Ashton saatlerce şirketinin verdiği büyük kutlama için her şeyin düzgün olmasını sağlamaya çalışmıştı ve sonunda amacına ulaşmıştı. Saatine baktı ve 21.21 olduğunu görünce ofisine çıkıp yarım saat kadar kestirmeye karar verdi.
Ashton birinin kapısını tıklatmasıyla uyandı. Rahat koltuğunda doğrulup üstünü biraz düzelttikten sonra "Girin!" dedi. Ashton'un çalışanlarından biri kapıyı aralayıp kafasını içeri uzattı ve "Efendim neredeyse herkes geldi." dedi.
Ashton da başparmağı ve işaret parmağıyla alnına masaj yaparken
"Tamam geliyorum, teşekkürler." dedi. Çalışanı kafasını "Önemli değil." anlamında salladı ve kafasını çektikten sonra kapıyı kapattı. Ashton ayağa kalktı ve lavaboya girdi. Aynada gömleğini düzelttikten sonra sandalyesinin üzerinden ceketini alıp giydi. Kapıyı açıp çıktı ve merdivenlerden inerken yüzüne gülümsemesini takındı. Daha sonra da tek tek herkesle konuşmaya başladı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~
Luke hazır bir şekilde onu alacak olan kişinin gelmesini bekliyordu. Televizyon izlerken birden telefonunun melodisiyle irkildi. Baktı ve telefonunda kayıtlı olmayan bir numaranın aradığını gördü.
Telefonu eline aldı ve 'cevapla' tuşuna bastıktan sonra telefonu kulağına getirip "Alo?" dedi. Karşıdaki sesin de "Kapıya çık." dediğini duydu.
Luke "Kimsiniz?" demeye kalmadan telefon kapandı ve o da "Muhtemelen kendisine eşlik edeceğim kişi." diye düşündükten sonra derin bir nefes alıp ayağa kalktı ve kapıya doğru yürümeye başladı. Calum ve Michael evde olmadıkları için anahtarını aldı ve portmantodaki boy aynasında son kez üzerini düzeltti. Kapıyı açtı ve tekrar kapatıp kitledikten sonra merdivenlerden hızla inmeye başladı.
Aşağı indiğinde evinin önünde bir limuzin olduğunu gördü. Bu sokakta kimin limuzini olabilir ki diye düşündükten sonra şaşkın bir şekilde kendisini alacak kişiyi beklemeye başladı. Daha sonra birden limuzinin arka kapısı açıldı ve gerçekten çok güzel olan bir kadın Luke'a dönerek "Lucas sen misin?" diye sordu. Luke da "İsmim Luke." dedi. Kadın "Ne fark eder bin şu arabaya işte." dediğinde Luke şimdiden uzun bir gece olacağını anlamıştı.
Luke arabaya bindiği andan itibaren kadın konuşmaya başlamıştı. Söylediklerine göre ismi Hayley idi ve Luke'a insanlara nasıl tanıştıkları hakkında ne yalanlar söyleyeceklerini anlatıyordu. Luke, 20 dakika boyunca Hayley'nin her söylediğine kafasını salladı. Kadın ancak gitmeleri gereken yere ulaştıklarında sustu ve Luke şimdiden sıkılmıştı.
Vardıklarında araba görkemli binanın önünde durdu. Luke hayatında daha önce böyle bir organizaysonda bulunmamıştı. Binaya hayretle bakarken, Hayley'nin sahte öksürmesiyle kendine geldi ve kendi tarafındaki kapıyı açıp indikten sonra Hayley'nin tarafına gidip onun kapısını da açtı ve girmesi için kolunu uzattı.
Hayley, Luke'un koluna girdi ve binanın girişine doğru yürümeye başladılar. İçeri girdiklerinde Hayley insanların yanına gidip konuşmaya başladı ve Luke'dan kendisine soğuk bir şey getirmesini rica etti. Luke, yalnız olsalardı rica etmeyeceğini adı gibi biliyordu. Luke içeceklerin olduğu tarafa yöneldi ve masanın başındaki kişiye "Merhaba iki kokteyl verebilir misiniz?" dedikten sonra adamın hazırlamasını bekledi.
Sarımsı renkteki içecekleri aldıktan sonra Hayley'nin yanına gitti. Hayley'nin şu an da konuştuğu kişiye veda ettiğini duyunca içeceğini vermek için sohbetlerinin bitmesini bekledi. Hayley muhtemelen 40-45 yaşlarda olan kadına hafifçe el salladıktan sonra arkasına döndü ve Luke'un yanına geldi.
Daha sonra da "Seni sadece şimdi yapacağımız şeyi yapabilmek için kiralamıştım. O yüzden batırmasan iyi edersin." dedi. Luke gözlerini devirme isteğini zaptetti ve kafasını tamam anlamında salladıktan sonra "Tam olarak ne yapmamı istiyorsun?" diye sordu. Hayley sanki dünyadaki en bariz şeyi söylüyormuçasına bir ses tonuyla "Sadece bana aşık gibi görün." dedi.
YOU ARE READING
Knock Knock>>Lashton
FanfictionKader bir şekilde Avustralya'daki en zengin genç olarak bilinen play-boy Ashton Irwin ve ekonomi okuyan üniversite öğrencisi Luke Hemmings'i karşılaştırırsa ne olur?
• 2 •
Start from the beginning
