1.4

1.8K 89 33
                                    

Artık rutinleştirilmiş olarak yine alarmın sesiyle uyandım. Ama bu sefer tek fark, alarmın Berkcan'a kahvaltı hazırlayacağımdan dolayı kurulmuş olmasıydı. Evet, mutfağa gitmeye üşendiğim için aç kalan ben bugün sabahın köründe Berkcan'a kahvaltı hazırlamaya uyandım. Allah'tan yapmayı bildiğim bazı şeyler vardı da, beceriksiz durumuna düşmeyecektim. Telefonumu da alıp mutfağa indim. Telefondan bir müzik açıp telefonu tezgahın üzerine koydum. Çabuk kaynasın diye kettle'a çay suyunu koydum. Masanın üzerine çay bardaklarını ve şekeri koyduktan sonra kutudan patatesleri çıkarttım, soymaya başladım. Patatesleri soymayı bitirdikten sonra, tavanın içine yağ döküp ocağın üzerine koydum. Yağın ısınmasını beklerken; dolaptan domates, salatalık ve patates için kullandığım domates sosunu çıkarıp patatesleri ısınmış yağın içine attıktan sonra, büyük bir tabağa domatesleri ve salatalıkları doğrayıp üzerine biraz tuz döktüm. Tabağı masanın ortasına koyduktan sonra tekrar dolabı açıp içinden 2 tane yumurta, kaşar ve sucuk çıkardım. Kette'ın tuşu atınca çaydanlığı alıp çayı demledim. Çıkardığım kaşar ve sucuğu yeterli olacak kadar dilimledikten sonra, küçük bir kaseye yumurtaları kırıp karıştırdım. Mutfak dolabından bir tava daha çıkartıp, içine yağ döktükten sonra, ocağın altını yakıp tavayı koydum. Yağ ısınırken, kırdığım yumurtaların içine; biraz tuz ve dilimlediğim kaşarla sucuğu döküp tekrar karıştırdım. Yumurtayı da pişirdikten sonra soğumasın diye tavaya bir kapak kapatıp kenara koydum. Ben bunları yaparken patatesler de kızarmıştı ocağı kapatıp patates tavasını üzerinden aldım, iki tane servis tabağı çıkarıp patatesleri paylaştırdım. Kapı çalınca müziği kapatıp, bekletmeden hemen koşup kapıyı açtım.

"Hoş geldin."
"Günaydın."
"Sana da. Geçsene, içeri." Berkcan, içeriye geçince kapıyı kapatıp bende arkasından yürüdüm. "İstersen, salona geç; istersen de, mutfağa geç. Ben masayı hazırlayım."
"Efyal. Mutfak."
Yine şu random gülmek olan ama ben yaptığımda lamanın tükürük atmasına benzeyen gülüşü yapmama sebep olan; mimikleri ve gülüşü.

Patatesin üzerine domates sosu yapıp patatese döktüm. Yine iki tabak daha çıkartıp ona da tavadaki yumurtayı paylaştırdım. Tabakları teker teker masaya yerleştirdikten sonra çaydanlığı da alıp oturdum.

"Ee?"
"Ne 'ee'?"
"Naber yani amına koyum." güldüm.
"İyiyim. Çok iyiyim hatta. Sen varsın yanımda yani niye iyi olmayayım ki?"
"Of be, Berkcan Güven olmak da zor işmiş arkadaş. Ne kadar mükemmelim ya."

Berkcan Güven || TextingWhere stories live. Discover now