Korkunun Nefesi(3.bölüm)

10.2K 614 33
                                    

Uyuyamıyordum.Kollarım ağrıyordu.İlk çalışmamızda Tomoe hiç anlayışlı davranmamıştı.

Saat sabahın beşi.Artık çalışmalarımızı sabah 6 ve akşam 6da yapacaktık.En iyisi hazırlanıp aşağı inmeliydim.

Dışarı çıktım.Kocaman bir nefes alıp sonra verdim.

''Vay,Vay bazıları erkenci.''Ah olamaz!

''Evet, uyuyamadım.''

''Beni mi düşündün yoksa.''Bir insan ne kadar kibirli olabilirdi ki?

''Evet,aslında seni düşündüm tabi küfür ederken.Beni o kadar yordun  ki ağrılardan uyuyamadım.''

''İşler ciddi.Çabucak güçlenmen lazım.Bugün ormanda çalışacağız.''dedi

''Neden?''

''Çünkü ben öyle istiyorum.Beni takip et.''Dedi ve yürümeye başladı ben de onun peşinden gittim mecburen.

Yeşilci biri değilimdir pek.Çiçek,böcek falan umurumda değildi ama bu orman çok güzeldi.

Rengarenk çiçekler,ismini bilmediğim uzun ağaçlar ve bizim için hazırlanmış çalışma alanı.Bu rüyamda gördüğüm ormana çok benziyordu.Belki de  o ormandır.Buraya geleceğime dair bir rüya görmüş olabilirdim.

''Hey!Sen daha ne kadar duracaksın?''

''Uf tamam.Ne yapmam gerek.?''

Pis pis gülmeye başladı.Ah hayır kim bilir ne yapmamı isteyecek.

''Şu ağaca tırman.''Dedi adını bilmediğim uzun ağaçları göstererek.

''Bu ağaçların adı ne?''

''Sekoya''

''Hmm ama nasıl tırmanacağım ve neden?''

''Antreman işte.Al sana ağaç, tırman ve kendini kanıtla tabi bu sadece ısınma turu asıl çalışmamızda kılıç kullanmayı ve kung fu yu öğreneceksin.''

''Evet yani geleceğin Jackie Chan 'i olacağım.''Dedim gülerek.

''Şey o kadar olmasa da kendini savunacak kadar.''

''Peki o halde tırmanıyorum.''

Defalarca denedim ama olmadı.Tomoe bir ara histeri krizi geçiriyor sandım ama yaptığı tek şey oturup bana gülmek oldu.Kaç defa yere çakıldığımı hatırlamıyorum.Küçükken de hiç tırmanmazdım ki ağaçlara.

''Ah!Yeter artık.''Dedim ayağa kalkmaya çalışırken.

''Peki artık kılıç kullanmayı öğrenmenin zamanı geldi.''

''Bir dakika.Neden ağaca tırmanmaya çalıştım yani bana ne faydası olacak?''

''Senin için değil benim içindi o.''Dedi gülerek.

''Ne?''

''Benim de gülmeye ihtiyacım var.Ve sayende şimdiye kadar hiç gülmediğim kadar güldüm.''

Gerçekten bırakıp gidecektim.Sinirden onu öldürebilirdim.

''Güçlerim açığa çıkınca seni öldüreceğim.''Dedim  öfke dolu sesle.

''Güçlerin ortaya çıksa da bana hiçbir şey yapamassın.''Dedi ukala bir tavırla.

''Nedenmiş o''Dedim.

''Çünkü benim gibi yakışıklı ve karizmatik birine elini sürmeye kıyamassın.''

''Gerçekten beni çalıştıracak senden başkası yok muydu?''

''Vardı ama en güçlüsü benim.''Ayağa kalktı ve kılıçların asılı olduğu ağaca yöneldi.

Sabretmem gerektiğini onlarca kez içimden tekrarladım.

''Merak etme sana çok güzel kıyarım.''Dedim 

          ***

''Bu senin kılıcın.''Dedi gümüşten bir kını vardı kılıcın.

''Kılıcı ne çok yumuşak ne de çok sert tutacaksın.Sert tutarsan çabuk yorulursun.Yumuşak tutarsan kılıç elinden düşer.''

''Anladım.''Dedim artık ciddiydik çünkü ikimizde durumun farkındaydık savaş yakındı.

Beni ilk hamlede etkisiz hale getirdi.

''Karşındakinin el bileklerine saldır.Eğer bileklerine olmassa ayak bileklerinin arkasına saldır.Aşil tendonu deniliyor oraya ve saldırganın yürümesini engelliyor.''Gerçekten ukala olabilirdi ama iyi bir öğretmendi.

Bir hamle yaptım ama Tomoe'nin kılıcını boynumda hissetim ve benim kılıcım ağaca saplandı.

''Şey gerçekten iyisin.''Dedim

''Sana demiştim''Dedi ama etrafı dinliyodu.

''Neler oluyor?''Dememle bir ok başımın yanından hızlıca geçti.

''Yere yat!''

Neler oluyordu.Kılıcım...Evet kılıcımı almam gerekiyordu.Koşarak kalktım ve tam kılıcı alacakken arkamda biri belirdi.Soğuk nefesini tenimde hissediyordum.Tomoe tam karşımda donup kalmıştı.

''Sen de bizim istediğimiz bir şey var.''Dedi ve artık ne olduğundan emindim.Bir Drow!

Ejderha Alevi:BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin