00.15

220 16 4
                                    

  ☽ ☾ 

minuty; Kutay.

kutaytunç; efendim güzelim.  

minuty; demesene şöyle şeyler.

kutaytunç; çok tatlısın.

minuty; Kutay!

kutaytunç; tamam tamam sustum.

kutaytunç; minuty,

kutaytunç; sana sorduğum soruyu hatırlıyor musun?

minuty; evet.

kutaytunç; güzel,

kutaytunç; cevabın ne peki?

minuty; izin veriyorum Kutay Emir Tunç.

kutaytunç; güzel.

minuty; öyle.

kutaytunç; evet.

minuty; tamam.

kutaytunç; bu  şeye bir son verelim.

minuty; bence de.

kutaytunç; artık sana adınla seslenmek istiyorum.

kutaytunç; ve artık seveceğim kızı görmek istiyorum.

kutaytunç; göremeyeceğim bir kızı sevmemeliyim öyle değil mi?

minuty; şimdi değil Kutay.

kutaytunç; ne şimdi değil?

minuty; sana kim olduğumu söylemeyeceğim.

kutaytunç; bana kim olduğunu söylemeyen birini sevemem.

minuty; güzel sevme o zaman.

kutaytunç; sevmeyeceğim zaten.

(görüldü)

  

Ben sinirle telefonu yatağa fırlattım ve ellerimi saçlarımın arasından geçirdim başımı dizlerime yaslarken tutamadığım göz yaşlarım tek tek dizlerimin üstüne düştü.

Salaksın kızım sen salak! Karşısına çıkıp seveceğin kız benim diyemiyorsun, korkağın önde gidenisin. 

Ben kendime kızarken odamın kapısı bir kaç kez tıklatıldı, kafamı kaldırıp gözlerimdeki yaşları sildim.

"Gir." diye seslendiğimde içeriye annem girdi,

"Sude iyi misin bir tanem?" diye soran anneme baktım bir süre. Hayır değilim anne.

"İyiyim." dedim ve gülümsedim annemde gülümsediğimi görünce gülerek,

"Sevindim hayatım. Biz baban ile şirkete gidiyoruz." 

"Neredekine?" diye sordum. Annem ise üzgünüm der gibi gülümseyip,

"Arabistan'daki şirkete bebeğim. Ama bir şeye ihtiyacın oldu mu Selma'ya söyleyebilirsin." dediğinde kafamı sallayıp,

"Biliyorum anne, size iyi yolculuklar." dediğimde annem gelip yanağıma sulu bir öpücük kondurdu.

"Seni seviyoruz bir tanem." dediğinde gülerek,

"Ben de sizi seviyorum." dedim. Bazen hatta çoğu zaman evde olmasalar da onları herkesten ve her şeyden çok seviyordum. Biliyordum sadece benim ve geleceğim içindi bütün bu emekler, o yüzden onlara olan borcumu ödeyemezdim.

Annem odadan çıktığında kendimi yatağa attım ve gözlerimi kapattım, uykuya ihtiyacım vardı ve ona...


Uyandığım da saat dokuza geliyordu. Ben hızlıca mutfağa inerek Selmoş'un yaptığı yemekleri mideye gömdüm. Tam odama çıkacakken kapının çalması ile yönümü o tarafa çevirdim. Kapıyı açtığım da karşımda Berke'yi görmeyi beklemiyordum.

"Ne oldu Berke?" dediğimde elini ensesine götürdü ve bir süre yere baktıktan sonra konuşabildi,

"Naz ile konuşmam lazım." dedi utanarak.

gülümseyerek, "Berke Naz'ın evi burası değil."  dedim.

"Biliyorum sadece bana yardımcı olabilirsin diye düşündüm."

"Ne konuda?" diye sorduğumda elini pantolonunun arka cebine götürdü ve bir kutu çıkardı.

"Ona kolye aldım ve nasıl vereceğimi bilmiyorum." dediğinde güldüm. 

"Tamam içeri geç." dediğimde yana kaydım. Berke içeri girdiğinde kapıyı kapattım ve ona merdivenleri işaret ettim,

"Yukarı çık geliyorum ben." dediğimde başını sallayıp merdivenlerden çıktı. 

Mutfağa geçip ikimize kola doldurdum ve odama çıktım. Berke odanın oratasında dikilince gülerek,

"Otursana." dedim ve pembe koltuğu işaret ettim, o oturunca elimdeki bir bardağı ona uzattım.

"Teşekkürler." dediğinde başımı salladım ve yatağa oturdum.

"Eee dökül bakalım." dediğimde bardağı çalışma masasına koydu ve bir kaç kere öksürdü.

"Sude bilmiyorum ama ben sanırım," 

sözünü kesip "Naz'dan hoşlanıyorsun." dediğimde dudağının bir kenarını yukarı kaldırarak,

"Evet sanırım ondan." dediğinde güldüm.

"Bu güzel bir haber, ne duruyorsun o zaman gitsene yanına." dediğimde birden yüzü asıldı.

"Sorun da o gidemem, ya sevdiği biri varsa." dediğinde bana baktı, gözlerinden okunuyordu gerçekten Naz'ı sevdiği. Ben gülümseyerek,

"Sana bir sır vereyim mi?" dediğimde kafasını salladı,

"Naz'ın şu an da kalbi boş."

kaşlarını çattı, "Nasıl yani?" 

gözlerimi devirdim, "Diyorum ki aptal, Naz kimseyi sevmiyor." dediğimde çatılan kaşları düzeldi ve sırıtmaya başladı.

"Tamam şimdi gidip kolyeyi sahibine ver." dediğimde başını salladı, koltuktan kalkmış tam odadan çıkacakken bana döndü ve,

"Teşekkürler." dedi. 

gülüp, "Teşekküre gerek yok Romeo." dediğimde  o da gülerek,

"Naz'dan pek Juliet olmaz ama." dediğinde güldüm ve gözlerimi devirdim,

"Senden de Romeo olmaz."

"Romeo olmak isteyen kim, ben Berke olarak Naz'la birlikte olacağım." dedi gülerek.

Ben de gülümseyerek, "Hadi bakalım, iyi şanslar sana." dedim o da kafasını sallayarak odadan çıktı. 

Umarım ikisi içinde her şeyin en güzeli olurdu.

Telefonumu elime aldığımda bir kaç dakika önce gelen bildirim ile kalbim fazlasıyla hızlı atmaya başladı.


kutaytunç; Bana mesaj atmanı özledim.


  ☽ ☾   




Görüldü☽ ☾ -texting-Where stories live. Discover now