Sessiz Çığıtkanlar

311 20 4
                                    

"Dün Lily'e ağlarken yakaladım." dedi Violet. "En son ne zaman konuştunuz?"

"Hatırlayamıyorum bile." dedim solgun bir yüzle.

"Sana ihtiyacı var."
"Bana hiç öyle gelmedi."
"Bunu senden saklıyor."
"Ne fark eder ki? Ona yaklaşamamam konusunda ne kadar sert uyardığını görmedin mi? Eğer görmediysen bu çok tuhaf çünkü birden fazla kez yaptı." dedim yandan bir sırıtış yollayarak.
"Ah, ikisine rastlanmıştım." dedi haffçe kıkırdadıktan sonra.
"Eh, öyleyse anlamış olmalısın." dedim.

Violet kaşlarını çattı. "Ha yani Lily yalan söyleyemez." dedi alayla.

Violet'e ters ters baktım. "Ne demeye çalışıyorsun?

" Ona yaklaşmadan da yardım edebilirsin ayrıca. "
" O nasıl olacak? "
" Sesli mesaj. "dedi parlak gözleriyle." Çığırtkan mektupları efsunlayabiliriz. " sonra ekledi," Merlin! Çok eğlenceli! "
" İflah olmazsın sen. "

Bana sadece omuzlarını silkmekle yanıt verdi.

Üç gün sonra efsunlanmış, yollanmayı bekleyen tamı tamına on tane çığırtkan mektubum vardı. Lily'nin ağladığını tahmin ettiğim zamanlar gönderecektim.

Heyecanla çapulcu haritasını açtım," Yemin ederim ki hayırlı bir iş düşünmüyorum."

Violet haklı çıkmıştı. Evet, artık kimse ne Lily'e ne bana ne de Sümksükus'a karışıyordu, ne yazık ki bu Lily'nin göz yaşlarına engel değildi. Şu an bir duvarın dibinde yazıyordu adı ve muhtemelen ağlıyordu. İçim sızladı. Yanımda duran baykuşuma mektubu bağladım ve biraz yemiş verdim. "Bunu Lily'e götür. Hatta biraz yanında bekle, belki sana sarılır."

Baykuş hoşnutsuzca öttü. "Kesinlikle, ona izin vereceksin. Hatta kendin sokul. Ve ona bir şey yapma. Anladın mı beni?"

Bundan hoşlanmamıştı ama onaylamak için parmağımı kemirdi. Bilerek acıttığını biliyordum, acısını benden çıkarıyordu. "Hadi bakalım." dediğimde pencere pervazından havalandı.

Üç gün konferansım var. Bölüm kısa olduğu için özür dilerim.

Expecto PatronumOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz