00.04

294 21 3
                                    

Multi/Dilem

☽ ☾

Bugün güzel gün çünkü hem cumartesi hem de bugün Kutay' ların basket maçı var. Elbette izlemeye gideceğim fakat onu seven kız olarak değil sadece tanıdığı biri olarak. Gerçi Mert eniştem olmasaydı gidemezdim de zaten.

Alper ayağını sakatladığı için maça katılamayacmış Aleyna öyle söyledi. Naz ise gelecek yani gelmek zorunda, hem ona iyi gelir hem de sevgililerin yanında tek rahat edemem ben.

Naz'ın hala perşembe günü yaşanan olaylardan dolayı canı sıkkındı. Berke maçta olacak mı bilmiyorum ama umarım olmaz bu Naz için fazla sakıncalı çünkü.  Biz Naz ile beraber gidecektim otobüsle. Maç karşı takımın okulunda gerçekleşeceği için evden erken çıktık, malum yol uzun. Dilem ise Mert'in arabası ile gelecekmiş. Aleyna da sevgilisini yalnız bırakmak istemediği için Alperlere gitti.

Biz Naz ile otobüs durağında bekledikten bir kaç dakika sonra otobüs geldi, otobüse bindik ve bir saat sonra okulun önündeydik.

İndiğimizde araba park edecek yer yoktu, iyi ki de arabayla gelmedik gerçi kim sürecekti ki.

Biz Naz ile okula girerken arkamızdan da bir çok kişi giriyordu. Ön sıraların hepsi tıka basa doluydu o yüzden orta sıralarda iki kişilik yere geçtik. Bir yarım saat sonra orta ve arka sıralar tamamen dolmuştu. Naz bıkıkınlıla aldığı patlamış mısırı yiyordu. "Sude ben niye keldim ki. Bak kesin Berke de var maçta bak kızım ben kendimi tutamam dalarım buna." dediğinde koluna vurdum.

"Bir sus Naz. Aleyna'yı ara ne yapıyormuş." dediğimde tamam dedi ve çantasından telefonunu çıkarıp Aleynayla konuşmaya başladı. Fazla dinlemedim konuşmalarını daha çok etrafı izledim ya da onu aradım....

En sonunda Dilemler buraya teşrif ettiğinde Mert soyunma odasına Dilem ise yanımıza geldi. Boş yer olmadığı için ayakta kalmıştı. Naz hemen ayağa kalkıp, "Sen otur annem aradı zaten beni, ben gidiyorum görüşürüz." dedi ve daha bir şey söylememize izin vermeden hızla uzaklaştı.

Dilem gülerek bana döndü, "Ne oldu şimdi buna?" dedi ve Naz'ın oturduğu yere oturdu. Ben de bilmiyorum der gibi bir işaret yapıp önüme döndüm.

Bir kaç dakika sonra maç başladı. Kutay gözüme neden bu kadar yakışıklı gözüküyordu? Gerçi sadece benim için değil çoğu kızın salyaları akarak Kutay'ı izlediğini fark ettim ve içimde oluşan o duyguyla sinirden olduğum yerde tepinmeye başladım. Dilem fark etmiş olmalı ki şaşkınlıkla bana bakıyordu,

"Ne yapıyorsun geri zekalı?" dediğinde sinirle ona döndüm,

"Neden Kutay malı bu kadar yakışıklı."  dediğim an gülmeye başladı,

"Gülmesene." dediğimde yavaş yavaş gülüşüne son vererek bana iyice döndü. Ben ise topu sektiren Kutay'ı izliyordum.

"Ya kızım gözlerinle yedin çocuğu çüş!" dediğinde onu duymamazlıktan gelerek Kutay'ı seyretmeye devam ettim.

Dilem ise gülerek bana bakıyordu ta ki maç bitip Mert üstünü sahanın ortasında çıkarana kadar. saniyeler içerisinde Dilem'in iki sıra atlayıp Mert'in üstüne atlayışı gerçekleşti.

Ben şaşkınlıktan açılmış ağzım ile olanları izlerken Mert yerde yatıyordu büyük olasılıkla o da ne olduğunu anlamdı. Sonunda kendime gelebildiğim de koşarak Dilem'in yanına gittim ve onu çocuğun üstünden kaldırdım. Dilem sinirle Mert'e bakarken Mert ahla şaşkındı yüz ifadesinden anlaşıldığı gibi.

Bu arda takımın geri kalanı etrafımızda çember oluşturmuş gülüyorlardı.

Kutay'da gülüyordu ve çok güzel gülüyordu be...

Ben onu izlerken beni fark edip gözlerimizin birleşmesi ile hemen gözlerimi kaçırdım ve sağımda dikilen Sarp'a bakarak tebrik ederim dedim. Sonuçta kazanmışlardı maçı.

Dilem Mert'e üstünü giydirirken doğrusu işkence ederken Mert gülüyordu, ah be kıvırcık.

En sonunda cesaretimi toplayarak gözlerimi ona  çevirdim. Bizim okuldan bir kaç oğlanla konuşuyordu. Ben de onu izliyordum, sarıya çalan saçları ve o okyanusları bile kıskandıracak güzellikte mavi gözleri ne güzel bir bütündüler.

Ben dalmış onu izlerken bana bakıp güldüğünü fark ettim, hemen kendimi toparlayıp bir kaç öksürdükten sonra gözlerimi spor salonunda gezdirdim.

O sırada buraya yakalaşan beden ile kas katı kesildim. Ve onun sesini duymam ile kalbim fazlasıyla hem de fazlasıyla hızlı atmaya başladı, normal miydi bu?

"Tebrik etmeyecek misin?" dedi. Neyini tebrik edeyim kalbimi çaldığını mı yoksa attığın o sayısız basketi mi?

"Tebrik ederim." dedim gülümseyerek elimi uzatmak isterdim tebrik ederim iyi işti anlamında fakat fazla terden ve titremeden dolayı yapamadım.

Ben utanarak kafamı eğdim zaman o melodi gibi gelen kahkahası kulaklarımı süsledi.

Ne güzel gülüyorsun Tunç.


☽ ☾

Eve geldiğimde fazlasıyla mutluydum. Neden olmayayım ki. Bizim konuşmadan sonra takım kutlamak için bara gideceklermiş ve tabi Mert'te gideceği için dolaylı yoldan Dilem'de gitti. Ben ise otobüsle eve geldim.

Cam kenarına yakın bir yerde duran pembe koltuğuma oturarak instagramı açtım.


minuty; Bugün güzel oynadın,

minuty; Tebrik ederim.

kutaytunç; Orada mıydın?

minuty; evet.

kutaytunç; Seni gördüm mü?

minuty; evet.

kutaytunç; kimsin?

minuty; Biriyim işte boş ver.

kutaytunç; Hayır veremem.

minuty; Verme.

kutaytunç; Tamam veriyorum.

minuty; Kutay.

kutaytunç; Ne var.

minuty; çok güzel gülüyorsun.

kutaytunç; evet öyle derler.

minuty; demesinler.

(görüldü)

Görüldü☽ ☾ -texting-Where stories live. Discover now