1.3

1.7K 75 30
                                    

          "Şşt, ağlama artık."
          "Ağlamıyorum ki."
          "Gözünden mi işiyorsun o zaman?"

          Gülümseyip, sarılmayı kestim. Eve almak amacıyla kolundan tuttum. "E hadi." İçeriye geçtik. Koltuğa oturduktan sonra Berkcan arkasına yaslanıp bana döndü, "Ee anlat."

"Neyi?"
"Hayatı, nasıl gidiyor?"
"Gitmiyor ki."
"O niyeymiş?"
"Ya işte, mesajda anlattım ya,"
"Detaylar?"
"Hım, peki."

Ve O'na orada, her şeyi, hiç kimseye anlatamadığım her şeyimi anlattım.
Evet, gerçeği öğrenmesinler diye kırk takla attırdığım yalanlarımın aslını anlattım.

'Kimse bilmesin nerede olduğumu,'
'Üzgün değilim.'
'Sorarlarsa, 'öldü' dersin.'
''Benden geçti' derim.'

***
Koltukta omzumun üzerinden uzattığı kolunu boynuma sarıp beni kendine çekti.

"Kokun güzel şey. Sanki Dünya'nın en güzel parfümüymüş de, sadece bende varmış gibi saklamak istiyorum." güldü. "Garipsin."
"Bana 'garipsin' diyen ilk kişi değilsin, emin ol."
"Ona ne şüphe..."
"Efyal?"
"He?"
"Numaramı nasıl buldun amına koyayım?"
"Ya meslek sırrı işte boşver."
"118 80'de mi çalışıyorsun?"
"'Random gülmek' diye bir şey var ya, ondan yaptım say."
"İlk'sin."
"Sevindim."
"Sevindirdim."

Berkcan Güven || TextingWhere stories live. Discover now