.

"Ben Luciel."

Başını kaldırıp bir elime, bir bana baktı. Daha sonra yavaşça elimi tuttu, sıktı, tokalaştı. Benimkine kıyasla eli sıcaktı ve bu hoşuma gitmişti.

"Saki."

°°°
:)

 Dimple お | Choi SaeyoungWhere stories live. Discover now